Türkiye Jeofizik Kurumu Derneği Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, önceki depremleri de dikkate alarak 'düzgün gerginlik dağılımı' üzerine yaptığı çalışma sonuçlarına göre İstanbul'da 2015 yılına kadar bir deprem beklemediklerini söyledi. Ercan, İstanbul için depremin eşik yılını ise '2033' olarak açıkladı.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) tarafından Marmara depreminin 10. yılının değerlendirildiği Kültür ve Kongre Merkezi'ndeki panelde konuşan Ercan, İstanbulluları rahatlatan bir açıklama yaptı. İstanbul'da yeterli gerginlik olmadığını ve 2015 yılına kadar bir deprem beklemediğini ifade eden Ercan, İstanbul'un deprem eşik yılının 2033 olduğunu söyledi. Ercan, "Bu çalışmayı geçmiş depremleri göz önüne alarak 'düzgün gerginlik' dağılımı üzerine yaptım. Ama düzgün olmayan bir gerginlik dağılımında beklenmeyen olaylarla da karşı karşıla kalabiliriz. " dedi.
Kocaeli, Düzce ve Bolu'yu da etkileyecek Sakarya çukurundaki depremin çok yaklaştığını vurgulayan Ercan, 2013 yılından sonra Sakarya'da yıkıcı depremin yaşanabileceğini savundu. Sakarya'da daha önceki depremler göz önüne alındığında düzgün gerginlik dağılımına göre Sakarya ovasında 7,2 büyüklüğündeki bir deprem için yerde birikmesi gereken gücün 1 milyar cigeton olduğunu dile getiren Ercan, şöyle konuştu:
"Sakarya çukuru oldukça kırılgan, enerjiyi çok daha fazla biriktirmeden boşaltıyor. Sakarya çukuru 2025 yılına kadar iki tane 6'nın üzerinde yıkıcı deprem görmesi gerekiyor. Sakarya çukuru içinde 7,2 beklenen deprem süresi 14,2 yıl. Buranın kabuğunu kırabilecek bir güç birikmesi için 2013 yılından sonra Sakarya çukurunda çanlar çalıyor demektir. Buradaki gerginlik kırma eşit değerine, Sakarya çukurunda İzmit bölgesinden Bolu'ya kadar 2013'te ulaşmış olacak. Bu yıldan sonra 150 kilometrelik uzaklık içinde her yerde her zaman 6'dan daha büyük deprem olabilecektir. Binalarda onarım, güçlendirme yerine sorunlu binaların yıkılıp yeniden yapılması gerekiyor."
Toplumun büyük deprem meraklısı olduğunu ifade eden Ercan, bu bölgede 8,5, 9, 9,2 şiddetinde deprem olacağını söyleyenler bulunduğunu, ancak bu kadar büyük şiddette bir deprem yaşanmasının mümkün olmadığını ifade etti. Ercan, "Hadi diyelim 7,6'lık bir deprem olursa ne zaman olur dendiğinde, 7,6'lık bir deprem Sakarya çukurunda 2023'ten önce olamaz. En geç ise 2055'te kadar olabilir." diye konuştu.
Ekonomik gelişmişlik ile deprem güvenliği arasında bir bağ olduğunu vurgulayan Ercan, kişi başına düşen milli gelir ne kadar çok ise depremin yıkıcılığın o kadar azaldığını dile getirdi. Ercan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir ülkede yıkımları azaltmanın yolu yoksulluğun giderilmesiyle olur. Yoksulluğun giderilmeyen ülkelerde depremlerin adı felakettir. Türkiye'nin kişi başına düşen milli geliri 10 bin ABD doları. Türkiye'de Doğu Anadolu'da kişi başına düşen gelir yaklaşık 400 dolardır. 4 şiddetindeki bir deprem yıkıcı olur. Orta Anadolu'da depremin yıkıcılığı 5,2'dir, milli gelirden aldığı pay 2 bin 500 dolardır. Hala kerpiç evler var. Taşların arasına çimento yerine çamur konuluyor. Batı Anadolu'da kişi başına düşen gelir yaklaşık 15 bin dolardır. Depremin yıkıcılığı 6,2'den sonra başlar. Bizden 1829 yılında Ayrılan Yunanistan'da kişi başına düşen gelir 20 bin dolar, depremin yıkıcılığı 6,4'ten sonra başlar. ABD'de kişi başına düşen gelir 40 bin dolardır, Depremin yıkım gücü 7,3'ten sonra başlar. Para ne kadar çoksa deprem sizden o kadar uzaktır."
