Buğday fiyatıyla ilgili spekülasyon sürerken, TMO 'Sorun yok' dedi. Ziraatçiler ise tüccarın elindeki unla ekmeğe zam yapılacağını söyledi.
Bir taraftan buğday fiyatları ile ilgili spekülatif piyasa hareketi devam ederken, bunun yansıması olarak ekmek fiyatında yaşanacak fiyat yükselişleri ve beklentiler de kafaları karıştırdı.Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) son gelişmeler üzerine hazırladığı rapora göre, dünyanın belli başlı buğday üreticilerinin 2010 verileri kayda değer bir gerileme göstermiyor. Bu yıl 3 milyon ton fazla vermesi beklenen Türkiye'nin buğday piyasasında ise sadece TMO stoklarında 2,2 milyon ton buğday hazır durumda.
Hububatla ilgili olarak yayılmaya çalışılan olumsuz havanın aksine veriler pozitif özellikler taşıyor. TMO'nun raporunda, ne Türkiye'de ne de dünyada hububat açısından endişe verici boyutta bir sorun yaşanmadığı rakamlarla ortaya konuldu. Raporda, “Geçen yıldan devreden buğday stoku 197 milyon ton. 2010 yılı üretim tahmini 651 milyon ton. Dünyanın buğday stoku 848 milyon tondur. Bir sonraki yıla devir 193 milyon ton olacaktır. Bu veriler de göstermektedir ki, dünya buğday arzında bir yetersizlik söz konusu değildir” ifadesine yer verildi.
Raporda şunlar kaydedildi: “2010 üretiminde son tahminler 19 milyon ton civarındadır. 2 milyon tonluk devir stoku ile birlikte (1,3 milyon tonu TMO'da 700 bin tonu özel sektörde) bu miktar 21 milyon tona çıkmaktadır. Kendine yeterli buğdayı fazlasıyla mevcuttur.”
Raporda “Haziranda, alım fiyatlarının yanında açıkladığı satış fiyatları (1'inci grup Anadolu Sert Ekmeklik Buğday için); Kasım ayı için 645 TL / ton, TMO stoklarında d 2,2 milyon ton buğday var” denildi.
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, çiftçinin TMO'ya 50 kuruşa verdiği buğdayın un tüccarının elinde olduğunu belirterek, Ramazan ayının ardından ekmek ve simit fiyatlarına zam yapılacağını iddia etti. Yetkin, Ankara İçkale Otel'de düzenlediği toplantıda, TZD'nin '2010 yılı ekmek raporu'nu açıkladı. Türkiye'de her yıl 12 milyon ton civarında ekmek üretildiğini belirten Yetkin, yoksul bölgelerde ekmek tüketiminin arttığını, insanların karnını ekmek ile doyuracak noktaya geldiğini söyledi. Yetkin, zammın gerekçesi olarak su, mazot ve doğalgaz giderlerini gösterdi ve fırınlara verilen elektrik, doğalgaz ve mazot fiyatlarında sübvansiyona gidilmesini önerdi.