Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 35. maddenin değiştirilmesi tartışmasının gündem saptırmaya yönelik olduğunu belirterek, "Türkiye'de hiçbir darbe kanundan güç almamıştır, kanunsuzluktan güç almıştır" dedi.
Bir dizi inceleme ve gezi için Ordu'ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Balıktaşı Otel'de gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. 35. madde tartışmalarıyla ilgili olarak Günay, bu konunun gündem saptırmaya yönelik olduğunu belirterek, "Kimse kimseyi kandırmasın. Türkiye'de darbeler İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesine dayanarak yapılmadı. Hiçbir darbe kanundan güç almıyor, kanunsuzluktan güç alıyor. Bu darbeler demokrasiyi, demokratik rejimi, hatta millet iradesine de son verdiği için cumhuriyete de son vermiştir. Biz bunu (35. maddeyi) değiştiririz ama bu konu şu anda gündem saptırmadan ibarettir. Biz demokratikleşmemizi yapalım, bir daha da kimse tank sesiyle uyanmasın. Herkes hangi saatte kalkmak istiyorsa o saatte uyansın" diye konuştu.
1961 ve 1982 anayasalarını değerlendiren Günay, şöyle konuştu:
"1961 Anayasası'ndan bu yana anayasalarda darbe yapanlar bırakın yargılanmayı, sorgulanamaz, tazminat davasına bile muhatap yapılamaz cezalandırılamaz diye bir hüküm vardı. Bu kanun 1961'den 1982'ye kadar, 1982'den de bugüne kadar yürürlükte kaldı. İlk defa parlamento simgesel değeri çok yüksek bir adım atarak darbecilerin yargılanamayacağı, geçici denilen ama 50 yıldır var olan bu maddeyi kaldırıyoruz. Bunun demokrasi, milli irade ve hukuk devleti açısından özel bir anlamı vardır. Ama bu aydınlığı karartmaya çalışan var. Ben yurttaşlarımızın hangi siyasi partiden olurlarsa olsunlar, Türkiye'nin hukuk devletine doğru yürüyüşünü içselleştireceklerini ve partisel bağlantılardan kurtularak bu demokratikleşmeye destek olacaklarına düşünüyor ve inanıyorum."
Sümela Manastırı'nda ayin yapılmasına yönelik tepkilere de değinen Bakan Günay, "Biz Doğu Karadeniz'in turizm tanıtımını, alt yapısını geliştirmeye çalışıyoruz. Biz de bir tarihi eserin, doğa güzelliğin tanıtımını yapmazsanız hiç bir değer taşımıyor. Bölgemizde simgesel özelliği olan mekanlar var. Sümela bunlardan birisi. Bizim için bir anıt müzedir. Ama bir inancın sahipleri bizim için kutsaldır diyerek çok özel günde 2 saat dua etmek istiyoruz diyorlar. İnanca saygı açısından, özgürlükçü bir devlet
açısından, bu talep karşısında olmak mümkün olabilir mi? Tüm sınırları Vali arkadaşımız belirlemek üzere orada günü, saati ve zamanı sınırlı bir ayin yapılmasına imkan verdik. Bundan niye rahatsız olurlar? İnsanlar farklı dillerden dua edecekler. Bırakalım insanlar dua etsinler. İnsanlar kavga etmesinler dua etsinler, ne var bunda?.Bundan kimse kötülük görmez. Ama Türkiye'nin ileri gitmesini istemeyen bazı mihraklar her konudan bir polemik çıkarmaya çalışıyorlar" diye konuştu.
