Mehmet Günyeli ve Bejan Matur'un “Kader Denizi” başlığı altında sunduğu sergi, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Sanat Limanı'nda açıldı. Günümüz dünyasının en ağır dramlarından olan Mültecilik konusunu işleyen sergi, Mehmet Günyeli'nin soyut fotoğrafları ve Bejan Matur'un bir tragedya gibi kurguladığı şiirlerinden oluşuyor. Kaçak göçmenleri taşıyan tekneleri soyut bir anlatım diliyle belgeleyen fotoğraflara, Matur'un şiiri eşlik ediyor.
İki zirve sanatın, şiir ve fotoğrafın birlikteliğinden oluşan bu sergi Mehmet Günyeli'nin, minimal fotoğraf diliyle oluşan kareler, kaçak göçmenlerin terk ettikleri teknelerin üstündeki renkli boya izlerini taşıyor. Bu renkli ve soyut izler kaçak göçmenlerin çok farklı kültürleri ve adsızlığı ile örtüşüyor. Görsel malzemenin sağladığı şiirsel anlatım izleyicinin zihninde bu kadersizliğe ilişkin kalıcı izler bırakıyor. Serginin önemli isimlerinden biri de şair Bejan Matur. Matur hüzünlü, dramatik şiirleriyle bilinir. Kader Denizi'nin onun için anlamını soruyorum; "Dram var ve o dramın bütün öğleri bir araya geldiğinde sanki tragedyanın ögeleri gibi. Önceden tasarlanmış ve hazırlanmış, bir ölüm bu. Sanki o ölümden kurtulmak oradan çıkmak mümkün değilmiş gibi. Proje konuşulurken ilk söylediğim kelimelerden biri Kader Denizi'ydi." İşte böyle ortaya çıkmıştı Kader Denizi. Fotoğrafların mimarı Mehmet Günyeli daha önce Dervişler fotoğraf serisi bir hayli ilgi görmüş, günümüz minimal fotoğraf akımının temsilcilerinden. Bize neden mültecileri konu aldığını kendi objektifinden anlatıyor; "Günümüzün en ağır dramlarından biri. Bu sadece bizim coğrafyanın problemi de değil. Dünyanın problemi. "Bu insanlar için ne yapabilirim" düşüncesini aklıma düşürdü."
Günyeli bu renkli fotoğrafları iki yıl süre zarfında ortaya koymuş. Mekan olarak Ege ve Akdeniz kıyılarını tercih eden sanatçı, kırmızı, sarı ve mavi tonlar ağırlıklı renklerde dramı aramış. "Aslında fotoğraflarımı siyah beyaz çekmekten yanayım. Bu proje de çok kültürlülüğü ve dramı renklerde aradım. Mültecilik dramını minimal yansıtmak istedim. Terkedilmiş tersanelerdeki teklerin dokusunu ve sıyrılmış boyalarını çekmek bana çok anlamlı geliyor." İşte Günyeli ile Matur'u bir araya getiren en güçlü etken ise bu renkler olmuş. Bejan Matur fotoğrafları gördüğünde ne hissettiğini şöyle anlatıyor; "Fotoğraflardaki ahşap ve çatlamış boya dokularını insanların yaralarına benzettim. Mavi tonlarda denizi, kırmızı da ise ölümü aradım. Çünkü onların toprakları mavi. Sanki o dokuların üzerinde insan yüzleri vardı."
Matur şiirleri sekiz ayda yazdığını söylüyor. Şairin şiirlerinde yaratıcıyla konuştuğu bölümler, aşk, ölüm gibi temalar yer alıyor.
Yazı ve resim birlikteliği Türk modern sanatında sık görülmeyen bir uygulama. Peki onlar bu konuda ne düşünüyor? Bejan Matur; " Benim illk tecrübem değil. Daha önce Diyarbakır kitabında da buna benzer bir çalışma yapmıştım. Günyeli'nin minimal fotoğraf anlayışı benim şiir dokuma çok uygun. Çünkü ben şiir yazarken önce görüntü olarak aklıma düşüyor. Benim şiirlerim biraz da resimdir." Mehmet Günyeli ise bu birlikteliği yenilikçi buluyor; "Bejan Matur'un şiirlerini önceden beri takip ederim ve çok beğenirim. Onun hislere yaklaşımı benim duygu dünyamla çok örtüşüyor. Bejan'ın dışında başka bir şairle bu projeyi yapamayabilirdim. Bejan'ın şiirleri fotoğraf sanatıyla birleşince üçüncü bir sanat dili ortaya çıktı. Ben de bu dilden çok memnunum." Sergiyi üçüncü boyuta taşıyan özelliklerden birisi de video olması. Bu video da ay ışığının yansıttığı denizin üzerinden mültecilerin isimleri akıyor. Bejan Matur'un şiirleri sergi boyunca sesli birşekilde okunuyor. Siz sergiyi gezerken aynı zamanda şiirlerin sesini duyuyorsunuz. Dramın bir araya getirdiği bu iki önemli isimin başlattığı buluşma birçok farklı projenin başlamasına vesile olacağa benziyor. “İnsan ticareti” denilen bu suça ortak eleştirel bir bakış sunan Kader Denizi'ndeki fotoğraf ve şiirler yakın bir zamanda kitaplaştırılacak.