Tefeciye ikiz kardeş geldi banka faizi beşe katlandı

Ekonomi Servisi
00:0025/07/2010, Pazar
G: 25/07/2010, Pazar
Yeni Şafak
Tefeciye ikiz kardeş geldi banka faizi beşe katlan
Tefeciye ikiz kardeş geldi banka faizi beşe katlan

80'li yıllarda borç konusunda nam salan Kastelli ile gündemden düşmeyen ve filmlere konu olan bankerlerin yerini ikrazatçılar aldı. Kamuoyunda tefeciliğin yasal hali olarak bilinen ikrazatçılar, krizde banka faizlerini 5'e katlayarak yüzde 100'e yükseltti. İşlem hacimlerini de yarım milyar liraya çıkararak rekor kırdı

Çeşitli nedenlerle bankalardan kredi alamayanlar ikrazatçıya koşunca, Hazineye bağlı çalışan 28 ikrazatçının işlem hacmi 2009'da tavan yaptı. Dünyada geçen yıl yaşanan ekonomik kriz finansal piyasaları alt üst ederken, Türkiye'de, bankacılık kesimi dışında vatandaşa kredi sağlayan 'ikrazatçılık' müessesesinin borç para verme faizlerinin de 'fırlamasına' neden oldu.

ESNEK PROSEDÜR CAZİBESİ

Borç verme anlamındaki ikraz kelimesinden adını alan ikrazatçıların müşterilerinin son yıllarda büyük oranda artmasının diğer bir nedeni ise bankalara göre daha az ve “esnek” prosedür uygulamaları.

BİR KAÇ BELGE İLE İŞ TAMAM...

Herhangi bir banka, şirketlerden, vergi dairesi onaylı bilanço, gelir talosu, detaylı mizan, ticaret ve sanayi odası kayıt tablosu, diğer bankalardaki limit-risk ve teminat bilgileri, kapasite raporu, işkoluna göre son yıllara ait detaylı ithalat ve ihracat rakamları gibi belgeler isterken, ikrazatçılarda bu belgelerin çoğuna gerek duyulmuyor. Hatta çoğu ikrazatçı vergi levhası fotokopisi ve ikametgah gibi temel birkaç belge ile müşterilerine kredi açıyor.

DEVLETTEN BELGELİ YAPILIYOR

Kendilerine tefeci dedirtmeyen devletten belgeli ikrazatçılık yapanların aylık borç faizi, bankacılık veya finansal kesiminin faizinin 5,3 katına çıkarken, basit ortalama faiz yüzde 100'e yaklaştı.

BANKALARI BEŞE KATLADILAR

Bankanın 5,3 katı faizine karşın vatandaşlar, geçen yıl ikrazatçılardan 455,3 milyon lira borç aldı. İkrazatçılardan, bir işlemde yapılan ortalama borçlanma tutarı, 2008 yılında 6 bin 574 lira iken, geçen yıl yani 2009 yılında ise 8 bin 208 liraya çıktı.

RİSK ARTTI, FAİZLER YÜKSELDİ

Önceki yıllarda yüzde 100'ler düzeyinde olan bankalar ile ikrazatçıların aylık kredi faizi arasındaki fark, geçen yıl tam anlamıyla 'fırlayarak' 5,3 kata çıktı. Geçen yıl bankaların aylık kredi faizi yüzde 1,25 düzeyindeyken, ikrazatçıların 'resmi faizi' yüzde 7,9 oldu. Banka kredilerinin yüzde 15 olarak hesaplanan basit faizi, ikrazatçıların kredilerinde yüzde 94,8'e ulaştı.


1 milyon TL'ye kadar kredi verebiliyorlar

1980 yılında 24 Ocak Kararları ile Türkiye bir yandan ekonomide serbest piyasa dönemine adım atarken, diğer yandan da faizlerin serbest bırakılmasıyla bankerlerin sayısında bir patlama yaşandı. 1981'de bankerlerin sayısı bini aştı. 1982'de yaşanan olumsuz tablonun ardından 1983'te ödünç para alma ve verme işlemleri, çıkarılan yasa ile denetim altına alındı. Artık mevduat toplamaları yasaklandı ve ödünç para verme işlemi için ikrazatçılara yetki verildi. İkrazatçılar Hazine'den yetki alıyor. Her yılın sonunda Hazine'ye yaptıkları işleri rapor ediyorlar. Ay ay da muhasebe kayıtlarını Maliye'ye bildiriyorlar. Prosedürlere uygun faaliyet göstermeyenlerin ise yetki belgeleri iptal ediliyor. İkrazatçılar 10 bin TL'den 1 milyon TL'ye kadar kredi verebiliyor.


Banker Bilo geri döndü

Hiç reklam yapmıyorlar, ne müşterilerinin ne de kendilerinin isminin bilinmesini istemiyorlar... Ama yarım milyar TL'ye yaklaşan işlem hacimleriyle bankalarla yarışıyorlar. 1980'li yıllarda borç alıp vermede en kilit rolü üstlenen, Banker Kastelli ile gündemden düşmeyen, İlyas Salman'ın "Banker Bilo" filmi ile ekranlara kadar taşınan bankerlerin yerini bugün Hazine'den aldıkları ruhsatla faaliyet gösteren ikrazatçılar aldı.


Tüm Türkiye'de sayı 28 ama tutar akıllara zarar

Verilere göre, 2009 yılı sonu itibariyle, 18'i İstanbul'da, 6'sı Ankara'da, İzmir, Antalya, Denizli ve Yalova'da birer tane olmak üzere toplam 28 ikrazatçı faaliyet gösteriyor. 2008 yılında 98 milyon 150 bin lira olan ikrazatçıların toplam sermayesi, geçen yıl 99 milyon 197 bin liraya yükseldi. İkrazatçıların dönen varlıklarının tutarı, aynı dönemler itibariyle 141,7 milyon liradan 178,5 milyon liraya çıktı.


Kredi kartına nakit veren de altın ticareti yapan da var

Vatandaşların, daha kısa sürede para ihtiyaçlarını karşılayabildikleri, ipotek, teminat gibi işlemlerin daha kolay yapılması nedeniyle ikrazatçıları tercih edebildiği belirtiliyor. İkrazatçılar, mevzuat gereği borç alamıyor, mevduat toplayamıyor ve sermaye piyasası işlemi yapamıyor. Ödünç sözleşmelerinde asgari, 'Ödünç verilen tutar, vade, faiz oranı, geri ödeme tablosu, gecikme faizi, toplu ya da erken ödeme durumunda uygulanacak iskonto oranı, geri ödemeye ilişkin kambiyo senetlerinin adedi, vade tarihi ve numarası, varsa kefil, teminat veya ipoteğe ilişkin bilgilerin' yer alması gerekiyor. Vatandaş bir taraftan kayıtlı şekilde çalışan ikrazatçılardan nakit ihtiyacını karşılarken, bir taraftan da 'kredi kartına nakit' veren kişiler aynı piyasada bulunuyor. Bazı kuyumcular da altın satmış gibi göstererek vatandaşa gecikmiş kredi kartı borcunu ödemesi için nakit sağlıyor, borcunu da kredi kartı ile 12 aya varan vade ile taksitlendiriyor. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, geçen yıl 238 kişi çalıştıran ikrazatçıların yaptığı işlemler nedeniyle 7,4 milyon lira gelir vergisi tahakkuk etti, 1,9 milyon lira BSMV, 2,5 milyon lira damga vergisi, 754,3 bin lira harç olmak üzere 12 milyon 651,7 bin lira devlete ödeme yapıldı. Denetimler nedeniyle 90'lı yıllarda 76 olan ikrazatçı sayısı bugün 25'e düşmüş durumda. Ancak kayıtdışı faaliyet gösterenlerin sayısı binlerle ifade ediliyor. 1980'lerdeki banker krizinin kamuoyundaki etkisi nedeniyle de kendilerine “tefeci” denilmesinden rahatsız olan ikrazatçılar, Hazine Müsteşarlığı'ndan aldıkları yetki belgesiyle çalışmalarına karşın gözönünde bulunmak istemiyorlar.