Vicdanları bulup çıkartmamız gerekiyor

Murat Palavar
00:0021/10/2010, Perşembe
G: 21/10/2010, Perşembe
Yeni Şafak
Vicdanları bulup çıkartmamız gerekiyor
Vicdanları bulup çıkartmamız gerekiyor

47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden üç ödülle dönen "Çoğunluk" filminin yönetmeni Seren Yüce "Kendi içimize kapanıp, 'öteki'ni düşman ilan ediyoruz. İnsanlar vicdanlarından uzaklaştıkça 'Çoğunluk'a gidiyor" diyor

Yönetmenliğini ve senaristliğini Seren Yüce'nin yaptığı, 'Çoğunluk' filmi Venedik Film Festivali'nde 'Geleceğin Aslanı' (Lion of the Future) ödülünnden sonra 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde en iyi yönetmen, en iyi film ve en iyi erkek oyuncu dallarında ödül aldı. Festivalin hemen ardından konuştuğumuz yönetmen Yüce, amaçlarının ödül almaktan çok iyi bir film yapmak olduğunu söylüyor. Yüce “Bizim amacımız iyi bir film yapmaktı. Ödül almak için yapmadık. Venedik'e gittik. 'Geleceğin Aslanı ve En iyi İlk Film' ödülünü aldık. Ardından da Altın Potkakal'dan ödül geldi.” diyor. Filmde belirli bir mesaj vermek gibi bir niyeti olmadığını söyleyen Yüce “Bu senaryo aslında son 3-4 senedir düşündüğüm bir konuydu. Ayrımcılık meselesini bir şekilde anlatmak gibi bir derdim vardı” diye de ekliyor.

ÇOĞUNLUK TÜRKİYE GERÇEĞİ

Seren Yüce, filminde anlatılan, ötekileştirme ve etnik ayrımcılığın toplumumuzda sıkça görüldüğünü belirtiyor ve film çıktığından beri çok fazla kişinin kendisine gelip bu gibi sahnelerle karşılaştığını söylediğini anlatıyor: “Muhakkak hepimizin böyle bir tanıdığı var. Anne, baba, kardeş... “Çoğunluk, bir şekilde izleyicilere tanıdık geldi. O anlamda ben, filmin ismini koyarken, rakamsal çoğunluğu değil, çoğunluğun zihniyetini vurgulamak istedim.”

AYRIMCILIĞIN HİKAYESİ

Filminin bir ayrımcılık hikayesini anlattığını, özünde böyle bir konusu olduğunu söyleyen Yüce “Nasıl birbirimizi ötekileştiriyoruz. Nasıl kendi içimize kapanıp başkalarını, ötekini düşman edebiliyoruz... İnsanlar vicdanlarından uzaklaştıkça 'Çoğunluk'a gidiyor zaten. Kaybettiğimiz vicdanları bir yerlerde bulup çıkartmamız gerekiyor” diyor.

AVRUPA MÜSLÜMAN DİYEREK ÖTEKİLEŞTİRİYOR

Ötekileştirmenin bir dünya gerçeği olduğuna değinen yönetmen Yüce, Batı'nın 'Müslüman, Radikal İslam' söylemleri ile ötekileştirme yaptığını söylüyor: "Ötekileştirme Türkiye'de değil dünyanın her tarafında var. Kapitalizm geliştiği sürece de ayrımcılık meselesi bizlerin en temel sorunlarından biri olmaya devam edecek."

Yönetmene göre, Avrupa'da özellikle Almanya ve Avusturya, etnik ayrımcılık ve ötekileştirmenin en yoğun yaşandığı yerler:


"Alman toplumu, faşizmle yüzleşmiş bir toplum. Fakat orada hâlâ alttan alta devam eden bir milliyetçilik var. Keza Avusturya da öyle. Orada da milliyetçilik yükselen değer. Toplumun o tarafa doğru meylettiğini gözlemliyorum. Aslında tüm bunları, paranın getirdiği güç ve onun iktidarıyla ilişkilendirmek mümkün. Onu kaybetmeme korkusu, ona sahip çıkma isteği... Bunlar kabara kabara insanın üzerine çıkıyor"

ÖDÜLLE GİŞE DOĞRU ORANTILI DEĞİL

Çoğunluk filmi Türkiye'nin en prestijli festivalinden üç ödül birden alırken vizyona girdiği 3 günde sadece 3 bin 600 gişe yaptı. Gişe sıralamasında 15-17 Ekim 2010 tarihleri arasında Çoğunluk filmi 3 bin 636 gişe sayısıyla 16. sıra yer aldı. Seren Yüce ödülle gişe satışının doğru orantılı olmadığı görüşünde. Yüce, sorunun sadece kendi filmleri ile ilgili olmadığını, sinemaya giden seyircinin olmadığını söylüyor.


ÖTEKİ DAİMA TEKİL

Çoğunluk filminin konusu kısaca şöyle: Mertkan, babasının inşaatlarının getir götür işlerine bakmakta, arkadaşlarıyla alışveriş merkezlerinde dolaşmaktadır. Ne zaman ki Gül ile tanışır, boşluğu ve basitliği değerlendirmek için bir fırsat çıkar karşısına. Ne var ki babası Gül'ün kökeni konusunda şüphecidir. Ayrımcılıkla karşılaştığı ilk anda ona teslim olan Mertkan, çoğunluğa uyar, babasının kendisi için çizdiği yolda bir anlam bulur.