'Türkiye İslam'ın yeşiline mi dönüyor'

İha
00:0028/09/2007, Cuma
G: 28/09/2007, Cuma
Yeni Şafak
'Türkiye İslam'ın yeşiline mi dönüyor'
'Türkiye İslam'ın yeşiline mi dönüyor'

Economist dergisinde yayınlanan Türkiye değerlendirmesi "Laikler'in matemi" başlığını taşıyor.

BBC'nin Türkçe internet sitesi "http://www.bbc.co.uk/turkish" adresinde yer alan basın özetlerine göre, Economist dergisinde yayınlanan Türkiye değerlendirmesi "Laikler'in matemi" başlığını taşıyor.


"LAİKLERİN MATEMİ"

Economist dergisinde yayınlanan Türkiye değerlendirmesi "Laikler'in matemi" başlığını taşıyor.

Yazıda önce Milliyet gazetesinin Samsun'dan İstanbul'a seyreden bir otobüste namaz molası istendiği ve bu yöndeki taleplerin arttığı yönündeki haberinin ardından yaşanan gelişmeler özetleniyor.

"Bazı laikler Atatürk'ün cumhuriyetinin İran'a dönüştüğünü söylüyor. Korkuları AK Parti'nin Temmuz'daki seçim zaferi ve ardından ordunun itirazlarına rağmen eski Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle daha da arttı."

Economist yazıda "Türkiye, İslam'ın yeşiline mi dönüyor?" diye soruyor. Ancak AK Parti'nin iktidardaki 5 yılının tersini gösterdiği vurgulanıyor.

AK Parti taraftarlarının laik kesimlerin üzüntüsünün İslamcılık kaygısından değil, güçlerini kaybetmelerinden kaynaklandığını söylediğini aktaran yazıda, buna karşın liberal entelektüellerin endişeli olduğu söyleniyor.

Görüşlerine yer verilen siyaset bilimci Yeşim Arat, yeni anayasanın başörtüsü yasağının kaldırılması için kullanılmasına üzüldüğünü söylüyor. Arat, "Bunu anayasaya koyarak, dini kuralları temel alan bir hukuk oluşturuyorsunuz. Bu sorun yaratan bir yaklaşım" diyor.

Makalede ayrıca Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın birçok yazarın yargılamasına neden olan 301. maddeyi kaldırmakla ilgili bir planı olmadığını söylediği belirtiliyor.

Makalede AK Parti muhaliflerinin, "Bu durum sadece İslamcılığı yükseltmek ve orduyu etkisizleştirmekle ilgilendiklerini kanıtlıyor" dediği aktarılıyor.

Economist'in değerlendirmesi şöyle sona eriyor:

"Bütün bunlar, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme umudu konusunda iyiye işaretler değil. Sonuçta sükuneti sağlama ve AK Parti'nin laik sicilini güçlendirme işi, bir Avrupa sevdalısı ve hiç şüphesiz bir demokrat olan Gül'e düşebilir."


* * *


Independent gazetesi Birmanya'da yaşananları, çatışmalar sırasında hayatını kaybeden Japon foto muhabiri Kenji Nagai'nin başına gelenleri öne çıkararak duyuruyor. Gazetenin manşetinde "Gerçek Birmanya'yı göstermeye çalışırken öldürüldü" deniyor.

"Kenji Nagai, Yangon'daki Sule Pagoda manastırı yakınlarında, askerlerden kaçan panik içindeki kalabalığın arasında fotoğraf makinesini çalıştırıyordu. Birmanya'daki kapalı topluma dair, hayati öneme sahip görüntüler kaydediyordu. Değişim için hayatlarını tehlikeye atan siviller ve rahiplerle dış dünya arasında bir yaşam bağı kuruyordu. Ve o korkunç anda bir Birmanya askerinin silahından çıktığı neredeyse kesin olan bir kurşunla göğsünden vuruldu."

Daily Telegraph'ın Birmanya'da yaşananlara dair haberlerinde kara listeler dikkat çekiyor.

Economist dergisinin istihbarat servisi ve İngiltere'deki Birmanyalı muhaliflerin sağladığı bilgilerle oluşturulan listelerde Birmanya'yla iş yapan ülkeler ve büyük firmalar sıralanıyor. Economist'in listesinde başı çeken ülke, Birmanya'nın komşusu Tayland.

Buna göre Tayland, ülkenin yıllık 5 milyarlık değerindeki ihraç mallarının yarısını satın alıyor. Tayland'ı, Birmanya'nın ihraç mallarının yüzde 12.6'sını alan Hindistan takip ediyor. Listedeki diğer ülkelerse sırasıyla Çin, Japonya ve Almanya.

"TOTAL'İN BİRMANYA'DAKİ YATIRIMLARI"

İngiltere'deki Birmanyalı muhaliflerin listesinde de Birmanya'ya en fazla yatırım yapan batılı şirketin, Fransız petrol devi Total olduğu belirtiliyor. Cunta yönetiminin Total'in doğalgaz yatırımları sayesinde yılda 450 milyon dolar kazandığı kaydediliyor.

Financial Times'ta Fransız şirketinin Birmanya'daki yatırımlarını durdurması çağrılarına verdiği yanıt var. Şirket olayları derin kaygıyla izlediklerini ancak çekilmeyi düşünmediklerini belirtiyor. Total, Birmanya'da bulunmalarının on binlerce kişinin yararına olduğunu kaydediyor.

Guardian gazetesi manşetini İngiltere'deki erken seçim tartışmalarına ayırmış. Gazete İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın erken seçime gidip gitmeyeceğine bu hafta sonu karar vereceğini yazıyor.

Guardian'ın haberinde Brown'ın bu hafta sonu kurmaylarıyla bir araya gelerek son kamuoyu yoklamalarını değerlendireceği kaydediliyor. Ancak Brown'ın fırsatçılık gibi görünebileceği kaygısıyla, kararını muhalefetteki Muhafazakar Parti Kongresi'nin başlayacağı Pazar günü açıklamakta gönülsüz olduğu söyleniyor.

"ALLAVİ'NİN SUÇLAMALARI"

Daily Telegraph gazetesinin dış haberler sayfalarındaysa eski Irak Başbakanı İyad Allavi'yle yapılan bir söyleşi var. Söyleşide Allavi, halefi Nuri el Maliki'ye sert suçlamalar yöneltiyor.

El Maliki'nin Saddam Hüseyin'in taktiklerini kullandığını söyleyen Iyad Allavi, Maliki'nin Dava Partisi'ne üye ajanların 1960'larda Baas Partisi'nin kullandığı darbe taktiklerine öykünerek, Irak'taki ağırlıklarını arttırdıklarını belirtiyor. Allavi ayrıca Maliki'nin kendisine bağlı istihbarat ve güvenlik güçlerine komuta ettiğini söylüyor.

Eski bir Baas Partisi yetkilisi olan Allavi, "Baas Partisi 1968'deki darbede iktidarı böyle ele geçirmişti. Başlarda bir koalisyon vardı. Ama zamanla kendi güvenlik ve istihbarat örgütleriyle, suikast timlerini kurdular" diyor.

Financial Times, Irak'ın Mart 2003'teki işgalinden önce Amerikan Başkanı George Bush ve dönemin İspanya Başbakanı Jose Maria Aznar arasıda geçtiği belirtilen bir konuşmayı haberleştirmiş.

Haberde Bush'un İspanyol Başbakanı'na "Birleşmiş Milletler güç kullanma yetkisi verse de vermese de, Amerikan güçleri Mart sonunda Bağdat'ta olacak" dediği kaydediliyor.

Bush'un ayrıca Saddam Hüseyin'in "1 milyar dolar verirseniz sürgüne giderim" dediği, ancak kendilerinin bunu kabul etmediğini söylediği kaydediliyor.