Başbakan Erdoğan, CHP'nin başörtüsü konusunda samimi olduğuna inanmak istediklerini belirterek, “İnanç özgürlüğüne, eğitim özgürlüğüne bu kadar müdahil olmanın artık anlamı yok. Bu ülkede hangi düşüncede hangi inançta olursa olsun, ne taraftan olursa olsun, şu mahalle baskısı adı verdikleri şeyleri ortadan kaldıralım” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, mezun olduğu Marmara Üniversitesi'nin yeni akademik yıl açılış törenine katıldı. Erdoğan yaptığı konuşmada, 12 Eylül'den kalan her şeyi konuşmaları gerektiğini ve bundan rahatsızlık duymadığını söyledi. Erdoğan, CHP'nin eski lideri Baykal'a YÖK'ü kaldırmayı teklif ettiğini ancak “YÖK'ü kaldırmak rejim meselesi olur” cevabını aldığını dile getirdi.
Erdoğan şöyle konuştu: “Şimdi yeni genel başkan YÖK'ü kaldıralım diyor. Halef selef olduğunuz genel başkan 'Rejim meselesi olur' demişti. Şimdi sen, 'Gel kaldıralım' diyorsun. Fakat biz diyoruz ki biz YÖK'ü de konuşalım, oturalım, değerlendirelim, bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. En ideali olan neyse onu yapalım. Başörtüsü sorununu da konuşalım. TESK'in Genel Kurulu öncesinde kendisiyle 10-15 dakika konuştuk. Bakın siz görevdesiniz, biz de görevdeyiz. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Sağa sola gitmeye gerek yok. Diyanet İşleri Başkanlığımızla, hatta istemiyorsanız başkalarını da katarak bu işin içine, yeterli görmüyorsanız ilave bazı bilim adamlarını da katalım onların da görüşlerini alalım. Oturalım değerlendirelim, şu sorunu bir defa ortadan kaldıralım. Kaçak göçek olmasın iş, rahat olsun.”
“İnanç özgürlüğüne, eğitim özgürlüğüne bu kadar müdahil olmanın artık anlamı yok. Bu ülkede hangi düşüncede hangi inançta olursa olsun, ne taraftan olursa olsun, şu mahalle baskısı adı verdikleri şeyleri ortadan kaldıralım. Herkes hür olsun rahat olsun. Bu ülkenin yararına olacak ne varsa her şeyi masaya getirelim. Hepsini istişare edelim. Ama lütfen gençlerimize örnek olmak adına bunu samimiyet duygusuyla yapalım.”
12 Eylül sonrası dönemde YÖK'ün bilim ve bilim insanları üzerindeki baskısının en ağır şekilde hissedildiğini hatırlatan Erdoğan, o gün YÖK'ü kaldırmak için adım atmayanların, bugün de 12 Eylül ile yüzleşmek için adım atmadıklarını söyledi. Erdoğan, “Başörtüsü meselesinin mucitleri olanların, 30 yıl boyunca bu meseleyle Türkiye'yi meşgul edenlerin, sorunun çözümünün önünde duranların, bugün çözüm istediklerini ifade ettiklerini” anlattı.
Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “İnanın, söylediklerinde samimi olmalarını diliyoruz ve buna inanmak istiyoruz. Biz, dün olduğu gibi bugün de Türkiye'yi aydınlığa taşıyacak, demokrasinin standartlarını daha ileri noktalara götürecek her türlü projenin içinde olacağımızı, destek vereceğimizi, işbirliği yapacağımızı bütün samimiyetimizle ifade ediyoruz.”
Erdoğan, iki gün önce dünyadan 70 siyasi partinin kendilerine “Bu başarıları nasıl elde ettiniz, bize de eğitim verir misiniz?” diye müracaat ettiklerini anlattı Başvuruda bulunan bu partilere 3 günlük 4 günlük eğitimler verdiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: “Olay bu noktaya geldi. Biz en az güvenilen kurum olan siyaset kurumunun prestijini yukarı çekmenin mücadelesini veriyoruz. Bunda da başarı sağlıyoruz. Söylediğine inanılmayan, kendisine güvenilmeyen, sözüne itibar edilmeyen siyasetçi profilini, artık milletin zihninden silip atmanın gayreti içindeyiz.”
Sel felaketinin yerle bir ettiği Pakistan için toplanan paraları Başbakan Erdoğan götürecek. Daha önce iki kez Pakistan'a gitme kararını erteleyen Erdoğan'ın, Kızılay'ın bölgedeki ev kurma ve ihtiyaçları karşılama konusundaki organizasyonunu tamamlamasından sonra 3 Ekim Pazar günü yola çıkması bekleniyor. Erdoğan, 200 milyon liraya yaklaşan nakit yardımı da Pakistanlı yetkililere iletecek.Başbakanlık, Diyanet İşleri Başkanlığı ve TRT'nin açtığı üç ayrı yardım kampanyasında paralar toplanmıştı.