Ergenekon'un karakutusu Tuncay Güney, “Ölmedim, yaşıyorum” dedi. Yeni Şafak'a konuşan Güney, hakkında psikolojik harp yürütüldüğünü belirterek "Baskılar devam ediyor. Hukuki açıdan bana hiç savunma hakkı verilmedi. Mahkeme sanık mıyım tanık mı, bu ikileme son vermeli" diye konuştu.
Ergenekon'un karakutusu olarak bilinen Tuncay Güney, öldüğü yolundaki haberlerin spekülasyon amaçlı olduğunu söyledi. Yeni Şafak'a konuşan Güney, "Yoğun baskı görüyorum. Sadece telefon numaralarımı değiştirdim” dedi. Kanada'da yaşadığı evden ayrıldığı ve telefonlarına cevap vermediği yönünde haberlere konu olan Güney, “Bana karşı bir çok ülke ve misyon şeflerine baskı yapıldı. Baskılar halen devam ediyor” diye konuştu.
Hukuki açıdan kendisine savunma hakkı verilmediğini dile getiren Güney, şöyle devam etti: "Mahkemenin bana bakışını anlayamıyoruz. Şüpheli ve sanıklık ikilemi yaşanıyor. Ben şüpheli miyim, sanık mıyım belli değil. Yoldan geçene tanıklık yasası uygulanırken, bana tanıklık yasası uygulanmadı. Dosyadan da çıkartılmadım. On yıldır yurt dışında yaşadığım da değerlendirilmeli. Baro bana avukat bile veremedi. Bana karşı iftira ve saldırıları Psikolojik Harp Dairesi'nde hangi birimlerin yaptığını biliyorum”
Güney, Ağustos ayında Yeni Şafak'a konuştuğunda Devrimci Karargah Örgütü soruşturması kapsamında tutuklanan eski Emniyet Müdürü Hanefi avcı hakkında ilginç bilgiler vermişti. Güney, sanık Avcı'nın şantaj amacıyla çok sayıda ses ve video kaydı arşivine sahip olduğunu açıklamıştı. Yayınlanmayan röportajdan bir ay sonra ise Avcı'nın makamına yapılan operasyonda siyah çanta içinde çok sayıda ses kaydına ulaşıldı. Güney'e göre ortaya çıkarılan hukuk dışı dinleme kasetlerinin yanında bir o kadar da görüntü kaydı bulunuyor. Şantaj yapılacak isimler için polis istihbaratının cihazları ve yetkilerinin kullanıldığını söyleyen Güney, "O kamera kayıtları da açıklansın” dedi.
Hanefi Avcı'nın kaleme aldığı 'Haliç'te Yaşayan Simonlar' adlı kitaba da değinen Güney şunları söyledi: "Avcı'ya bu kitabı yazdıran, hükümete karşı olan 'karşı dairedir'. O karşı dairedeki bir yetkilinin ricasıyla Hanefi Avcı o kitabı yazmaya başladı. Amaç sadece kaos çıkarmaktı. Orda dile getirilen tüm bilgiler de Türkiye'de üretildikten sonra Rusya'ya gönderilen ve Rus kaynaklı olarak yeniden Türkiye'ye gelen belgelere dayanır. Amaç 'Biz demedik, bakın Rusya söylüyor' demektir. Altından hiçbir şey çıkmayacağını onlar da çok iyi biliyordu ancak amaç kaosu büyütüp Gülen üzerinden hükümeti sarsmaktı. Son zamanlardaki tüm çıkışlar, askeri anayasanın değişmesini istemeyenler tarafından organize ediliyor”
Tuncay Güney'in öldüğü iddiası ilk kez, 1. Ergenekon Davası sanıklarından SESAR Başkanı İsmail Yıldız tarafından dile getirildi. 3 Aralık'ta Anadolu Ajansı'ndan geçen haberde ise “AA muhabirinin, Tuncay Güney ile temas kurmak için, yaşadığı Kanada'nın Toronto kentinde yaptığı tüm araştırmalar sonuçsuz kaldı” ifadeleriyle Güney'in ölmüş olabileceği duyuruldu. Haberi aynı tarihte sayfalarına taşıyan Hürriyet, “Tuncay Güney sır oldu” başlığını kullanırken, CNN Türk ise, internet sitesinde “Gülen ve Tuncay Güney ölmüş!.” başlığını kullandı.