CHP'nin önerisinde eski maddedeki “Kollamak” ibaresi ortadan kalkarken “Koruma” görevi daha geniş bir alana oturtuluyor. Bu madde darbelere meşruiyet oluşturmak isteyenlere yeni bir zemin olacak içeriğe sahiptir. 35. maddeyi değiştirmek yerine tamamen kaldırmak anlamlı bir yaklaşım olacaktır.
Komik bir tartışmanın, ucuz bir siyaset oyunun içerisinde çalkalanıp duruyoruz. Önce “Anayasa değişikliği paketinin” iptali için Anayasa Mahkemesinin kapısına (alışkanlık oldu aslında) giden sonra da istediği karar tam olarak çıkmadığı için “Hayır” kampanyası başlatan CHP ve onun “Yenimsi” genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “suç bastırmak ve üste çıkmak” psikolojisi içerisinde yeni bir tartışmayla karşımızda: “Darbelere dayanak teşkil eden Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu Madde 35. maddesini kaldıralım.”
Kulağa hoş geliyor…
Bu ne perhiz be ne lahana turşusu…
Anayasa değişiklik paketinde Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması da yer alıyor.
Hatırlayalım geçici 15. maddeyi: “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.”
12 Eylül 1980'de darbe yaparak yönetime el koyanları tüm icraatlarıyla koruma altına alan geçici 15. madde Anayasa değişikliği halkoyuna “EVET” çıkarsa tarihe karışacak.
Kemal Bey'e şimdi sorsak biz buna karşı değiliz ama pakete karşıyız diye savunma yapacaktır.
“Ne İçerdiğine değil, kimim getirdiğine” bakılarak kurban edilen Anayasa Paketi “Ne içerdiğine değil, kimin getirdiğine” bakılarak kurban edilmeye çalışılan bu değişiklik paketinde yer alan önemli konuları tek tek sorsak sanırım aynı cevabı alırız.
* Kemal Bey siz YAŞ kararları ile sokağa atılan, aç bırakılan, çocuklarının temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz duruma getirilen yüzlere TSK mensubu subay-astsubayın yargıya gitmesine karşımısınız?
Hayır efendim biz pakete karşıyız…
* Kemal Bey siz insanların fişlenmesinin önlenmesine ve kişisel verilerinin korunmasına karşımısınız?
Hayır Efendim biz pakete karşıyız…
* Kemal Bey siz Hâkim kararı olmaksızın insanların yurt dışına çıkışlarının engellenmesine karşımısınız?
Hayır Efendim biz pakete karşıyız…
* Kemal Bey siz sivillerin askeri mahkemelerde yargılanamamasına karşımısınız?
Hayır Efendim biz pakete karşıyız…
* Kemal Bey siz insanlarımızın Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapmasına karşımısınız?
Hayır Efendim biz pakete karşıyız…
* Kemal Bey HSYK'nın meslekten çıkarma (hâkim ve savcılar) kararlarının yargı denetimine açılmasına karşımısınız?
Hayır Efendim biz pakete karşıyız…
Bu diyalog uzar gider…
Paketin önünü kesmek ve halkoylamasında “HAYIR” çıkması için il il miting düzenleyen CHP Birden “demokratvari” bir tavırla ortaya çıkıp İç Hizmet Kanunu Madde 35. maddesini kaldırmak istiyor.
Samimiyetine inanmadığım bu teklif yine de hoşuma gidiyor. Ama Kemal Bey tıpkı başörtüsü konusunda söylediklerinden kısa sürede çark ettiği gibi bu teklifinde de çark ediyor.
Kaldıralım dediği 35.madde yerine yeni bir madde hazırlayıp Meclis Başkanlığına sunuyor.
İşte CHP'nin yeni 35. madde önerisi:
“Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve Anayasaya bağlı olarak korumaktır”
Eski madde de ki “Kollamak” ibaresi ortadan kalkerken “Koruma” görevi daha geniş bir alana oturtuluyor.
Bu tuzağa düşmemek lazım. Bu madde darbelere meşruiyet oluşturmak isteyenlere yeni bir zemin olacak içeriğe sahiptir.
35. maddeyi değiştirmek yerine tamamen kaldırmak anlamlı bir yaklaşım olacaktır.
Maddenin kaldırılması darbelere karşı oluşturulacak “sembolik değerde” bir tavır olacaktır.
Çünkü müdahalelerde bu maddeye atıf yapılmıştır. 12 Eylül askeri darbesinin mimarı Kenan Evren müdahaleden sonra yaptığı ilk konuşmada:
“Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanunu'nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.”
Cümleleriyle aynı maddeye açık bir atıfta bulunmuş ve darbeye yasal dayanağı bu maddeye dayandırmıştır.
Bu sebeple madde ivedi kaldırılmalı ve darbe heveslilerine sembolik bir mesaj verilmelidir.
Yoksa darbe yapacak olan bu madde olsa da olmasa de kendi dayanağını mutlaka bulacaktır.
Darbelere esas dur demenin yolu darbeye giden tüm siyasal, sosyolojik temelleri ortadan kaldırmak ve sağlam bir demokrasi kültürü yerleştirmektir.
İşte bu sebeplerle;
Darbecilere yargı yolunu açan Anayasa değişikliğine EVET,
Darbecilerin meşru zemin olarak kullandıkları 35. maddeyi kaldırmaya EVET,
CHP'nin “Koruma” kavramını daha da güçlendiren yeni 35. madde tuzağına HAYIR…