'Virgül' operasyonu

Aa
00:003/12/2007, Pazartesi
G: 3/12/2007, Pazartesi
Yeni Şafak
'Virgül' operasyonu
'Virgül' operasyonu

Başbakan Yardımcısı Cemil Çicek, sınır ötesi operasyonun sonuç alınana kadar devam edeceğini belirterek, “İş neyi gerektiriyorsa o yapılacak. Noktaysa nokta, virgülse virgül” dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, terör örgütüne yönelik sınır ötesi operasyon için "iş neyi gerektiriyorsa onun yapılacağını" söyledi. Çiçek, "Noktaysa nokta, virgülse virgül diyelim. Bunun gereğini, zamanlamasını Genelkurmay Başkanlığı tayin etti, ediyor, edecek. Bir defa yapılan operasyonda maksat hasıl oluyorsa 1 defa yapılır, 10 defa gerekiyorsa 10 defa yapılır" dedi. Kanal 24 Televizyonu'nda katıldığı bir programda sınır ötesi operasyonu ile ilgili soruları yanıtlayan Çiçek, "Terörle mücadelede öncelikle kararlı olmak gerekir. İkincisi sabırlı olmak icap eder. Heyecan en üst noktaya çıkmış. Böyle bir noktada insanlar ister ki hemen anında yapılması gereken ne varsa yapılsın. Ülkeyi yöneten insanlar olarak sadece o anı değil, ondan sonraki gelişmeleri de iyi hesap etmemiz lazım. Devlet duygusal olamaz" diye konuştu.

GEREKİRSE 10 KEZ YAPILIR

Operasyonların, "nokta operasyon" şeklinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceği şeklindeki soru üzerine de Çiçek, "İşin gereği ne gerektiriyorsa yapılacaktır diyoruz. Noktaysa nokta, virgülse virgül diyelim. Bunun gereğini, zamanlamasını Genelkurmay Başkanlığı tayin etti, ediyor, edecek. Bir defa yapılan operasyonda maksat hasıl oluyorsa 1 defa yapılır, 10 defa gerekiyorsa 10 defa yapılır" diye konuştu.

ÇEKİÇ GÜÇ BELASI OLMAZDI

20 yaşındaki insanların pikniğe gönderilmediğine dikkat çeken Çiçek, "Sıcak bir çatışmanın içerisine gönderiyorsunuz. O halde sabır ve soğukkanlı olmak durumdayız. Bu noktada hata yapma şansımız da yoktur. İşi 'sıfır hatayla' götürmek zorundasınız" dedi. 1 Mart tezkeresine ve 1991'deki Körfez Savaşına muhalefetin benzer tavır sergilediğini kaydeden Çiçek "Bugün yaşadığımız sıkıntıların bir kısmı o döneme kadar gidiyor. 1991'de Türkiye yanlış yapmıştır. BM kararına uygun olarak o zaman Kuzey Irak'a girebilseydi ki, uluslararası ve hukuki meşruiyet vardı, BM'nin kararı vardı, hem sonradan tampon bölge dedikleri husus hem 600 bine yakın insan o zaman gelmezdi, çekiç güç denen bela bugünkü sonuçları doğurmazdı. Neden ince eleyip sık dokuyoruz? Aldığımız bir karar bizi varmak istediğimiz hedefe yaklaştırıyor mu uzaklaştırıyor mu? Bu önemli" dedi.

ABD ORANIN FİİLİ HAKİMİDİR

Çiçek, bir operasyon yaparken bunun doğal olarak dış yansımalarının olabileceğini, bunun da yapılacak harekatı destekleyecek nitelikte yürütülmesi gerektiğini kaydetti. "Askeri operasyon tek başına sorunun çözümünde önemli faktördür ama bu yeterli değildir. Bir süre sonra bunun dış dünyada hemen yansımaları olur" diyen Çiçek, hükümetin bu işi "çok iyi götürdüğünü" bildirdi. Çiçek, şöyle devam etti: "En başta ABD ki, oranın fiili hakimidir, şimdi 'kabadayılık yapın, efendim oradan izin mi alınacak' gibi sorumsuzca beyanlar var. O sorumsuzluklara tahammül ederek biz doğru işi yapmaya çalışıyoruz" şeklinde konuştu.



Uygulama makamı Genelkurmay

Kampların kapatılıp teröristlerin Türkiye'ye verilmesini istediklerini anlatan Çiçek, konu iyi anlatılamadığı takdirde farklı bir zemine kayabileceğini söyledi. "Siyasi direktif, Genelkurmay'ın hazırladığı harekat planına onay vermek mi?" sorusuna Çiçek, şu karşılığı verdi: "Tabiatıyla bu tezkereyi kim uygulayacak? Uygulama makamı kim? Genelkurmay Başkanlığı. Çünkü o bölgede bu manada sınır ötesi operasyonu yapacak olan makam Genelkurmay Başkanlığı'dır. Onlar baştan beri bu hazırlıkları yapmıştır. Oturuldu, konuşuldu. Sonuçta maksat hasılı anlamında bize gelen talep doğrultusunda hükümet de bunu onaylamıştır, yetkilendirilmiştir, görevlendirmiştir. Bunun gereği 1 yıllık süre içerisinde yapılacaktır. Tabiatıyla bunun zamanlamasını takdir edecek olan Genelkurmay Başkanlığı'dır. Ama hükümetle devamlı işbirliği içerisindedir."


Türkiye'yi daha iyi anlıyoruz

İsveç'in Ankara Büyükelçisi Christer Asp, Türkiye'nin PKK teröründen çektiği sıkıntılar konusunda artık AB'de daha iyi bir anlayış olduğunu söyleyerek, AB'nin, PKK terörü problemine uzun vadeli siyasi bir çözümün getirilmesini görmek istediğini ifade etti. "AB tarafında, Türkiye'nin PKK teröründen çektiği sıkıntılar konusunda daha iyi bir anlayış var" diyen İsveç Büyükelçisi Asp, AB'nin PKK'yı terör örgütü olarak kabul ettiğini vurguladı. Ekim ayında DTP Grup Başkanı Ahmet Türk'le görüştüklerini hatırlatan Asp, bu toplantıda, Türk'e bizzat DTP'nin, terör örgütü PKK ile arasına mesafe koymasını istediklerini belirterek, "Türk de, DTP'nin şiddeti ve terörizmi reddettiğini söyledi, ancak ondan asıl duymak istediğim şey, DTP'nin PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmesidir” dedi.