Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa değişiklik paketinin oylanacağı yarınki halk oylamasıyla ilgili, 'Burada bir 'ret' çıkarsa, bu tabii Türkiye'deki istikrar ve güven dönemini zedeler ve demokrasimiz travma geçirir, bu kesin' dedi.
TVNet kanalında referandum süreci ve gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, Anayasa değişikliği paketinin bir AK Parti projesi değil, millet projesi olduğunu yineledi ve partilere oy verilmeyeceğini söyledi.
AK Parti'ye, 'Sen burada fazla oy alacaksın, sen otur, bu kadar oyun var' denilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, 'Bir köşe yazarı, 'bir diktatörlükten başka diktatörlüğe geçmemek için hayır diyorum' diyor. Köşesinde bunu yazan beyefendiye sesleniyorum: Bir film senaryosu hazırlıyorsun, uygulamaya koyuyorsun, bu filmin galasına beni davet ediyorsun. O diktatörü rant sağlamak için mi davet ediyorsun? Bunun, kalemin namusuyla dürüst ilişkisi var mı?' diye konuştu.
CHP'nin gazetelere verdiği ilanlarda 'AK Parti kendi yargısını oluşturuyor' dediğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
'Siz kendi yargınızı oluşturdunuz ey CHP ve bununla bedel ödettiniz bu ülkeye. Bu bedeli ödeyenlerden birisi de benim. Benim birçok arkadaşım bu bedeli ödediler. Biz bunları yaşadık ama Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir bedel ödemedi. Bu noktadaki yaklaşım tarzları zaten çok çirkin. Bunları anlamak, anlatmak maalesef mümkün değil. O kadar çok örnekleri var. Yargıtay Başkanı'nın adli yıl açılışında yaptığı konuşma Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı konuşmalardan pek farklı değildi. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın karşısında böyle bir yaklaşımda bulunması bana göre çok çirkindi. Eğer kendine güveniyorsan, çıkar cübbeyi çık siyaset meydanına, ondan sonra istediğini konuş ama emekli olduktan sonra yapma o işi. Beni mahkum edenler emekli olduktan sonra siyasete soyundular. Nereye gittiler? Malum yerlerine, CHP'ye ve siyasete başladılar ama bu böyle gitmeyecek. Çünkü bunun içinde bu sıkıntıyı yaşayan birçok insan dışlandı, itildi kakıldı, hakları olduğu halde buralarda görev alamayanlar oldu. Şimdi adli yargı, idari yargı böyle bir seçim yaptığı zaman bu milletin çocukları hukuk sisteminin içinde yer alma şansı bulacak. Aksi takdirde bu kast sistemini aşmak mümkün değil. Şimdi bu aşılacak ve verilen kararlar daha adil olacak. Adalet camiası bundan acayip memnun. Düşünebiliyor musun, bir savcı korkar mı? Korkuyor. Niye? 'Ben bu kararı verdiğim zaman akıbetim ne olacak' diye.
Biz mi oluşturuyoruz bu noktada kendi yargımızı? Sayın Bahçeli de Sayın Kılıçdaroğlu da bunu söylüyor. Ben zaten Sayın Bahçeli'nin vagon olmasını anlamakta zorlanıyorum. O camianın birçok insanı 12 Eylül'de bu çileyi çekmiş, bu bedeli ödemiş; sen bu bedeli ödetenlerle şu anda omuz omuza oluyorsun. Tavsiye ederim, Ozan Arif'in son yazdığı şiiri okusun.'
Erdoğan, halk oylamasında 'hayır' oyu vereceklerin 'AK Parti ne diyorsa onun tersini yapacağız' yaklaşım tarzına saygı duymasının mümkün olmadığını belirterek, 'Ben buna ancak 'Allah şifalar versin' derim' dedi.
Anayasa değişikliği paketindeki düzenlemeleri meydanlarda işlediğini ancak muhalefetin bu konulara hiç girmediğini anlatan Erdoğan, 'Ana muhalefet partisinin lideri 'kayısı ücretleriyle, fındıkla, çayla ilgili Anayasa metninde bir şey gördünüz mü?' derse bu insanla siz Anayasa'nın neyini konuşacaksınız? Bu kadar sulandırdılar bu işi. Sayın Bahçeli de metnin içine hiç girmedi' diye konuştu.
Erdoğan, 'bugün git yarın gel' bürokrasi anlayışının kamu denetçiliği anlayışıyla kontrol altına alınacağını, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı getirildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini biz Türkiye'ye getiriyoruz. Anayasa Mahkemesi, Türkiye İnsan Hakları Mahkemesi oluyor. Oraya müracaat edecek, oradan neticesini alacak' dedi.
Yargıtayın, bireysel başvuru hakkının kendisine yapılmasını istediğini anımsatan Erdoğan, 'Siz bir defa, daha yüz binlerce dosyanın altından kalkamadınız. 'Yargıya eleman alalım' dediğimiz zaman Danıştay kamerayla mülakat yapılması gerektiği yönünde karar verdi. Ben de kendilerine dedim ki 'Siz Danıştaya kamera mülakatıyla mı girdiniz?' Yargıtay üyeleri kamerayla mülakat yapılarak mı alındı? Şimdi kalkıp bize 'mülakatları kamerayla yapın' diyorlar. Her alanda eşit olmayan kararlar var' diye konuştu.
Anayasa değişikliğiyle Adalet Bakanlığının teftiş sisteminden neredeyse tamamından çekildiğini anlatan Erdoğan, 'Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Bizim kendi yargımızı oluşturmak gibi derdimiz, sıkıntımız yok' dedi.
Başbakan Erdoğan, 2011 genel seçiminden sonra 'ileri demokrasi' için uygulama safahatına başlayacaklarını belirtti. Yeni bir anayasa için 2007 yılında çalışma başlattıklarını anımsatan Erdoğan, seçim sonrasında geniş bir katılımla yeni bir anayasayı çıkarmak istediklerini kaydetti. Erdoğan, 2011'den sonra da daha önceki uzlaşmacı yaklaşımlarını ortaya koyacaklarını ifade ederek, 'Yeter ki üzümü yiyelim, bizim işimiz bağcıyla değil. Yeter ki ülke kazansın. Her zaman söylüyorum, ülke kazanacaksa biz kaybetmeye hazırız' diye konuştu.
Muhalefetin her zaman farklı yaklaşım tarzı ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
'(AK Parti diyorsa tam tersi) diyenler, AK Parti iktidarının hizmetlerinde de aynı şeyi söylüyor mu? 'Bunu buraya AK Parti getirdi, ben kullanmam' diyor mu? Birinci köprüye, ikinci köprüye itiraz edenler tıpış tıpış geçti. Aynı şey şimdi... Bu kadar bölünmüş yollar yapılıyor. Kılıçdaroğlu'nun söylediği şey şu: 'Recep Bey buraya ne getirdi?' Giresun'da bir yiğit çıkmış, oradan bağırmış. Giresun'da sahil yoluna sırtı dönük konuşuyormuş. 'Arkandaki sahil yolunu yaptı' demiş.'
Halk oylamasının sonuçlarına ilişkin değerlendirmede de bulunan Erdoğan, 'Burada bir 'ret' çıkarsa, bu tabii Türkiye'deki istikrar ve güven dönemini zedeler ve demokrasimiz travma geçirir, bu kesin. Çünkü biz ileri demokrasiden bahsediyoruz. Şu anda yaralı, bereli bir demokrasi var zaten. İleri demokrasiye ulaşabilmemiz için çok güçlü bir çıkışın olması lazım. Herkesin demokratik haklarını çok rahat kullandığı Türkiye'yi yakalamamız lazım' diye konuştu.
Erdoğan, ekonomiyle demokrasinin 'at başı gittiğini' vurgulayarak, 'Eğer bizim 7.5 yıllık bir demokrasi mücadelemizde az da olsa bir başarı kaydetmemiş olsaydık, ekonomide bire üç katlayamazdık. Küresel krize rağmen birinci çeyrekte yüzde 11 büyüdük. Dünyada dördüncü, Avrupa'da birinci olduk. Bu, geleceğe yönelik Türkiye'nin önünün ne kadar açık olduğunu gösteriyor' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçen hafta İsrail televizyonu ile yaptığı söyleşiyi eleştiren Erdoğan, şöyle devam etti:
'Yapmış olduğu söyleşinin yaklaşım tarzı çok ama çok çirkin. Öyle zannediyorum ki son dönemlerde hiçbir Türk politikacısı kendi ülkesinin iktidarını kalkıp da İsrail'e şikayet etmemiştir. Bu çok talihsiz bir yaklaşımdır. Bu da ancak zaten Kılıçdaroğlu gibilere yakışır. Onların yapacağı iştir bu. Mavi Marmara olayında 'iki taraf da hatalıdır' ifadesini kullanmak kadar çirkin bir şey olabilir mi? Sen kim adına konuşuyorsun? Sen kimin avukatısın? İsrail'in avukatı mısın? İsrail'in avukatıysan burada ne işin var? Git politikayı İsrail'de yap ama sen bu ülkenin, Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanlığına soyunmuşsan, böyle bir rüyan varsa, o zaman bu ifadeyi kullanamazsın. Hele bir İsrail televizyonuna bu açıklamayı yapamazsın. Siz bu kafayla gittiğiniz müddetçe zaten bu millet sizi hiçbir zaman bu ülkede iktidar yapmaz ve yapmayacaktır da. Benim tanıdığım Türk milleti budur. Bizim üzüldüğümüz şey şu: Türkiye'de ana muhalefet partisi liderinin İsrail televizyonuna Türkiye'nin yönetimini şikayet etmesi hiçbir şeyle izah edilemez. Halkım bu noktadaki gereken değerlendirmesini yapacaktır.
Bir ülkede parlamento içinde iktidar ve muhalefetin el ele vermesiyle o ülkenin güçleneceğine işaret eden Erdoğan, ülkenin ortak menfaati söz konusu olunca muhalefetin bunun karşısında olmaması gerektiğini söyledi.
Terörle mücadelede muhalefetin bir gün yanlarında yer almadığını ifade eden Erdoğan, 'Biz güvenlik güçlerimizle beraber bu savaşı, bu mücadeleyi veriyoruz ama bir gün yanımızda yer almadı. Biz Yüksekova'yı konuşuyoruz, Şemdinli'yi konuşuyoruz, Gediktepe'yi konuşuyoruz, adam Ankara'dan bize salvo atışları yapıyor' dedi.
Erdoğan, 2023 itibarıyla Türkiye'yi dünyada ilk on ülke arasına sokmayı hedeflediklerini belirterek, İstanbul'u bir finans merkezi haline getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
A Milli Basketbol Takımı'na bu akşam oynayacağı Sırbistan maçında başarılar dileyen Erdoğan, 'Mutluyum, çünkü gençlerimizi, 12 Dev Adamı çok inançlı gördüm, kararlı gördüm' dedi.
Pakistan'daki felaketin de unutulmaması gerektiğini belirten Erdoğan, önümüzdeki hafta ya da bir sonraki hafta Pakistan'a geniş bir heyetle giderek yerinde inceleme yapmayı palanladığını kaydetti.
Erdoğan, Bayram izni sonrasında trafiğe çıkacak vatandaşların hız limitlerini aşmadan evlerine dönmesini de istedi.