İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım, 'Şu ana kadar bize 9 şehit cenazesi verdiler ama bizdeki liste daha kabarık. Kayıplar var' dedi.
Gazze'ye insani yardım taşıyan ve İsrail'in saldırısına uğrayan 'Mavi Marmara' gemisinde bulunan Yıldırım, Atatürk Havalimanı'nda gazetecilere açıklama yaptı.
Olay anını anlatan Yıldırım, sabah ezanında İsrailli askerlerin havadan uçak ve denizden botlarla saldırıya başladıklarını dile getirdi.
Önce bir gösteri yapıldığını zannettiklerini vurgulayan Yıldırım, 'Birden bire gemiye indirme yaptılar. Arkadaşlarımız sadece sivil direniş gösterdi. Bütün basın oradaydı. 'Kol kola girin, onları içeri almayın' dedik' şeklinde konuştu.
Yıldırım, İsrail'in en yetişmiş, en üst tim ve komandolarına karşı demir sopalarla meşru müdafaa yaptıklarını kaydetti.
İsrail'in, ilk 35 dakika silah kullanmadıklarını iddia ettiğini söyleyen Yıldırım, atılan gaz bombasından birçok kişinin yaralandığını, ayrıca ilk kullanılan mermilerin plastik ve ucu ince çiviye benzer mermiler olduğunu aktardı.
Yıldırım, 'Cevdet kardeşimiz şehit olmuştur. Basın mensubudur. Sadece fotoğraf çekiyordu. Fazla değil bir metreden vuruldu ve beyni parçalandı' diye konuştu.
Gemiye ilk inenlerden 10'unun etkisiz hale getirildiğini anlatan Yıldırım, 'Evet silahlarını aldık. Silahlarını kullansak bile yine meşru müdafaadır yaptığımız. Buna rağmen biz onlardan aldığımız silahların hepsini denize attık' dedi.
Yıldırım, sorguda da İsrailli yetkililere, 'Dünyada İsrail ordusunun güçlü bir imajı var deniyor ama birkaç tane gönüllü bile sizin ordularınızın silahlarını ellerinden alıp denize attı. Siz kendi kendinizi rezil ettiniz' dediğini dile getirdi.
Bülent Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Arkadaşlarımızdan biri teslim olduktan sonra vuruldu ne yazık ki. Onun görüntüsünü alamadık. İnsanlık adına hiçbir şey yoktu orada. Baktım olacak gibi değil, beyaz gömleğimi çıkarıp salladım. Beyaz bayrağı görünce 'dururlar' dedik ama öyle olmadı. Şu ana kadar bize 9 şehit cenazesi verdiler ama bizdeki liste daha kabarık. Kayıplar var. 38 yaralıyı doktor arkadaşlar elleriyle teslim etti, dönüşte bize 21 yaralı var diyorlar.'
Bütün dünyaya internet üzerinden canlı yayın yaptıklarını, İsrail'in gerçek yüzünün görüldüğünü ifade eden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Biz hukukun dışına hiç çıkmadık, onlar elimize geçtiği zaman tedavi yapıp sularını verdik ama onlar ellerine geçen arkadaşlarımızı öldürdüler. Bazı arkadaşlarımızı denize attılar. Askerlerini tedavi eden doktoru bile kurşunladılar. Sonra teslim olduk hep beraber. Kadınlar olmasa biz teslim olmazdık. Tüm arkadaşlarımı kutluyorum, hiçbiri geri adım atmadı. Bir yaşındaki çocuğu anne ve babasından ayırdılar. Buna rağmen geri adım atılmadı.'
Teslim olmalarının ardından İsrailli askerlerin sürekli hakaretlerde bulunduğunu, insanların tuvalet ihtiyacına bile gidemediğini anlatan Yıldırım, daha sonra herkesi geminin ikinci katına aldıklarını, ellerini arkadan bağladıklarını, maksatlı olarak helikopteri geminin üzerinde döndürdüklerini belirtti.
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bütün işkencelerin ardından gönlümüzü almaya başladılar, çünkü Türkiye ve dünya ayağa kalktı. Şehit verdik diye korkmuyoruz, bu ambargo kalkana kadar devam edeceğiz, insanlığın kazandığını hep beraber göreceğiz. Bu ambargonun kalkması için vaktini bizim tayin edeceğimiz daha büyük konvoylarla denizden ve karadan bütün dünyayı harekete geçiririz.'