Belediye başkan adaylarımız gerçekten İstanbul gibi bir dünya şehrine projeleriyle katkıda bulunmak istiyorlarsa; mevcut çalışmaların mutfaklarına girip öyle öneri ve yorum yapmalıdırlar
Son günlerde başkan adaylarının medyada yer alan açıklamalarını bol bol izlemekteyiz. Oy kullanacağımız seçim bölgemizdeki değişik siyasi partilere mensup adayların özgeçmişleri incelendiğinde, değişik mesleklerde oldukları, bugüne kadar bulundukları görevlerin çok farklı olduğu görülecektir.
Bu durumda başarılı bir yerel yöneticilik için asgari bir alt yapıya sahip olunması gerektiği açık bir gerçektir. Yani adayların mevzuat, mali durum, görev yetkileri, merkezi idareyi ilgilendiren hususlar, bölgenin potansiyeline uygun geliştirilecek projeler, önceliklerinin belirlenmesi gibi bazı önemli bilgilere sahip olmaları gerekmektedir. Oysa çeşitli TV programlarında izlediğimiz adayların açıklamalarından edindiğimiz fikirle böyle bir alt yapıya sahip olanların çok az olduğunu görmekteyiz. Bu durum adaylarla yüzyüze yaptığımız görüşmelerde de ortaya çıkmaktadır.
Diğer taraftan kendi uzmanlık konum olan ve İstanbul'un en önemli problemi olan ulaşım trafik problemlerinin çözümüne yönelik adayların çözüm önerilerinin siyasi olduğunu teknik bir altyapıya dayanmadığı kanaatiyle bu yönde yapacağım açıklamaların fayda getireceğini düşünmekteyim.
1994 yılından itibaren üniversitedeki (Yıldız Teknik Üniversitesi) çalışmamın yanısıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin ulaşım projeleriyle de yakından ilgilenme fırsatı buldum. 1994'den bugüne geçen bu üç dönemde Sayın Başbakanımız'ın Belediye Başkanlı'ğı zamanında Ulaşım Ana Planı Koordinatörlü'ğü ve Ulaşım Daire Başkanlı'ğı görevlerinde; Sayın Ali Müfit Gürtuna döneminde görevli olduğum Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi kimliğimle, birçok projede ve bazı kurullarda görev aldım.
Sayın Kadir Topbaş döneminde de, önce TBMM' deki İstanbul'la ilgili bazı yasalara, milletvekilliğinden sonra ise ulaşım danışmanlığıyla uzmanı olduğum konularda katkı vermeye çalıştım. Başka bir ifadeyle üniversitedeki görevimin dışında yaklaşık on beş yıldır İstanbul'un ulaşım projeleriyle yakından ilgilenme imkanı ve şansı buldum. Yani bu tip projelerin gerek teorik gerekse uygulama aşamalarını biraz bildiğimi düşünmekteyim.
Bu çerçeveden bakınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan çeşitli siyasi partilere mensup kişilerin basın açıklamalarından dolayı üzüntü duyduğumu belirtmek isterim. Şöyle ki; ulaşım ve trafik konularıyla ilgili öğretim üyesinin çok az olduğunu, ancak güncel konular olduğu için çok kişinin fikir beyan edebileceği bir alan olduğunu gözönüne aldığımızda bilimsellikten ve ülke gerçeklerinden uzak, çok sayıda önerinin ifade edileceği normal karşılanabilir. Ama bu işler için uzun bir tecrübeye ve bilgi birikimine ihtiyaç duyulacağı önemli bir gerçektir.
Güncel bir örnek olarak bu konunun dünyadaki uzmanlarınca özgün olduğu kabul edilen, ödüller verilen, dün Avrupa-Asya kıtalarını birleştiren geçişinin açılışı yapılan “metrobüs” projesiyle ilgili farklı siyasi partilerin Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarının bugünkü basında yer alan çok farklı ifadeleri verilebilir.
Bugün bir adayın basın açıklamasında yer alan “5 yılda 80 km metro”'nun hangi ulaşım etüdüne dayandığını merak ediyorum. Eğer ayrı bir çalışma yapılmamışsa bu hatlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden mi alınmıştır? Çünkü metro hatları yalnız km olarak verilmekte güzergâhlar ve ulaşım talepleri ile ilgili bilgi verilmemekte dolayısıyla da seçilecek ulaşım sisteminin kapasitesi de verilmemektedir. Ayrıca bu 80 km'lik sistem bağımsız seçilmişse etüt safhası, kullanılacak finansman yöntemi, uygulama projelerinin hazırlanması uygulama ihale süreci ve yapım süresi gibi bilgilerin ayrıntılı verilmesi kamuoyunu kapsamlı bilgilendirmesi açısından önemli olacaktır. Diğer bir merak ettiğim husus 5 yıl sonunda bu 80 km'lik raylı sistemin ne kadarlık bir yolcu çekeceği, İstanbul'un tüm günlük ulaşım talebinin ne olacağı, kalan yolculukların hangi sistemlere nasıl dağılacağıdır. Yine bu basın açıklamasında yer alan yolculuk ücretlerinin belirlenmesine esas bir detaylı çalışma var mıdır? Yoksa belirlenen yolculuk ücreti hissi bir rakam mıdır? Veya bu rakamın da daha altında bir ücret belirlense ne zararı olacaktır?
Somut örnek olarak düzensiz parklanmanın trafik akışında olumsuzluğu çok yüksek olup bu denetim probleminin ortadan kaldırılması yetkisi büyükşehir belediyesine ait değildir. Özetle tüm öneriler benzer eleştirilere tabi tutulabilir ama geliştirilen öneriler geniş bir bilgi birikimi ve tecrübesine dayanıyorsa bilimsel esaslar dahilinde yapılacak eleştiri azalacaktır.
Özellikle bir üniversite mensubu olarak şunu çok net bir şekilde söylemek isterim ki; Sayın Tayyip Erdoğan'ın Belediye Başkanlığı'ndan itibaren (Mart 1994) belediyenin ilgili birimlerinde günün teknolojik imkanlarıyla çok önemli bir 'Know How' oluşmuştur. Örnek vermek gerekirse, ulaşım etüdlerinde çok önemli yer tutan geleceğe ait projeksiyonlarda mevcut bilgilerin bilgisayar ortamında muhafazası ulaşım ana planı için yapılan anket bilgileri, arazi kullanım bilgileri, trafik kontrol merkezinde toplanan İstanbul'un çeşitli yol ve kavşaklarında kurulan kameralardan alınan bilgiler, toplu ulaşıma ait akbil'den üretilen bilgiler ilgili belediye şirketlerinin AR-GE'lerinde oluşturulan (İsfalt, İspark, Belbim, Bimtaş vb.) bilgiler çok büyük bilimsel bir ulaşım trafik laboratuvarının parçalarıdır.
Dünyanın bu konudaki en yetkin uzmanı ülkemize davet edip bu konudaki görüşlerini almak istesek önce mevcut duruma yönelik bilgi ve çalışmalar için bilgi isteyecek, yani yukarıda özetlemeye çalıştığımız büyükşehir belediyesi bilgi depolarına ulaşmaya çalışacaktır.
Ayrıcalıklı bir coğrafyanın sağladığı doğal güzellikle ve tarihsel zenginliklere sahip İstanbul'un son yıllarda maruz kaldığı plansız girişimler sonucu, anılan değerlerinin kısmen maskelenmiş kısmen de yitirilmiş olduğu gözlenmektedir. İstanbul'a hak ettiği tarihsel ve çağdaş konumunu planlı yaklaşımlarla yeniden kazandırmak günümüz siyasilerinin, bilim adamlarının ve uzmanların erteleyemeyeceği bir görev olmalıdır.
Anılan görevin gerektirdiği politika, plan, program ve projeleri oluşturmak ve uygulanmalara yön vermek üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş tarafından İstanbul Metropoliten Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi (İMP) kurularak Mart 2005'de faaliyete geçmiş ve böylelikle siyaset ile bilim dünyasının buluşmasına zemin oluşturulmuştur. Burada şehirciliğe ait şehircilikle ilgili çok farklı disiplinlerde çalışmalar yapılmaktadır.
Durum böyle olunca İstanbul gibi bir şehrin ulaşım projelerinden bahsederken, buradaki 15 yıllık birikim ve tecrübeden yararlanmak gerekir.Aksi takdirde bilimsellik dışında oluşturulan siyasi çözümler bu projelerde çalışmış ve çalışmakta olan çok sayıda uzman ve öğretim üyesini incitir. Onların göremediği çözümleri konunun uzmanlığıyla alakası olmayan adayların bir aylık kısa adaylık sürecinde görmeleri bilimle bağdaşmaz. Yani olay o kadar basit değildir. İstanbul'un gelecekteki rolüne uygun arazi kullanım kararlarına ve 15 yılda biriken verilere uygun kullanılan model vasıtasıyla geleceğe yönelik ulaşım taleplerinin belirlenmesi, bu taleplerin karşılanması için en fizibil olan ulaşım sisteminin seçilmesi, bu sistemlerin etüdlerinin yapılması, uygulama projelerinin hazırlanması, uygulama, ihale süreci, finansman temini yöntemine göre işlemlerin gerçekleştirilmesi, DPT, hazine onayları gibi uzun bir sürece ihtiyaç vardır.
Tabi bu arada trafik mühendisliği tekniklerini kullanarak, kısa süreli uygulamalar, toplu ulaşım sistemlerinin optimizasyonu, park alanlarının genişletilmesi, denetim sisteminin etkinliği, insana yapılan yatırım konusunda ulusal ve uluslararası yüksek lisans doktora programlarından yaralanılması gibi yapılmakta olan çok sayıda çalışma vardır ve bütün bu projelerde, bu konularla ilgilenen herkesin kabul edeceği uzmanlar katkıda bulunmaktadır.
Son günlerde medyada adayların açıklamaları, asistanlığımdan bu zamana yaklaşık geçen 30 yıllık bir birikimi olan bir kişi olarak böyle bir yazıyı kaleme almama ve bu düşüncelerime ilgi gösterecek değerli medyamız vasıtasıyla vatandaşlarımızla paylaşma isteğini doğurmuştur.
Sonuç olarak uzun bir zaman dilimi içerisinde çok değerli uzmanların çalışmalarıyla biriken datalar ve bilimsel esaslara uygun olarak yapılan çalışmalar hızla uygulanmaya çalışılırken, tüm bu yoğun emeği inkar eden önerilerin, halkımıza da inandırıcı gelmediği gibi sadece bu konuda emeği geçen siyasileri değil geniş bir teknik uzman kadrosunu da üzeceğinin bilinmesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Eğer sayın adaylarımız gerçekten İstanbul gibi bir dünya şehrine projeleriyle katkıda bulunmak istiyorlarsa mutlaka bu projelerin mevcut mutfaklarını araştırmaları ve buna göre değerlendirme ve yorum yapmalarının çok yararlı olacağını düşünmekteyim. Buna göre hareket edip bilim ışığında İstanbul'a uygun proje üreten başkan adayları seçimi kazanmasalar bile kazanan kişiler üzerinde oluşturdukları olumlu kanaat ve hatırlattıkları farklı projeler sayesinde dolaylı yoldan gelecekte İstanbul'a katkı vermiş olabileceklerdir.
İstanbulda son 15 yılda ulaşım ve trafik alanında yapılan kapsamlı çalışmaların tamamen kavranmasının bile uzun bir süre alacağını düşünmekteyim.
Bunun dışında yine de sayın adaylar şimdiye kadar hiç keşfedilmemiş bilinenler dışındaki bir yöntemin uygulanabilirliğinden emin olmaları halinde, bu önerilerinin ilgili bilim adamlarının oluşturacağı bir bilimsel ortamda tartışılmasına izin vermeleri sayesinde gerçekleştirilecek bir bilimsel test İstanbul ve ülkemiz adına büyük bir kazanç olacaktir.