İklimlendirme ve tesisat üzerine çalışan iş adamlarının üye olduğu 5 meslek kuruluşu, TBMM Başkanlığı'na, “Kyoto Protokolü kapsamında yürütülen müzakerelerde daha faal olunması” isteğini içeren yazı gönderdi.
Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı, İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği, Doğalgaz Cihazları Sanayicileri ve İşadamları Derneği, Isı Su Ses Yangın Yalıtımcıları Derneği ve Türk Tesisat Mühendisleri Derneğince gönderilen yazıda, Kyoto Protokolü sonrası dönemin şekillendirilmesi açısından protokole taraf olunmasının önemine değinildi.
“Türkiye'nin yalnızca iklim değişikliği çerçeve sözleşmesi kapsamındaki müzakerelerde değil, Kyoto Protokolü kapsamında yürütülen müzakerelerde de faal olması ve ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren kararların alınmasında söz sahibi olması gerekmektedir” denilen yazıda, şöyle devam edildi:
“Taraf olunan sözleşmeler, üyelik ve müktesebatına uyum doğrultusunda dönüşüm sürecinde bulunduğumuz AB; ulusal güvenlik, ülkemize ve uluslar arası topluma olan sorumluluklarımız, sadece hükümet olarak değil, devlet ve birey olarak insan kaynaklı iklim değişikliğinin önüne geçilmesi yönünde daha geniş kapsamlı çalışmalar yürütmeyi hedefleyen uluslararası toplumun çabalarını daha etkin kılmayı, çözümün bir parçası olmayı gerektirmektedir. Türkiye'de, başta enerji, sanayi, inşaat, tesisat ve yalıtım sektörleri olmak üzere, toplumsal üretimin ve tüketimin temel paydaşları ve atılmakta olunan bu önemli adımın destekleyicisi olan bizler, oluşturmakta olduğumuz sektörler arası işbirliği ile sera gazı salımlarımızı azaltırken, aynı zamanda, daha sağlıklı kentler, daha verimli işletmeler, daha az dışa bağımlı bir ekonomi, daha fazla istihdam, daha temiz üretim ve daha temiz tüketim hedeflerimizle kendi kendine yeten, örnek bir toplumu gerçekleştirebileceğimize inanıyoruz.”
Yazıda, Kyoto Protokolü sonrası ortaya çıkacak yeni uluslararası iklim değişikliği rejiminin, ulusal ve sektörel bazda gözetilerek kurgulanmasında etkin bir rol oynamasına yardımcı olacak bilimsel, teknik, politik analizlerin yürütülmesinin önemi vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
“Ülkemiz sorumluluklarının yerine getirilmesinde görev alınması, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin Türkiye'de iş dünyası üzerinde yaratacağı etkilerle ilgili olarak iş dünyasında duyarlılık ve bilincin geliştirilmesi, üretim ve tüketim süreçlerindeki verimliliğin artırılarak, hem işletmelerin rekabet gücünün geliştirilmesi hem de sera gazı salımlarının azaltılmasına yol açacak çalışmaların, ulusal ve uluslararası fonlar ve kamu-özel sektör-sivil toplum işbirlikleriyle hayata geçirilmesine yönelik girişimlerde bulunulması, firmaların, çevresel sürdürülebilirlik göstergeleri kapsamında, sera gazı salımlarının hesaplanmasına yönelik kurumsal kapasitelerin geliştirilmesi, sektör derneklerinin ulusal ve uluslararası süreçlere akreditasyonun sağlanarak, iş dünyasının konuyla ilgili olumlu katkılarının diğer paydaşlara da aktarılmasının sağlanması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu doğrultuda küresel ısınma ve iklim değişikliği ile mücadelede ulusal ve uluslararası çalışmalara destek vermeye, uluslararası hedeflere ulaşabilecek için ülkemizde alınacak önlemlerin, hazırlanan stratejik planların oluşturulması ve uygulanmasında etkin görev almaya hazır olduğumuzu bilgilerinize arz ederiz.”