2010 yılına girmeye az kaldı. Herkes ayrı bir telaş içerisinde. Ancak herkesin özellikle merak ettiği bir nokta var. İstanbul 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti. Kimileri bu süreçten umutlu, kimileri ise yapılan çalışmaları yetersiz buluyor. Biz de yeni yıla girmeye hazırlandığımı bu günlerde ünlü isimlere 2010 İstanbul'una dair hayallerini sorduk. Gördük ki en büyük hayal kültür başkenti olan bir şehirde kültür sanat adına yapılan çalışmaların fazlalaşması. Kimi opera salon istiyor, kimi sokak hayvanları için barınak, kimi de tarihi yarımada için müze. Bu hayallerin hepsi gösteriyor ki İstanbul'da kültür sanat alanında alınacak yol oldukça uzun.
2010 yılı İstanbul'a farklı bir güzellik ve yeni bir heyecanla geliyor. İstanbul, 2010 yılını Avrupa Kültür Başkenti olarak karşılıyor. Geleneği ile buluşan İstanbul geleceğe koşuyor. Farklı din ve kültürlerin yüz yıllardır hep birlikte barış ve huzur içinde yaşadığı İstanbul 2010 yılında tüm dünyaya bir daha yeniden barış ve sevgi mesajı verecek. 2010 yılı İstanbul'un uluslararası arenada prestijini artıracak. İstanbul'u yeniden gündeme taşıyan bir yıl olacak. 2010 yılının İstanbul için yeni güzelliklere vesile olması dileğiyle tebrik ediyorum.
Her İstanbullu gibi bir şehirden çok bir rüyanın, bir sırrın içinde olduğumu hissediyorum. Allah'a şükrediyorum İstanbul'da yaşamayı bizlere bahşettiği için... Boğazın maviliğine, yedi tepenin rengârenk sırtlarına, erguvanlara, çeşmelere, sandallara, adalara, alın terine, martılara, Beyazıt Meydanı'na, Üsküdar'a şükrediyorum. İstanbullu olarak son nefesimi de vermek istediğim şehir, 2010'da da muazzam olacaktır. 2010'daki İstanbul'un barış dolu ve bereketli günlerle yaşamasını temenni ediyorum. Sağlıklı bir hayat için gereken temiz hava, temiz su başta olmak üzere, kent yaşamında gerekli hizmetlerin aksamadan sunulduğu ve hizmetlerden faydalanma konusunda fırsat eşitsizliğinin yaşanmadığı bir İstanbul...
Bir yandan 2009 yılını geride bırakarak, yeni bir yıla girmenin coşkusunu, öte yandan da tarihin en önemli medeniyet beşiklerinden biri olan İstanbul'un, yeni yıl ile birlikte Avrupa'ya Kültür Başkentliği yapacak olmasının heyecanı ve gururunu yaşamaktayız. 2010 yılı, İstanbul için önemli bir yıl. Yüzyıllar boyu farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan İstanbul'umuz, yeni yıl ile birlikte Avrupa Kültür Başkenti olarak dünya kentleri sıralamasındaki yerini daha da güçlendirecek. İstanbul'u ne kadar iyi tanır, tanıtır ve sorunlarını çağdaş çözümlere ulaştırırsak Türkiye'ye ve dünyaya da o kadar hizmet etmiş oluruz. 2010 yılının, İstanbul için, Türkiye için, dünyamız ve tüm insanlık için, barışın ve hoşgörünün milli birlik ve kardeşliğin egemen olduğu, şiddetten ve çatışmalardan uzak güzel günleri birlikte getirmesini diliyorum.
Metrolarıyla donanmış, herkesin birbirine günaydın dediği, sokakta tinercilerin gezmediği, tiyatro salonlarının her gece dolduğu, yirmi tane opera, 300 tane tiyatro salonunun olduğu bir İstanbul düşlüyorum. Bir gecede olacak değil ama benim düşlediğim İstanbul böyle. Belki olur, belki olmaz. Bir de yeni yılda herkesin alın terinin karşılığını aldığı bir ülke, bir dünya. O dünyanın içerisinde de İstanbul elbette olacaktır. Bu hayallere ulaşabilmek için herkesin doğru bildiğini söylemesi gerekiyor. Temennim bu.
Yeni yılda İstanbul nasıl bir şehir olmalı sorusuna daha çok yeşillik ve daha çok park olmalı diye yanıt verebilirim ancak. Bir de trafik sorununun metrobüsle değil de farklı yollarla çözülecek olmasını dilerim. Çevresel atıklarla ilgili düzenlemelerin yenilenmesini isterim. Sokak hayvanlarıyla ilgili daha medeni ve kapsamlı çalışmalar yapılsın isterim. 2010 yılında İstanbul Avrupa Kültür Başkenti oldu ama bizim hala bir opera salonumuz yok. AKM kilitli duruyor. Böyle bir kentin doğru düzgün bir performans mekânının olmaması çok acı. Çok iç açıcı bir resim çizemedim ama yeni yıla dair hayallerim bunlar.
İstanbul'la ilgili yeni yılda tek hayalim trafiğin azalması olur. İnsanların birbirine 'günaydın ve iyi akşamlar' dediği bir İstanbul var hayalimde. Bir de belki farklı bir istek gibi gelecek ama ben İstanbul'da bulunan cami ve kiliselere bakım yapılmasını istiyorum. Gidin bakın cami ve kiliselerin dış cephelerine. Çoğu bakımsız. Eğer biz silüeti düzeltmeye çalışıyorsak işe buradan başlamalıyız. Işıl ışıl olur şehri şehir yapan öğeler. Bir de bu şehir artık hak edenlerin olsun.
Yeni yılda artık göçün durmasını isterim. Tarihi yarımadanın yani sur içinin müze adası olmasını isterim. İstanbul'un Romalı, Osmanlı ve Cumhuriyet kimliğinin doğru bir şekilde bütünleşmesini isterim. Haliç'teki tüp geçit projesi de bozuyor İstanbul'un siluetini. Bunun düzelmesini dilerim. İstanbul şu anda talan edilen bir şehirdir. Bu şehirden hep alınmış, ama ona hiçbir şey verilmemiştir. Bu şehir hala yağmalanmaktadır. Ben şu anda İstanbul'la ilgili bir kitap hazırlığındayım. Yaptığım araştırmaların sonucu beni korkutuyor. Buna bağlı olarak da hayaller büyüyor. Bizim İstanbul'a yaptığımızı barbarlık, vahşilik ve canilik. Başka hiçbir şeyle açıklanamaz bir durum. Yedik, bitirdik şehri
İstanbul'a dair çok hayali var insanların ve tabi ki benim. Daha fazla yeşil alan ve yayaların rahat yürüyebileceği kaldırımların olması, insanların korna çalmaması mesela. Her türlü akustik planlamasıyla, canlı konser yapmaya uygun bir kapalı konser salonu yok İstanbul'un. Yeni yılda en azından böyle bir salonun yapılmasını hayal ederim. Bunlar şu anki vaziyete göre oldukça büyük hayaller zaten. Bir de ben İstanbul'a hak ettiği değerin verilmediğini düşünüyorum. Bırakın İstanbul'u Türkiye'nin her yerinde durum böyle. 2010'dan umutluyduk ama çok karıştı. Artık ona dair de ciddi hayallerim kalmadı. Son olarak İstanbul'un çok daha yaşanabilir olmasını diliyorum.
Yeni yılda beklediğim en önemli şey yeni bir opera salonunun açılması herhalde. Tiyatrodan vazgeçtim doğru dürüst bir konser ve opera salonu istemeye başladım. Bir de eski İstanbul'u yok ettik, bari yenisini mahvetmeyelim. Biz her şeyi harcıyoruz… İnsanı, şehri, yaşamları…İstanbul bence dünyanın yaşanması gereken en önemli şehri. İnsana yaşaması gereken iyi ve kötü her şeyi sunan bir yer burası. Ve bu şehre dair hayal edilecek çok şey var. Umarım önümüzdeki yıl gurur duyacağımız işler yapılır.
Bu kadar önemli güzelliklerin bir arada olup da, yağmalandığı bir coğrafyada bir sihirli değneğin İstanbul'a layık bir biçimde bizden önceki kuşakların bıraktığı değerleri eski haline getirmesini dilerim. Ne yazık ki içler acısı bir manzara ile karşı karşıyayız. Dünyada böyle kültürlerin nasıl korunduğunu bilen bir gazeteciyim. Ama İstanbul'umuzda varolanların nasıl yok edildiğini gördükçe yüreğimiz sızlıyor. 2010'un sabahında kalktığımda insanüstü bir güçle bugüne kadar yanlış müdahalelerle yıkılan bütün her şeyin yerli yerinde olmasını dilerim. Umudum yok ama hayaller olmadan da yaşayamıyor insan. Bir sihirli değnek dışında hiçbir şey düşünemiyorum.