Ekonomide ilk çeyrekte çift haneli büyümenin sürpriz olmayacağını belirten Devlet Bakanı Babacan, piyasalarda iki haftadır görülen olumlu ayrışmanın anayasa değişikliği sürecinden kaynaklandığını söyledi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomideki son gelişmeleri özel bir televizyon kanalında değerlendirdi. Meclis'te Anayasa değişikliği paketinin gündeme geleceğini hatırlatan Babacan, “Türkiye son 2-3 haftadır dünyadan, Avrupa'dan olumlu şekilde ayrıştıysa, en önemli etkeni bizim Anayasa hazırlığımızdır' dedi.
Söz konusu değişiklikle Türkiye'nin demokratik ülke olmaya bir adım daha yaklaşacağını ifade eden Babacan, “Biz bu Anayasa değişikliği paketini gerçekleştirirsek, Meclisimiz, halkımız bunu kabul ederse birinci sınıf bir demokrasiye bir adım daha yaklaşacağız. Ama halen arzu etmiş olduğumuz hedeflere ulaşabilmiş değiliz' diye konuştu. Babacan, konuyla ilgili bir soru üzerine, seçim ekonomisi uygulamayacaklarını, Orta Vadeli Programa bağlı kalacaklarını vurguladı.
Babacan, programda daralmanın yüzde 6 olarak öngörüldüğünü, fakat Ekim, Kasım ve Aralık aylarında ekonomide beklenenden çok daha iyi bir toparlanma meydana geldiğini ve böylece daralmanın yüzde 4,7'de kaldığını söyledi. Babacan, açıklanan milli gelir verilerine bakıldığı zaman, Türkiye ekonomisinin resesyondan çıktığının rahatlıkla söylenebileceğini bildirdi.
Ali Babacan, geçen yılın ilk çeyreğinde ekonomik daralmanın yüzde 14,5 olduğunu hatırlattı ve böylesine bir baz etkisinden sonra iki haneli büyümenin birinci çeyrekte sürpriz olmadığını kaydetti ve ekledi: “Büyümenin en önemli göstergesi beklentilerdir. Sipariş endeksleri 2006 Haziran'ından beri en yüksek düzeyde. Kriz dönemlerinde öncül gösterge olarak alınır. Biz açıklanan verilerde herhangi bir yavaşlama izi görmüyoruz, tam tersine sinyaller toparlanmanın önümüzdeki çeyrekte de devam edeceği yönünde. Dipten yukarı çıkışın ölçüsü olacak.”
Yunanistan'ın 2009 yılında yüzde 2,5, Türkiye'nin ise yüzde 4,7 küçüldüğü hatırlatarak, “Peki bu nasıl oluyor komşu batıyorken, biz neden iyi durumda olduğumuzu söylüyoruz' şeklindeki soru üzerine Babacan, Yunanistan'da açıklanan verilerin doğru olmadığını söyledi.
Yunanistan'da uzun süre bir şey yokmuş gibi davranıldığını, bu nedenle ülkedeki önümüzdeki dönemle alakalı büyüme rakamlarının çok daha sıkıntılı olacağını kaydeden Babacan, ekonomide başarının temelinin güven olduğuna işaret eden Babacan, “Güveni kaybettiğiniz zaman ne yaparsanız yapın, başarılı olmanız mümkün değil' dedi.
KEY ödemeleriyle ilgili çeşitli şikayetler bulunduğu kaydeden Babacan, konuyla ilgili şunları söyledi: “Biz ancak kendi elimizdeki kayıtlardan kimin hesabına ne kadar para yatırıldıysa, onu mümkün olduğunca temiz bir şekilde hesap edip biriken paraları geri ödeyebiliriz. Milyonlarca elle doldurulmuş evrak bulunuyordu. Biz bunların bilgisayar ortamına geçirilmesini sağladık. KEY ödemeleri için 3'er aylık süreler halinde başvuru yapılacak ve temizlenecek.'
Önümüzdeki Mayıs ayında IMF heyetinin Türkiye'ye geleceği hatırlatılarak, “Yeni bir stand by gündeme gelebilir mi?' sorusu üzerine Babacan, IMF heyetinin 12-13 Mayıs gibi Türkiye'ye gelerek çalışmalara başlayacağını ve çalışmaların sadece 4'üncü madde çerçevesinde yapılacak bir gözden geçirme çalışması olacağını vurguladı. Babacan, 'İki hafta kadar sürecek ve iki haftalık süre içerisinde her üye ülke ne yapıyorsa Türkiye de IMF'ye bir üye ülke olarak bu çalışmaları yapacak. Bunun ötesinde bir plan, bugün itibariyle yok. Zaten şu an itibariyle baktığımızda Türkiye'nin buna ihtiyacı yok' dedi. Babacan, Merkez Bankası'nın kriz dönemi boyunca çok başarılı bir performans ortaya koyduğunu ve zamanında gerekli tedbirleri aldığını belirtirken, 'Merkez Bankamızın temel önceliği fiyat istikrarıdır, ama bu öncelikle çelişmemek suretiyle istihdamı, büyümeyi de Merkez Bankamız gözetir' dedi. Türkiye ekonomisinde ihracatın da önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Babacan, Türkiye'nin ihracatının yarıdan fazlasının Avrupa ülkelerine yapıldığını, Avrupa'da ise ekonomik sorunların devam ettiğini, bunun da ihracatı çok ciddi etkilediğini kaydetti.
Büyüme hareketlerinin stoklara bağlı olduğu konusuna değinen Ali Babacan, “Stok konusu kuşkusuz önemlidir. Fakat eğer sanayicimiz, ihracatçımız stoğa üretim yapmaya başladıysa bu da zaten geleceğe yönelik beklentilerin iyileşmesiyle direkt ilgidir' diye konuştu. Mart ayı sonu itibariyle Üretici Güven Endeksi'nin 110'a çıktığını da belirten Babacan, “Yani eğer tüketiciler ve üreticiler geleceğe yönelik iyi şeyler bekliyorlarsa, moraller iyiyse, o zaman bu önümüzdeki dönemde de iyi bir büyümeyi beraberinde getirecektir' dedi.