Sinemaseverliğiyle tanınan Libya Devlet Başkanı Muhammer Kaddafi, 1976'da “Çağrı”, 1980'de de “Çöl Arslanı”nın yapımı için verdiği unutulmaz desteklerden sonra, İslâm dünyasında çekilecek en büyük üçüncü tarihî film için de “hükûmetinin 50 milyon dolarlık bütçe ayırdığını” açıkladı.
Kimilerine göre, uluslararası ilişkilerinde sürekli tutarsız hareketler sergileyen bir “zırdeli” konumundaki Libya Devlet Başkanı Muammer El-Kaddafi, sinemanın uluslararası tanıtım ve propagandadaki önemini fazlasıyla kavramış bir lider olarak, bu alanda son otuz yıldır hiç tereddüt etmeksizin attığı tutarlı adımlara geçtiğimiz günlerde bir yenisini daha ekledi. Daha önce de İslâm dünyasının yüz akı niteliğindeki iki büyük filmi, “Çağrı” (16 milyon dolar) ve “Çöl Arslanı”nı (36 milyon dolar) finanse eden Kaddafi, “Kuzey Afrika'nın İtalyan emperyalistlerce istilâ edilişini anlatacak yeni bir üstün yapım için hükûmetinin 50 milyon dolar ayırdığını” açıkladı. Ki bu rakam da şimdiye kadar bir İslâm ülkesinde tek bir sinema filmine harcanacak en yüksek yapım bütçesi olmaya aday…
Konuyla ilgili ilk resmî açıklamayı, Libya hükûmeti tarafından projenin yönetmeni olarak seçilen Suriyeli yönetmen Nagdat El-Anzour yaptı. Anzour, geçtiğimiz günlerde Fransız AFP Ajansı'na verdiği mülâkatta, adı henüz belli olmayan bu sürpriz filmin senaryosunun bizzat Başkan Kaddafi tarafından yazıldığını, Kaddafi'nin de öyküyü 1920 ve 30'larda Libya'daki emperyalist trajediye tanıklık etmiş İngiliz savaş muhabiri Francis McCool'un anıları üzerinden ilerleyerek kurduğunu belirtti. Libya lideri tarafından ana hatları oluşturulan taslak senaryo, şu sıralarda profesyonel bir yazar ekibi tarafından daha ayrıntılı hâle getirilip çekim senaryosuna dönüştürülüyor.
Orta büyüklükte bir tarihsel yapım için rahatlıkla yeterli olacak bir bütçeyle desteklenen filmin büyük bölümünün Libya'daki İtalyan adalarında çekileceği açıklandı. İtalyan işgalciler, bu adalara, 1911 ve 1943 yılları arasında Libya'nın bağımsızlığı için savaşan vatanseverleri sürmüştü.
2005'te şehit edilen vatandaşı Mustafa Akkad'ın çağdaş Suriye sinemasındaki en büyük mirasçısı olarak kabul edilen Anzour, çekimlerine önümüzdeki ilkbaharda başlanacak bu dev proje hakkında Fransız medyasına ilk bilgileri verirken, en büyük bombayı ise “oyuncu kadrosu”nu açıklayarak patlattı. Şimdiye kadar pek çok uluslararası yıldız ile görüşmeler yapıldığını belirten Arap yönetmen, bunlardan Anthony Hopkins, Ben Kingsley, Kevin Spacey ve Ömer Şerif'in sözkonusu projede görev almayı resmen onayladıklarını duyurdu. Libya soykırımına tanıklık eden İngiliz gazeteci McCool'un yaşlılık yıllarını beyazperdenin gelmiş geçmiş en büyük yıldızları arasında yer alan Anthony
Hopkins canlandırırken, “Gandhi”deki performansıyla adını unutulmazlar arasına yazdıran Ben Kingsley de Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp'taki garnizon komutanı Nejat Paşa rolünü üstlenecek. Aslen Arap olmakla birlikte, Hollywood'da rol aldığı epik filmlerde uluslararası bir üne kavuşan Ömer Şerif'in ise bu iddialı öyküde Libya ulusal direniş kahramanı Ömer Muhtar'ı canlandıracağı öğrenildi. Bir başka popüler aktör, Kevin Spacey'in de işgalci İtalyan generallerden biri için onay verdiği projede daha pek çok Hollywood yıldızının rol alacağı belirtiliyor.
1974'de, Fas çöllerinde, bu ülkenin yönetiminin sergilediği keyfî tutum nedeniyle ekibiyle birlikte beş parasız ortada kalan Mustafa Akkad'a kucak açarak İslâm dünyasına “Çağrı” gibi büyük bir destanı armağan etmiş olan Kaddafi, 1980'de de yine Akkad'ın yönetiminde çekilen “Çöl Arslanı”nı finanse ederek, adını o tarihe kadar yalnızca Libyalıların ve az sayıdaki Arap tarihçinin bildiği bedevî mücahit Ömer Muhtar'ı bütün dünyaya tanıtmıştı. Ülkesi işgal edilince öğretmenliği bırakıp çeyrek yüzyıl at sırtında savaşan bu 75 yaşındaki halk kahramanını İslâm dünyasının “cesaret ikonu”na dönüştüren Kaddafi, beyazperdeye yaptığı yeni yatırımla, o delidolu tavrının ardında aslında ne denli zeki ve vizyon sahibi bir lider olduğunu şimdi bir kez daha kanıtlamaya hazırlanıyor.
5 milyon nüfuslu Libya Devleti ve onun egzantrik devlet başkanının ortaya koyduğu muhteşem ileri görüşlülüğü 84 yıllık tarihi boyunca hiç sergileyemeyen, daha eli yüzü düzgün bir “ulusal kurtuluş savaşı” filmi dahi çekememiş olan Türkiye'nin, adı her anıldığında bol bol aşağılanan bu “çöl bedevisi”nden öğreneceği çok şeyler olduğu kesin…