Avrupa'da neler oluyor?

00:0010/02/2010, Çarşamba
G: 10/02/2010, Çarşamba
Yeni Şafak
Avrupa'da neler oluyor?
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da PIGS (Portekiz, İrlanda, Yunanistan, İspanya) kabusu yaşanıyor. Dünya Avrupa'nun bu 4 zayıf halkasına kilitlendi.

Avrupa'da Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın bütçe açıkları ve borçlarıyla ilgili sorunların Avro Bölgesi'ne yayılması ve bölgenin sınırlarını aşarak boyutlarının daha da büyümesinden endişe edilirken Financial Times'ın köşe yazarlarından Wolfgang Münchau ise IMF'in olası müdahalesinin etkisini yazdı. Bir uyarı da IMF eski Başekonomisti Simon Johnson'dan geldi. Johnson "İngiltere'yi de aynı katagoriye koyun" dedi Bu Avrupa ülkelerinde olanların, kırılgan küresel ekonomideki toparlanmanın kaderinde büyük etki yaratacağı gerçeği, herkesi ürkütüyor. Portekiz ve Yunanistan'da, bütçe açıklarını azaltmak için kamu harcamalarının kısılması planlarına ciddi siyasi direniş gösterilmesinin yanı sıra Yunanistan'ın iflas edebilme tehlikesi ya da zaten zor durumdaki Avrupalı hükümetlerden maliyetli bir kurtarma planına ihtiyaç duyması ve bu durumun finansal olarak zor durumdaki İspanya ve Portekiz'e de sirayet etmesinden korkuluyor.


Yunanistan'ın olası bir iflası, halihazırda finans yönünden yıpranmış ve Yunanistan tahvillerine sahip bankaların bilançolarında yeni deliklere yol açacak.


Avrupalı yetkililer, Yunanistan'ın kurtarılmasına ihtiyacı olmadığını ve bu yıl bütçe açığını kapatmak için ihtiyaç duyduğu 54 milyar avroyu borçlanabileceğini söylüyorlar. Yunanistan'ın krizden kendisinin çıkması gerektiğini vurgulayan yetkililer, bu ülkenin, tembel ekonomisini daha rekabetçi yapmak konusunda yıllardır süren başarısızlığını ödüllendirmek olacağı gerekçesiyle finansal kurtarma planına karşı çıkıyorlar.


AB'nin geçen hafta mali planını onayladığı Yunanistan, geçen yıl gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 12,7'si oranındaki bütçe açığını, 2012 yılına kadar GSYH'nin yüzde 3'ün altına indirmeyi hedefliyor.


Yaşlı nüfusa sahip, ihracatı düşük ve bütçe açığını düşük göstermek için geçen yıl ekonomiye ilişkin rakamlarla ilgili yanlış bilgi vermesi nedeniyle güvenilirlik sorunu bulunan Yunanistan, bütçe açığını azaltmak için kamu harcamalarını kısmayı, yeni vergi ve ücret politikası yasası çıkarmaya çalışıyor.


Ancak Yunan hükümetinin bu politikalarının çalışanların şiddetli muhalefetiyle karşılaşması bekleniyor.


Yunanistan'ın içinde bulunduğu durum geçen hafta Kanada'da düzenlenen G-7 Maliye Bakanları ve Merkez Bankaları Başkanları toplantısının gündemini de oluşturdu. Avro Bölgesi'nin üst düzey yetkilileri, toplantıda Yunanistan'ın yarattığı endişeleri gidermeye çalıştılar.


Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean-Claude Trichet yaptığı açıklamada, bütçe açığı krizinin etkilediği Yunanistan'ın, bu açığı azaltmayı hedefleyen harcamaları kısma planını uygulayacağına inandığını ifade etti.


Yunanistan'daki krizin kontrol altında olduğunu göstermeye çalışan Avro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker de, 'biz, Avro Bölgesi'nin temsilcileri, Yunanistan'daki durumun ciddi ve bu sorunun çözüleceğini açıkça ortaya koyduk' diye konuştu.


Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde da Avro Bölgesi ekonomilerinin, Yunanistan'ın planını izleyeceğini söyledi.


PORTEKİZ

Avrupa'da ekonomik durumu kaygı yaratan ülkelerden biri de Yunanistan'dan sonra sırada olduğu ifade edilen Portekiz.


Portekiz'de geçen hafta Sosyalist azınlık hükümetinin kamu harcamalarını kısma planı parlamentoda muhalefetin oylarıyla engellenirken, muhalefet partileri özerk bölgelerin daha fazla borçlanmasına izin veren bir yasayı kabul etti.


Hükümet ise özerk Azor Adaları ile Maderia Adaları'nın daha fazla borçlanmasına yol açan bu yasanın gelecek dört yılda bütçe açığında 400 milyon avroluk bir delik açacağını belirterek, muhalefeti 'sorumsuzlukla' suçladı ve uluslararası piyasalara yanlış bir sinyal olan yasanın iptali için mücadele edeceğini bildirdi.


Yasa, Azor Adaları ve Maderia Adaları'nın herbirinin gelecek dört yılda yıllık 50 milyon avro borçlanmasının önünü açıyor. Hükümete göre, Madeira Adaları'nın zaten 1,2 milyar dolar borcu bulunuyor.


Portekiz'in bütçe açığı 2009'da GSYH'nin yüzde 9,3'üne ulaştı. Hükümet, kamu istihdamını azaltarak, kamu çalışanlarının maaşlarını dondurarak ve diğer harcamaları kısarak, bütçe açığını 2013 yılına kadar Avro Bölgesi için sınır olan GSYH'nin yüzde 3'ünün altına indirmeyi hedefliyor.


Portekiz'de ayrıca, geçen yıl GSYH'nin yüzde 76,6'sı olan kamu borcunun bu yıl GSYH'nin yüzde 85,4'üne çıkacağı tahmin ediliyor.


İSPANYA

Uluslararası piyasaların mercek altına aldığı diğer bir ülke ise İspanya.


Yunanistan'ın yaşadığına benzer bir borç krizi olasılığı nedeniyle uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının ve yatırımcıların odağında yer alan İspanya'nın bütçe açığı, geçen yıl GSYH'nin yüzde 11,4'üne ulaştı.


Bütçe açığını dizginleyebilmek için 50 milyar avro (70 milyar dolar) tasarruf yapmayı planlayan İspanya, 2013 yılına kadar bütçe açığını AB kriteri olan yüzde 3 seviyesine indirmeyi hedefliyor.


Her ne kadar İspanya, Yunanistan ve Portekiz ile karşılaştırılmayı umursamasa bile ekonomik ve parasal işlerden sorumlu AB Komisyonu üyesi Joaquin Almunia'nın, yüksek ücretler ve düşük verimliliğin bu üç ülkeyi diğer Avrupa ülkelerine karşı daha az rekabetçi yaptığı açıklaması geçen hafta piyasaların kaygılanmasına yeterli olmuştu.


Yunanistan ve Portekiz'in birlikte Avro Bölgesi'nin ekonomik üretiminin yüzde 5'inden azını, İspanya ise yüzde 11,7'sinden fazlasını karşıladığı için Yunanistan ve Portekiz'in olası bir iflas durumunda kurtarılmasının, İspanya'nın kurtarılmasından çok daha az maliyetli olacağına dikkati çekiliyor.


Avrupa Reform Merkezi Baş Ekonomisti Simon Tilford, İspanya'nın büyük bir ekonomi olması nedeniyle, bu ülkede ciddi bir krizin kontrol edilemeyecek bir noktaya girilebileceği uyarısında bulundu. Tilford, Avro Bölgesi'nin, Portekiz ya da Yunanistan için muhtemel bir kurtarma söz konusu olursa bununla baş edebileceğini ancak, İspanya'da ise tamamıyla farklı bir sorun ortaya çıkaracağını ifade etti.


KAMU VE TOPLAM DIŞ BORÇLAR

Dünya Bankası'nın 2009 yılı üçüncü çeyrek verilerine göre, Yunanistan'ın kamu borcu 384,1 milyar dolar ve toplam dış borcu ise 594,5 milyar doları buluyor. Portekiz'in kamu borcu 166,9 milyar dolar ve toplam dış borcu 538, 1 milyar dolar, İspanya'nın ise kamu borcu 463,2 milyar dolar ve toplam dış borcu ise 2 trilyon 525,1 milyar dolar seviyesinde bulunuyor.


Uluslararası Para Fonu'nun (IMF), Dünya Ekonomik Görünümü Ekim 2009 verilerine göre, Yunanistan'ın bu yıl GSYH'sinin 352,2 milyar dolar, Portekiz'in GSYH'sinin 228,5 milyar dolar ve İspanya'nın ise 1 trilyon 475,4 milyar dolar olması bekleniyor.


İNGİLTERE BORÇ KONUSUNDA İSPANYA VE YUNANİSTAN İLE AYNI KATEGORİDE


Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eski Başekonomisti Simon Johnson, İngiltere'nin, borç sorunuyla karşı karşıya bulunan ülkeler Yunanistan ve İspanya ile aynı kategoride görülebileceğini söyledi.


İngiltere ekonomisi, 6 çeyrek üst üste küçülmesinin ardından 2009 yılının son çeyreğinde resesyondan çıksa da büyüme sadece yüzde 0,1 oldu.


Hazine Sözcüsü, hükümetin ülkeyi küresel krizden koruyabilmek için borçlanmanın artışına izin verdiğini doğrularken, toparlanmanın mali güçle paralel olmasının ekonomiyi destekleyeceğini, bunun için hükümetin gelecek 4 yılda açığı yarıya düşürmek için açık bir plan ortaya koyduğunu belirtti.


Geçen hafta avro dolar karşısında son 7 ayın en düşük seviyesine gerilerken, Yunanistan'ın borç sorununun İspanya ve Portekiz gibi diğer Avrupa ülkelerine yayılabileceği endişelerini de getirdi.


Johnson, İngiltere'nin de hükümet borç seviyesi baskı altında olan ülkelere eklenebileceğini söyledi.


Finans piyasalarının bu ülkelerin mali hesaplarına baktığını ve gördüklerini beğenmediğini ifade eden Johnson, Yunanistan'ın ekstrem bir örnek olduğunu, ancak söz konusu diğer ülkelerde de bütçe durumunun zayıf olduğunu belirtti.


Johnson, 'Ve İngiltere'yi bu listeye eklemeliyim. Piyasalar, bütçeyi yakın gelecekte gerçekten kontrol altına alacağınıza ve güvenilir adımlar atacağınıza ikna edebilene kadar, büyük bir sorununuz olacak' dedi.


Sorunlara hızla tepki vermediği için G7'yi 'temelde yararsız bir organizasyon' olarak nitelendiren Johnson, 'G7 ülkeleri tamamen direksiyon başında uyuyor' diye konuştu.


G7'nin Avrupa'nın çoğunluğunun ciddi bir krizle karşı karşıya olduğunun ayrımında değilmiş gibi gözüktüğünü, bunun İspanya, Yunanistan ve Portekiz ile sınırlı olmadığını, İrlanda'nın da dahil olacağını, İtalya'nın ateşle oynadığını düşündüğünü belirten Johnson, Avro Bölgesi'nin içinde çok ciddi kriz olduğunu kaydetti.


BORÇLARI 30 TRİLYON DOLARI BULAN G-7 ENDİŞELERİ GİDERMEYE ÇALŞIYOR

G-7 ülkelerinin toplantısı, Avrupa'da bazı ülkelerdeki bütçe açıkları ve büyük borçların küresel toparlanmanın rayından çıkacağı endişelerinin finansal piyasaları salladığı döneme denk düştü.


Böylece Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın artan bütçe açıkları ve borçlarının gündemin ana konusunu oluşturduğu Kanada'daki toplantı sırasında Avro Bölgesi'nin üst düzey finans yetkilileri, bu bütçe açıklarıyla ilgili ve Avro Bölgesi'nin geleceğine ilişkin artan endişeleri gidermeye çaba gösterdiler.


Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Jean-Claude Trichet yaptığı açıklamada, bütçe açığı krizinin etkilediği Yunanistan'ın, bu açığı azaltmayı hedefleyen harcamaları kısma planını uygulayacağına inandığını ifade etti. Trichet, 'Yunanistan hükümetinin, yinelediğim gibi bu amaca ulaşmasına izin verecek bütün kararları alacağından eminiz ve bunu bekliyoruz' dedi.


Yunanistan'daki krizin kontrol altında olduğunu göstermeye çalışan Avro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker de, 'biz, Avro Bölgesi'nin temsilcileri, Yunanistan'daki durumun ciddi ve bu sorunun çözüleceğini açıkça ortaya koyduk' diye konuştu. Toplantıya katılan Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın, geçen hafta, Yunanistan isterse yardım etmeye hazır oldukları yönündeki açıklamasını değerlendiren Juncker, IMF'nin yardımına ihtiyaç bulunmadığını söyledi.


Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde da Avro Bölgesi ekonomilerinin, Yunanistan'ın planını izleyeceğini söyledi.


IMF MÜDAHALESİ TARTIŞILIYOR

Öte yandan Financial Times'ta yayınlanan bir yazıda Avrupa Birliği'nin, kıtayı etkisi altına alan borç sorunu için Uluslararası Para Fonu'dan (IMF) yardım istemesinin, yatırımcıların gözündeki güvenilirliğini kaybetmesine neden olabileceği belirtildi.


Financial Times'ın köşe yazarlarından Wolfgang Münchau, yaşanan son borç krizi ile ilgili olarak bazı çevrelerin euro bölgesinin kendi sorunlarına çözüm bulamadığını düşündüğünü ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) devreye girmesini istediğini belirtti. Bu çevrelerin 'IMF'nin bütün sorunu ortadan kaldıracak deneyim ve güce sahip olduğu' savına dayandığını söyleyen yazar sorunları çözme konusunda IMF'ye başvurmayı en son seçenek olarak gösterdi.


Almanya ve Fransa'nın sorunlu ülkeleri kurtarma konusunda karışık sinyaller vermesinin, ülke borcu krizinin farklı ülkelere de sıçrayacağı korkusu yarattığını belirten Münchau, IMF'nin müdahalesi durumunda, AB'ye olan güvenin tamamen kaybedebileceği ve AB'nin, piyasaların gözünde kendi sorunlarını bile çözemeyen bir birliğe dönüşebileceğini iddia etti. (Milliyet)