Haydi imamlar sinagoga!

Taceddin Ural
00:007/06/2009, Pazar
G: 6/06/2009, Cumartesi
Yeni Şafak
Haydi imamlar sinagoga!
Haydi imamlar sinagoga!

Mayın yasasıyla gördük ki, İsrail'in “i”si bile bu topraklar üzerinde pek çok patolojiye yol açabiliyor. Filistinliler'e reva görülen zulüm bazen, İsrail'i de aşıp “Yahudilere yan bakma” krizine dönüşebiliyor. Türkiye'deki Musevîler de bunun farkında ve bu algıyı değiştirebilecek arayışlar içindeler.

Tacitus, Diedor, Bruno, Luther, Goethe, Fichte, Voltaire, Schopenhauer, Wagner, Sombart, Treitschke... Bu isimlerin ortak noktası, düşüncelerinin bir yerlerine, Yahudilerin hiç de hoşlanmayacağı ifadeleri koymuş olmaları. Çok belli ki, bu din mensuplarının / bu ırkın ciddi bir “algılanma” problemi var / ola gelmiş.


“ALGI”DAKİ SORUNLAR

Konu, Türkiye özelinde de çok farklı değil. Osmanlı'da, göze batmayan Yahudiler, yıkılış sürecinde ise en azından “fırsatçı” görünmekten kurtulamamışlardı. Halkı fazlasıyla rahatsız eden algı, “Mübarek Filistin topraklarına göz koyan Yahudi” imajı / gerçeği idi. Bu vadide, II. Abdülhamit'le Yahudiler arasındaki ünlü toprak görüşmeleri veya yine bu padişahın devrilmesini gerçekleştiren ekipteki Yahudi Emanuel Karasu'nun varlığı “toplumsal şuur”un unutamadığı kırılma noktalarıydı. İsrail'in 1948'den bu yana süren kanlı Filistin saldırıları ise yıllardır “ortalama Türk”ün beyninde bir kıymık halinde duruyor. İsrail'in saldırganlığının arttığı her dönemde Türkiye'de gözlerin Hahambaşılığa, cemaatin kanaat önderlerine çevrilip, “tatminkâr bir üzüntü beyanı” beklenmesi boşuna değil. “Maşerî vicdan” bunu “Hah işte, bizim Yahudiler farklıdır” kanaati ile karşılayıp, teselli olmaya hazır görünüyor.


İSRAİL'DE FABRİKA KURUNCA…

Türkiye'deki cemaatin bu imaj probleminden habersiz olmadığı söylenemez. Hatta Cumhuriyetin ilk ve orta yıllarında Yahudi kökenli birkaç kişinin milletvekili yapılması böyle okunabilir. Konya Milletvekili Bahire Bediz Mohen, İstanbul Milletvekilleri Salamon Adato, Hanri Soriano, İshak Altabev, Yusuf Salman Meclis'teki bu isimlerdi. Ne var ki, maksat hasıl olmayacaktı. CHP'li Badire Bediz, mutaassıp Konya'dan atandığı Meclis'teki “irtica nutukları”yla “seçmenini” küstürecekti. Bir diğeri, Demokrat Parti'den Yusuf Salman ise devlet bankalarından aldığı yüksek meblağlı kredilerle plastik işine girecek; ancak bu yatırımlarını, teknoloji diye, iş diye yırtınan Türkiye'de değil, İsrail'de yapacaktı. Yine DP'li Salamon Adato ise mesaisini Mason localarının ihyası ile Lions ve Rotary kulüplerinin kurulmasına harcıyordu. Eh, “Yahudi” kelimesinin yanına bir de “mason” eklenince maksat, elbette yine hasıl olmayacaktı.


28 ŞUBATÇI MİLLETVEKİLİ

Sonraki yıllarda Yahudi kökenli isimlerin Meclis'te temsil işi oldukça tavsadı. Bir tek Profilo Holding'in sahiplerinden Jefi Kamhi, 1994 seçimlerinde DYP listesinden milletvekili seçildi. Ancak o da; partisinin ortağı olduğu Refahyol Hükümeti'ne karşı kısa sürede tavır alacak, milletin hiç de sıcak hisler beslemediği İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Erol Özkasnak gibi generallerle iş tutan darbeci güruha katılarak, toplama vekillere kur/durt/ulan Hüsamettin Cindoruk'un DTP'sine geçip, 28 Şubat darbesine omuz verenlerden olacaktı.


SİNAGOGTAKİ İMAM

İşte, bütün bu serencamın etkisiyle midir bilinmez, Türkiye'deki Yahudi cemaati şimdilerde ilginç bir çalışmanın içinde. AB fonları desteğiyle yürütülen proje ile Yahudilerin Türk halkı tarafından algılanmasındaki olumsuzlukların ortadan kaldırılması amaçlanıyor. Proje, Beyoğlu Musevi Hahamhane Vakfı tarafından gerçekleştiriliyor. Şalom gazetesi ile CHP'li Beşiktaş Belediyesi'nin de desteklediği “Türk Yahudi Toplumu Hakkında Algıyı İyileştirme” projesinin detayları arasında, “Yahudilerin nasıl algılandığını gösteren bir araştırma yapılması üniversiteler ile seminer ve paneller düzenlenmesi, Galata yöresinde Yahudi kültürü turları yapılması, sergi ve kültür faaliyetleri gerçekleştirilmesi” gibi çalışmalar yer alıyor. Proje İlahiyat Fakülteleri öğrencileri ile akademisyenlerin sinagoglara davet edilerek bilgilendirilmelerini de kapsıyor.


Yahudilik için neler dediler?

M.Ö 4 Seneca: “Mağlûp olurlar ama kendi kanunlarını galiplere kabul ettirirler.” 1146 Pierre de Clungy: “Yahudiler kasalarını, en pahalı şeyleri en ucuza alarak doldurmuşlardır.” 1543 Martin Luther; “Onların menfîlik dolu kitaplarını ellerinden alın.”

1540 Dr. Johann Eck: “Bir yahudi istediğini yapar. Ne soran var, ne eden…O zaman bir Yahudi niye Hıristiyan olsun ki?” 1600 Giordano Bruno: “Vahşi hukuk anlayışını ben Yahudilerde gördüm.” 1740 Prusya Kralı I. Friedrich Wilhelm: “Bu güruhu memleketimde istemiyorum.” 1897 Beyrut Kilisesi Dergisi El-Maşrık: “Yahudi kolonileri bölgemiz için büyük bir tehlikedir.”