SİNEMAYI SANAT YAPANLAR
Sir CHARLES (SPENCER) CHAPLIN
Yapımcı, yönetmen, besteci, senarist ve aktör
DOĞUM TARİHİ:
16 Nisan 1889, Londra-İngiltere
ÖLÜM TARİHİ:
25 Aralık 1977, Vevey, İsviçre (88 yaşında, yaşlılığa bağlı doğal nedenlerle)
KILAVUZ SÖZLERİ:
“Sinema bileti, başka bir dünyaya yapılan yolculuğun biletidir.”
“Bütün bir gün çalışmadığım takdirde, akşam yemeğini kesinlikle hak etmediğimi düşünürüm.”
“Hayattaki tek düşmanım zamandır.”
“Ben sözcüklerin değil görüntünün gücüne inanırım, o yüzden de sessiz sinema geleneğine sonuna kadar bağlıyım. Kelimelerle üretebileceğiniz en büyük söz, 'fil' ya da 'balina'dır.”
(1967 tarihli son filmi “Hong Konglu Kontes”i beğenmeyen eleştirmenler hakkında) Hıyarağaları! Zengin, yakışıklı ve başarılı bir diplomat bir hayat kadınına deliler gibi âşık olmuş ve onun uğruna her şeyini fedâ etmeye hazır; eleştirmen sıfatını taşıyan bu herifler de böyle bir konuya burun büküyorlar! Onlara sorsam, acaba dram sanatı açısından bundan daha ilgi çekici bir senaryo ortaya koyabilirler mi?
HAKKINDA ÖNEMLİ NOTLAR:
Sinema tarihinde, “sinemayı sanata dönüştüren ilk üç insan” sayılsa, diğer ikisi her kim olursa olsun, bu üç öncü ismin arasına tartışmasız biçimde girecek olan bir sinema dahisidir Sir Charles Spencer Chaplin… Sinema, ilk kez onun filmleriyle birlikte komedi ağırlıklı bir kitle eğlencesi olmaktan çıkıp dram sanatının uçsuz bucaksız okyanuslarına yelken açtı… Yoksulluktan bebeğinin elbiselerini satacak duruma gelen, bu yıpratıcı hayattan dolayı da en sonunda çıldırıp akıl hastanesine kapatılan dul bir annenin (Hannah Hill Chaplin) çocuğuydu… Yaşadığı iç karartıcı çocukluk yılları nedeniyle kararlı bir sosyalist oldu ve hayatı boyunca hep sosyalist olarak kaldı. O dönem için son derece tehlikeli sayılan politik düşüncelerinden dolayı gerek özel hayatı, gerekse filmleri Federal Soruşturma Bürosu (FBI) tarafından sürekli yakın takipte tutulacak, FBI'ın “komünist avcısı” lakaplı efsanevî başkanı Edgar J. Hoover, “Ondan hiç hoşlanmıyorum, çünkü filmlerinde bizleri güldürürken aslında gizliden gizliye komünizm propagandası yapıyor” diyecekti… Bir İngiliz olarak, sinema kariyerini borçlu olduğu ABD'nin vatandaşlığını hiç bir zaman talep etmedi, Hollywood'da uzun yıllar boyunca ticarî vizeyle yaşadı ve çalıştı… Milyoner olup sinema sektörünün önde gelen yapımcı-yönetmenleri arasına katıldıktan sonra bile çok uzun süre ev satın almadı, orta sınıf otel odalarında kalmayı tercih etti… İngiltere Kraliçesi tarafından 1975'de “Sir” unvanıyla onurlandırıldı… Kadınları çok sever, fakat onlarla hiç geçinemezdi. 4 kez evlendi, bu evliliklerden toplam 11 çocuğu oldu. Çocuklarından ilki (Norman Spencer) yalnızca üç gün yaşadı, en sonuncusu (Christopher) doğduğunda ise Chaplin 73 yaşındaydı… 1977 kışındaki ölümünden iki buçuk ay kadar sonra, İsviçre'nin Vevey kentindeki mezarı bilinmeyen kişilerce açılarak cesedi çalındı. Ceset, İsviçre Gizli Servisi'nin sıkı bir takibi sonucunda üç ay sonra yeniden bulundu ve aynı mezarlığa -bu kez üstüne kalın bir beton tabakası atılarak- ikinci bir törenle yeniden gömüldü.
ÖDÜLLERİ:
(Sinema sanatına yaptığı eşsiz katkılardan dolayı) 1972 yılı “Onur Oscar'ı” + “Sahne Işıkları” filmi için hazırladığı bestelerle 1973 yılı “En İyi Film Müziği Oscar'ı” + çeşitli yarışmalar, festivaller ve sinema örgütlerinden gelen farklı dallarda 16 ödül, 3 ödül adaylığı
MUTLAKA İZLENMESİ GEREKEN 5 FİLMİ:
-
Sahne Işıkları
(Limelight), 1952
-
Modern Zamanlar
(Modern Times), 1936
-
Şehir Işıkları
(City Lights), 1931
-
Altına Hücum
(The Gold Rush), 1925
-
Yumurcak
(The Kid), 1921