Kurumsal araştırma sonuçlarına göre, artan gıda ve yakıt fiyatları en fazla yoksul ülkeleri vuruyor. Özellikle buğday ve ette son dönemde yaşanan spekülasyonlar ve artışlar ise gelişmekte olan ülkeleri sosyal patlama riskiyle karşı karşıya bırakmış durumda. Önlem alınmazsa yeni krizler kapıda
Türkiye'de kırmızı et fiyatları, ithalatla düşürülmeye çalışılırken, kuraklık ve yem fiyatındaki yükseliş dünya piyasalarını tetikledi. Financial Times , önceki gün yaptığı değerlendirmede et fiyatının 20 yılın zirvesine çıktığı belirtmişti. “Et fiyatlarındaki artışın sosyal patlamalara neden olabileceği” uyarısında bulunan gazete, artışın tahıl fiyatlarıyla birlikte oluşmasının risklerine de vurgu yapmıştı. Gazete, endeksin 2009'a göre ortalama yüzde 16 arttığını, kuzu etinin 37 yılın zirvesine çıktığının altını çizmişti.
Fiyatlar özellikle Asya'da yükselirken tüketimdeki artış da sürüyor. Rusya ve Ukrayna'da olumsuz iklim koşulları tartışılırken, enerji, buğday ve ette gerçekleşen finansal artışlar küresel anlamda da yoksulluğa kapı aralıyor. BM Gıda Güvenliği Özel Raportörü Olivier De Schutter buğday fiyatlarındaki artışın gıda güvenliğini azalttığını bildirdi. Birçok yoksul ülkenin gıda konusunda hala çok kırılgan olduğunu belirten De Schutter, “Bu ülkelerin ekonomileri, kısıtlı emtia olanaklarıyla ihracat gelirlerine dayanmaya devam ediyor ve bu ülkelerin gıda güvenliği, fiyatları hızla artan ve dalgalı seyreden gıda ithalatına fazlasıyla bağımlı' dedi.
Buğday, et ve yakıt gibi bireylerin ve hanelerin en önemli tüketim maddelerinde yaşanan fiyat artışları tüketicilerin finansal durumunu yakından etkiliyor. Girdi maliyetlerinde yaşanan fiyat artışları ürünlerin fiyatına da yansırken, tüketim sürecinde ortaya çıkan bu tarz yükselişler bireyleri ve ülkeleri de risklere sevkediyor. Spekülasyonlar ise gıda krizlerine neden olabilecek bir nitelik taşıyor. Uluslararası finansal sistemde ise gıdada yaşanan artışlar hassas yapıdaki üretici ve tüketici konum ağırlıklı ülkeleri domino etkisi niteliğinde etkiliyor. De Schutter yaptığı açıklamada Mısır başta olmak üzere, mozambik ve Etiyopya'daki gıda sıkıntılarına dikkat çekti. De Schutter, yoksul Afrika ülkelerinin krizle karşı karşıya olduklarına vurgu yaptı.
Et ve buğday fiyatındaki yükselişlerin kısa vadede Türkiye ekonomisi üzerinde çok fazla etkili olmayacağını belirten Kocaeli Üniversitesi Öğretim görevlisi Doç. Dr. Seyfettin Erdoğan, “Uzun vadede maalesef aynı şeyi söyleyemiyorum. Önlem alınmaması halinde uzun vadede fiyat yükselişleri doğrultusunda sosyal patlama riski mevcut. Tarımsal ürünlerde bir zafiyet ortaya çıktığı takdirde bu tüm dünyaya yayılacaktır.” dedi. Tarım ve özellikle hayvancılığın daha profesyonel yapılması gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, belirli bölgelere teşvikler verilip daha büyük tesisleşmelerin yaratılması gerektiğini dile getirdi.
Gıda fiyatlarındaki artışın spekülatörler tarafından daha da yükseltildiğine işaret eden De Schutter, bunun da hanehalkı gelirlerinin yüzde 60 ile yüzde 70'ini gıdaya harcayanları doğrudan etkilediğini söyledi. BM'ye göre, dünya hububat üretiminin bu yıl üçüncü en yüksek miktarda gerçekleşmesi bekleniyor, ancak gelecekteki arza ilişkin korkular uluslararası piyasalarda buğdayın fiyatını geçen yıla göre yüzde 70 artırdı. De Schutter, uluslararası piyasalardaki toplam gıda fiyatlarının sadece temmuz ayından bu yana yüzde 5 arttığını belirtti.