Atalay'ın açıklamalarına ilişkin DTP Genel Başkanı Türk, "Kürtlerin varlığından bile söz etmeyen, sadece belli bir kesime mesaj veren bir mantığın ortada olduğunu gördük' dedi
Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı Ahmet Türk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın görüştüğü sivil toplum kuruluşlarının değil, görüşmediklerinin görüşlerinin açıklamasına yansıdığını savunurken, 'Birilerini tatmin etmek için Kürtlerden söz etmeyen, Kürtlerin varlığından bile söz etmeyen sadece belli bir kesime mesaj veren bir mantığın ortada olduğunu gördük' dedi.
DTP ve çeşitli sivil toplum örgütlerince yarın İstasyon Meydanı'nda düzenlenecek 'Onurlu Bir Barışa Evet' mitingi öncesi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine ait Sümerpark'ta çadır kuruldu.
Grup '1 Eylül Barış Nöbeti' adı altında geceyi çadırda geçirecek.
Çadırda gazetecilere açıklamada bulunan Türk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın açıklamalarını değerlendirdi.
Türk, 'barış mesajlarını vermek için halkın iradesi ile seçilmiş olan temsilciler olarak miting saatine kadar burada barış nöbeti tutacaklarını' söyledi.
Miting için gelecek vatandaşları burada karşılayacaklarını belirten Türk, 'Barış evrensel bir kavramdır. Özlediğimiz bir süreçtir' dedi.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın Hükümet adına bugün yaptığı açıklamanın 'toplumda ve özellikle de Kürt halkında büyük bir şaşkınlık ve büyük bir umutsuzluk yarattığını' söyleyen Türk, şunları kaydetti:
'Bu önemsediğimiz bir konuydu. Bakan Atalay'ın açıklamaları, toplumda özellikle Kürtlerin arasında şaşkınlık ve umutsuzluk yarattı. Barışçıl çözümlerin tartışıldığı sürecin içine girerken, açıklamalar Kürtleri kapsamadı. Önce Kürt açılımı, ardından demokratik açılım, sonra da Kürtleri dışarda bırakan bir milli mutabakat metni oldu.
Yıllardan beri barışın önemini vurguladık. Kürt halkının temel taleplerinin yerine getirilmesinde Türkiye'de güçlü bir demokrasi, güçlü bir kucaklaşmayı ifade ettik. Bugün görüyoruz ki bir tabir var; (Dağ fare doğurdu) diye. Oysa bugünkü açıklamada dağ fare bile doğurmadı. Yine 72 milyonun hassasiyetinden söz edildi, ama bugün 72 milyonun hassasiyeti değil. Birilerini tatmin etmek için Kürtlerden söz etmeyen, Kürtlerin varlığından bile söz etmeyen sadece belli bir kesime mesaj veren bir mantığın ortada olduğunu gördük.
Yine bugün gördüğümüz kadarı ile görüştükleri sivil toplum örgütlerinden Kürtlere kadar, meslek odalarına kadar hiç birinin düşüncesi bugünkü açıklamaya yansımadı. Görüşmediklerinin düşünceleri ve talepleri açıklamaya yansıdı. Elbette ki barış uğruna çok ciddi çabalar ortaya koydu, ama bu mantıkta, bu anlayışta Kürt sorununun çözülmeyeceğini herkesin bilmesi gerekir. Bugün eğer bir Kürt tartışması gündemde ise Kürtlerin de hassasiyetini göz önünde tutmak zorundasınız, ama satır başları ile baktığımızda yeni bir Anayasa'dan söz edilmiyor.'
Türk, 'eğitim hakkından' söz edilmeden, 'bir halkın dilinin kimliğinin ve kültürünün gündeme getirmeden bir barışın sağlanamayacağı' görüşünü dile getirdi.
Amacın 'tasfiye' olduğunu öne süren Türk, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Zaten 30 yıldan beri tasfiye projelerinizi, çabalarınızı, çalışmalarınızı ortaya koydunuz. Tasfiye edebildiniz mi? Yani imha ve inkar politikalarının devamı anlamına gelecek bir anlayışı gördüğümüzü ve böyle bir mantığın işlediğini maalesef üzüntüyle izledik. Barış kaçınılmazdır. Kucaklaşmayı sağlamak kaçınılmazdır. Barış konusunda bütün bu olumsuzluklara rağmen bu uygulanan politikaların gerçekten çözüme değil aldatmaya yönelik olduğunu bütün dünyayla paylaşacağız. Ve barış çabalarımızı bu mantığa rağmen sürdüreceğiz' şeklinde konuştu.
Barış nöbetine DTP'li milletvekilleri, belediye başkanları ve partililer ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de katılıyor.