Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı ile birlikte, yüksek yargı organlarının da kararlarını bozma hakkı getirilmesi, Yargıtay ve Danıştay'ın tepkisine neden oldu. Ancak, AB üyesi ülkelerin birçoğunda uygulama bu yönde
Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı ile birlikte yüksek yargı organlarının da kararlarını bozma hakkı getirilmesinden rahatsız olan Yargıtay ve Danıştay, AB müktesebatında yer almasına rağmen, bu yasaya açıkça karşı durmaya devam ediyor. Venedik Komisyonu da Anayasa Mahkemesi'ne yargı karlarını iptal etme yetkisinin tanınması gerektiği yönünde görüşleri savunuyor. Venedik Komisyonu raporuna göre; Brezilya, Kanada, Estonya, İzlanda, İrlanda, Japonya, Slovenya, Slovakya, Ermenistan, İsviçre, Kıbrıs Rum Kesimi, Güney Afrika, İspanya, Makedonya ve Amerika'da yargı kararlarını iptal ederek uyuşmazlığın esası hakkında karar verme yetkisi bile tanındığı belirtildi. AB üyesi ülkelerde ise Almanya başta olmak üzere Andorra, Bosna-Hersek, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Letonya, Lihteştayn, Portekiz, Romanya, Rusya, Slovakya, Slovenya, İsviçre ve Kore'de Anayasa Mahkemesi'nce mahkeme kararı iptal edilerek yargılamanın yeniden yapılmasına karar verilebiliyor.
Venedik Komisyonu, Azerbaycan örneğini ise 'kötü örnek' olarak gösterdi. Bireysel başvuruya konu edilen mahkeme kararlarını iptal yetkisi tanımayıp, ihlal bulunması hâlinde yargılamanın yenilenmesi için diğer yüksek mahkemelere gönderilmesi sistemini benimseyen Azerbaycan'da Anayasa Mahkemesi'nin ihlal bulduğu kararların diğer mahkemelerce uygulanmaması sorunu ortaya çıktığı belirtilerek, kötü uygulama örneği olarak gösterdi.
Venedik Komisyonu, Almanya ve İspanya örneklerini ise 'iyi örnekler' olarak gösterdi. Federal Alman Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 95. maddesine göre “Bir mahkeme kararı aleyhine yapılan anayasa şikâyeti haklı görülürse Federal Anayasa Mahkemesi kararı iptal eder ve 90. maddenin 2. fıkrasının ilk cümlesine göre meseleyi yetkili mahkeme önüne gönderir” hükmü yer alıyor. İspanya Anayasa Mahkemesi Kanunu'nun 55. maddesinde ise “Güvence altındaki hak ve özgürlüklerin tam olarak hayata geçirilmesini engelleyen işlem, karar veya düzenlemenin iptaline ve gerekirse bu iptalin sonuçlarına karar verir” düzenlemesi yer alıyor.