2011 yılı 17. yüzyılın önemli seyyahlarından Evliya Çelebi'nin 400. Doğum yılı. Osmanlı coğrafyası içinde ayak basmadık yer bırakmayan seyyahın doğum yıldönümünde Yapı Kredi Yayınları 10 ciltlik Seyahatname külliyatını tamamlıyor
Çağının çok çok ötesinde bir yazar, içindeki gezip, öğrenme aşkının rehberliğinde Osmanlı toprakları içinde ayak basmadık, görmedik yer bırakmamış bir gezgin... Kimden bahsettiğimiz malum; 17. yüzyılın en önemli gezginlerinden Evliya Çelebi'den bahsediyoruz. O meşhur, bugün bile merakla okunan Seyahatname'nin yazarı Evliya Çelebi'den. Ahi Çelebi Camii'nde müjdelenir seyahat ile Evliya Çelebi. Rüyasında cemaatin arasında bulunan Hz. Peygamber'i görür “Şefaat Ya Resulallah” diyecekken heyecanır ve “Seyahat Ya Resulallah” der. Bu karşılaşmadan sonra başlar Çelebi'nin serüveni. Öncelikle İstanbul ve çevresini gezer. Sonra İstanbul dışına çıkar ve artık birbirini izler olmuştur seyahatler. Amasya, Ünye, Batum, Trabzon, Samsun, Kafkasya, Girit, Muğla… Şam, Urmiye, Sivas, El- Cezire… Van, Tebriz, Bağdat, Basra… Avusturya, Kırım, Dağıstan, Esterhan… Girit, Selanik, Rumeli… Silifke, Tarsus, Adana, Maraş, Antep… Beyrut, Kudüs, Mısır, Medine, Mekke… Ve daha ismini sayamadığımız bir dolu şehri heybesine sığdırır gezgin. Daha sonra 10 ciltlik Seyahatname'sini vücuda getirir, büyük bir titizlikle ve hiçbir detayı atlamadan.
17. yüzyılda yazılan Seyahatname, herkes için bir kaynak, bir rehber olmuştur.
Bu yıl Evliya Çelebi'nin doğumunun 400. yılı. UNESCO'nun da anma yılı olarak ilan ettiği bu yıl vesilesiyle Evliya Çelebi bilgimizi tazeleyelim istedik ve bu merkezden doğan kitapları gözden geçirdik. Bir kez daha şahit olduk ki; Evliya Çelebi sadece Türkiye'de değil tüm dünyada ilgiyle takip edilen bir yazar.
Osmanlı coğrafyasını elli yıl boyunca arşınlayan, tanıklıklarıyla 10 ciltlik bir dünya klasiği oluşturan Evliya Çelebi'nin ünlü eseri Seyahatnamesi'nin transkripsiyonu 2007 yılında tamamlandı. Yapı Kredi Yayınları on cildin 6 tanesini günümüz Türkçesiyle yayınlandı. Seyahatname'nin 7, 8, 9 ve 10. Ciltleri de bu yıl YKY'dan çıkacak. Bu sayede bu muhteşem külliyat tamamlanmış olacak.
Evliya Çelebi'den bahsedip Orhan Şaik Gökyay'ın çalışmalarını anmamak olmaz. Seyahatname'yi neşretmek, Gökyay'ın hayatı boyunca hayallerini süsledi. Nihayet ömrünün son yıllarında böyle bir çalışmaya başladı. Transkripsiyonlu metin, sözlük ve dizin olarak üç cilt halinde düşündüğü eserin, sözlük ve dizin ciltlerini tamamlayamadan hayata veda eden Gökyay'a bu çalışmada Yücel Dağlı yardım ediyordu. Gökyay'ın vefatıyla yarım kalan eser tamamlandı. Seyahatname'nin birinci cildi böylece hazırlanmış oldu. Robert Dankoff, Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı mütevazı bir çalışmayla birinci cildi yayımlandı.
Evliya Çelebi, on ciltlik dev eserinin birinci cildiyle aynı zamanda ilk Türkçe “İstanbul Monografisi”ni de yazmıştır. Adlarını vermiş olsa bile birçoğunu bugün bilemediğimiz pek çok kaynaktan derlediği mitoloji ve tarih karışımı bilgilerden saray hayatına; pek çok ünlünün kişisel tarihinden şehrin gündelik hayatına; şehrin etrafını çevreleyen surlardan her türlü mimari esere; kapılardan tepelere ve iskelelere; savaş ve barışta şehrin ve ordunun ihtiyaçlarını karşılayan yüzlerce esnaftan bahçe ve mesirelere; padişahlardan her sınıftan yönetici, bilim adamı ve ilginç tiplere; devletçe düzenlenen şenliklerden çok özel meclislerde yaşanan eğlencelere varıncaya kadar akla gelebilecek her şey bu ciltte anlatılmıştır. Günümüz Türkçesiyle ve iki kitap halinde sunulan birinci cilt ile okur, Evliya Çelebi'nin açtığı kapıdan uzun bir İstanbul gezisine buyur edilir.
İkinci cilt ise, İstanbul'dan Mudanya'ya deniz yoluyla gerçekleştirilen kısa fakat çok güzel hikâye edilmiş kısa bir yolculukla başlıyor. Bursa'dan sonra Bolu üzerinden Karadeniz kıyılarındaki Trabzon başta olmak üzere büyüklü küçüklü belli başlı şehirlere; Erzurum yoluyla İran'a, Kafkasya'ya, Kırım ve Girit'e uzanan savaşlar, iç çekişmeler ve özellikle Kafkas şehirleri ve halklarıyla ilgili çok ilginç tespitlerle dolu bir dönemin hikâyesi olan bu seyahat, Evliyâ Çelebi'nin fırtınalı hayatının da kesitlerini oluştuyor. Üçüncü cildinde, Konya, Kayseri, Antakya, Şam, Urfa, Maraş, Sivas, Gazze, Sofya ve Edirne'yi anlatan Evliyâ Çelebi bu metinde de bilinen-sevilen üslûbunu koruyor.
Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme'sinin dördüncü cildinde, Osmanlı Devleti'nin doğu ve güneydoğu bölgelerinde gezip dolaşır, dost meclislerinde bulunur, ziyafetlere konar, savaşlara katılır, tehlikelere atılır, bazen de tatlı canını zor kurtarır. Özellikle gezdiği bölgelerin yerleşik kavimlerini, inançlarını, âdetlerini, yiyecek ve içeceklerini başka bir kaynakta bulamayacağımız kadar ayrıntılı olarak anlatır. Seyahatnâme serisinin belki de en renkli cildi bu olsa gerek. Hem çok yerler gezip görür, hem çok savaşlara katılır, hem de inanılması güç maceralar yaşar Evliya.
Seyahatnâme' nin beşinci cildinde, doğu gezisini tamamlayıp batıya yönelir. Uzun süre kaldığı Bitlis'ten ayrılıp Tokat yoluyla İstanbul'a gelir. Şimdiye kadar bütün seyahatlerini paşalarla birlikte ve bazen de görevli olarak yapan seyyahımız, 51 yıl süren gezisi boyunca bir defa padişahın maiyetinde seyahate çıkmıştır. Bu da Sultan IV. Mehmed ile birlikte İstanbul'dan Kale-i Sultaniye'ye kadar devam eden seyahattir. Daha önce yaptığı Balkanlar gezisinden sonra bu sefer başladığı Avrupa gezisi yıllar boyu sürecek ve Kafkasya, Kırım, Romanya, Macaristan, Sırbistan, Adriyatik kıyıları, Arnavutluk, Yunanistan ve Girit, Avrupa kıtasındaki Osmanlı topraklarında gezip görmediği yer kalmayacaktır. Altıncı ciltte de tamamen Avrupa'yı anlatır.
Seyahatname'nin yedinci cildinde Avusturya, Kırım, Dağıstan, Deşt-i Kıpçak ve Esternan, sekizinci cildinde Girit Selanik ve Rumeli, dokuzuncu cildinde Kütahya, Afyon, Manisa, İzmir, Sakız Adası, Kuşadası, Aydın, Tire, Denizli, Muğla, Bodrum, Ege Adaları, Isparta, Antalya, Alanya, Karaman, Silifke, Adana, Maraş, Antep, Beyrut, Kudüs, Mekke, Medine ve son ciltte de Mısır gezileri yer alır.
Seyahatname, araştırmacıların da çokça üzerinde durduğu önemli bir eser. Dolayısıyla bu külliyat üzerine yazılan kitaplar da büyük bir yekün tutuyor. Bunların başında anılması gereken Çağının Sıradışı Yazarı Evliya Çelebi ismini taşıyor. Nisan 2008'de Bilkent Üniversitesi'nde düzenlenen uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerden oluşan kitap, her biri alanında uzman otuzüç bilim insanının görüş ve değerlendirmelerini sunuyor. Kitabı yayına hazırlayan Nuran Tezcan. Halil İnalcık, Metin And, Enis Batur, Musa Duman, Feridun Emecen, Arzu Erekli, Sabri Koz, Gisela Prochazka-Eisl bu değerli isimlerden sadece birkaçı. Bu kitapta özellikle dikkati çeken bölümlerden biri “Seyahatname'de “Öteki”ne Bakış”. Arzu Erekli'nin kaleme aldığı yazıda, Osmanlı'nın ötekine bakışını yansıtması bakımından eserin önemi vurgulanıyor. Yazar Evliya'nın metninde Doğu ve Batı'nın birbirine karşı yargılarını açıkça görmenin mümkün olduğunu söylüyor. Seyit Ali Kahraman da kitapta Seyahatname'nin nasıl yazıldığına dair önemli bilgiler veriyor. Evliya Çelebi'nin eserinde, çeşitli hastalıklara ilişkin gözlemler, müzik değişimine bakış, kutsal mekanlara dair gözlemler, büyüye yaklaşım gibi akla gelebilecek her türlü detay bildirilerde yer alıyor.
Uzmanlık alanları birbirinden farklı beş yazar tarafından hazırlanan Evliya Çelebi Diyarbekir'de kitabı da Seyahatname'nin bir bölümünü inceleyen önemli bir eser. Hendrik Boeschoten'in derlediği kitap, özellikle bazı çevrelerce Evliya Çelebi hakkında oluşan asılsız önyargıları sorguluyor. Yazarların 17. yüzyıl Diyarbekir'i üzerine zengin tarihi kaynaklara ve şehirde yapılan araştırmalara dayanarak yaptıkları bu analiz kitap, Evliya Çelebi'nin ne kadar titiz bir gözlemci olduğunu gözler önüne seriyor.
Türkçe'nin ustalarından Dilaver Cebeci'nin yazdığı Evliya Çelebi ve 17. Yüzyıl Osmanlı Toplumu, hem büyük seyyahı hem de 17. Yüzyıl Osmanlı'nın toplum yapısı hakkında bilgiler veriyor. İlk bölümde Evliya vesilesiyle görünen toplum, ikinci bölümde Evliya ekseninde yoğunlaşıyor. Bu özelliğiyle eser, hem gezgini anlatan biyografik bir çalışma hem de onun anlatıldığı sosyal bir tarih araştırması… Bunun yanı sıra Dilaver Cebeci'nin Devranname; Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi ve Seyranname; Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi isminde bu merkezde iki önemli kitabı var.
Evliya Çelebi çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı sorusunun elbette çok gezen bilir cevabı. O, gezerken karşılaştığı kültürleri, insanları ustalıkla gözlemlemiş ve yerel deyişleri, hem yöresel bir dille hem de yabancıların kullandıkları sözcüklerle anlatmış. Evliya Çelebi'yi daha iyi anlamak ve karşılaştığı coğrafyaları daha rahat yorumlamak için bir kılavuz niteliği taşıyan Evliya Çelebi Seyahatnamesi Okuma Sözlüğü'nü, araştırmalarını daha çok Osmanlı Türkçe metinlerdeki ve ayrıca Orta Asya'daki erken İslami Türkçe metinlerdeki dilbilimsel ve edebi konularda yoğunlaştıran araştırmacı yazar Robert Dankoff kaleme almış. Yazarın Müfit Günay tarafından çevrilen Seyyah-ı Âlem Evliya Çelebi'nin Dünyaya Bakışı ve An Ottoman Mentality: The World of Evliya Çelebi kitapları da ilgiyi hak eden elzem kitaplarından.
Ayşe Didem Uslu imzasını taşıyan Uçak Kanadında Evliya Çelebi Evliya'nın o dönemden farklı olarak yaşayan bir kafileyle karşılaşmasına odaklanıyor.
Evliya Çelebi'nin İstanbul'u' nu ise John Freely'nin kaleminden okuyoruz. John Freely kitabında tarihlerin ve kültürlerin başkenti İstanbul'u Çelebi rehberliğinde dolaşıyor. Türk Dil Kurumu Yayınları'ndan çıkan Hayati Develi imzalı Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ne Göre 17. Yüzyılda Osmanlı Türkçesinde Ses Benzeşmeleri ve Uyumlar ve yine Türk Dil Kurumu Yayınları'ndan çıkan Musa Duman'ın kaleme aldığı Evliya Çelebi Seyahatnamesi'ne Göre 17. Yüzyılda Ses Değişmeleri kitapları 17. yüzyıl Osmanlı toplumunu ayna gibi yansıtan Seyahatname çevresinde Türkçe'nin yaşadığı ses değişimlerine odaklanıyor. Pamuk Yayınları arasından çıkan İstanbul'dan Eski Zaman Manzaraları'nda ise Evliya Çelebi'nin İstanbul gezilerine yer veriliyor.