Hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer

Aa
00:0027/03/2010, Cumartesi
G: 27/03/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer
Hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer

Devlet Bakanı Çelik, “Bursa'dan sesleniyoruz; hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer. Ama tümüne saygı millete saygıdan geçer” dedi.

Devlet Bakanı Faruk Çelik, 'Bursa'dan sesleniyoruz; hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer. Ama tümüne saygı millete saygıdan geçer' dedi.

Çelik, AK Parti Bursa İl Teşkilatınca, Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 23. İl Danışma Kurulu toplantısında, Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'de kaçak çalışan Ermenilerle ilgili yaptığı konuşmanın nerelere çekildiğini herkesin ibretle izlediğini söyledi.

Ermenistan'daki Ermenilerin başka, Türkiye'deki Ermenilerin başka, yurt dışında yaşayan ve 'diaspora' olarak ifade edilen Ermeni lobilerinin başka bir şekilde ele alınması gerektiğini ifade eden Çelik, Erivan'daki Ermenilerin yoksullukla, yoklukla boğuştuğunu dile getirdi. Çelik, şöyle konuştu:

'Onlar Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesi konusunda bir çaba ve gayret içeresindeler. Türkiye'deki Ermeniler, huzur içerisinde ve tüm haklara sahip 1. sınıf vatandaşlar olarak ülkemizde yaşamlarını sürdürüyorlar. Bizim ülkemizin vatandaşları onlar. Hiçbir sorun yok. Diaspora problemi var. Her iki ülke arasında düşmanlık değil dostluk, barış olsun temennileri yapılırken, bu esnada diasporanın dünya parlamentolarında göstermiş olduğu çabalar, gayretler aslında Türkiye düşmanlığından da öte Ermenistan'da yaşayan vatandaşlara yapılmış olan bir düşmanlıktır. Diasporanın içine düşmanlık o kadar sinmiş ki, kendi soydaşlarının Ermenistan'da çektiklerini göremeyecek kadar azgınlaşmışlar. Onun için ben buradan sesleniyorum, söylüyorum; Sayın Başbakan'ın söylediği diasporayadır. 'Söyledikleri de son derece azdır' diyorum. Onun için bu ayıklamayı doğru yapmamız gerekiyor. Konu Ermeni vatandaşlarımız değildir, konu diasporanın uslanmaz, haddini bilmez Türkiye ve Türk düşmanlığından kaynaklanmaktadır.'


-ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÇALIŞMALARI-

Türkiye'de şu anda yürürlükte olan Anayasa'nın 1980 ihtilalinin ürünü olduğunu, herkesin bunun değişmesi konusunda hemfikir olduğunu ifade eden Çelik, değiştirilmek istendiğinde ise 'Hayır' denildiğine, 'şimdi yapılamayacağının' söylendiğine dikkati çekti.

Çelik, bu konuda ne teklif getirildiğini ne de çözüm üretildiğini ifade ederek, çözüme ise bir türlü yanaşılmadığını belirtti. Çelik, şöyle devam etti:

'Anayasa'nın çıktığı günden bu yana 30 yıl geçmiş. Anayasa değişecek ninnileriyle büyüyen çocuklar bugün 30 yaşına gelmiştir. Bu ninnileri söyleyenler, Anayasa'nın değişmemesi istikametinde görüş ortaya koyuyorlar. Bunu aslında anlamakta zorlanıyoruz. 'Şimdi olmaz' diyorlar. Demek ki siz mevcut Anayasa'nın, bu darbe anayasasının kelime aralarında, cümle aralarında elde ettiğiniz bazı verilerle yaşamlarınızı sürdürmek istiyorsunuz. Son derece yanlış ve çirkin bir yaklaşım olduğunu söylemek istiyorum.'

Çelik, hazırlanan Anayasa taslağıyla memurlara toplu sözleşme imkanı, siyasi partilerin mali denetiminin Anayasa Mahkemesi'nden alınarak, Sayıştay tarafından yapılmasını getirdiklerine işaret ederek, Sayıştay'ın asli görevinin de zaten bu olduğunu belirtti.


-'MİLLİ İRADEDEN NİYE KORKUYORSUNUZ?'-

Sayıştay üyelerinin TBMM tarafından seçildiğine dikkati çeken Çelik, şunları kaydetti:

'Siz Sayıştay ile ilgili bir tartışma duydunuz mu? Ama tartışılan Yargıtay, Danıştay kararları. Onu milletvekili seçmiyor. Siyasi partilerle ilgili denetimi diyoruz ki Sayıştay yapsın. 'Yanlışsa, niye yanlış olduğunu söyleyin' diyoruz, 'Hayır katılmıyoruz' ifadesini kullanıyorlar. Partiler hakkında kapatma davası açmadan önce, TBMM'den izin alınması. Bu da çarpıtılarak konuşuluyor. Komisyon kurulacak, her parti 5 milletvekili verecek, 3'te 2 çoğunlukla Meclis bu izni verecek. Çünkü partiler milletin. Milletin partisini kapatıyorsun. Milleti temsil eden TBMM. Milli iradeden niye korkuyorsunuz? Her şeye evet, millet iradesine gelince hayır. Ben bunu beğenmiyorum diyebilirsiniz, çözümünüzü söyleyin. Çözüm söylemiyorsunuz. Nedir çözüm, Türkiye'de bir hukukçu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı diyecek ki, 'Kapattım arkadaş'. Kimi? Yüzde 47'yi. Bu çok demokratik, hukuki. Bu mu doğru, diğeri mi doğru? Koskoca partiyi, yüzde 50'lik millet tabanını bir kişinin iradesine havale etmek nasıl doğrudur denebiliyor. Buna bir çözüm bulunması gerekmiyor mu? Teklifimiz bu. Tartışmaya hazırız.'

Çelik, YAŞ kararlarının kısmen yargı denetimine açılması konusundaki tartışmalara da değinerek, şöyle konuştu:

'Sadece TSK ile ilişkileri kesme kararı yargıya açılsın diyoruz. Yani bir insanı ordudan uzaklaştırıyorsunuz. Uzaklaştırırken yargı denetiminde uzaklaştır diyoruz. Anayasa değişikliğindeki bir diğer konu da HSYK, 7 üyeden oluşuyor. 1'i bakan, 1'i müsteşar. Onları çıkarırsanız 5 üye. 5 üyenin 3'ü Yargıtay'dan 2'si Danıştay üyelerinden oluşuyor. Kim atıyor, Cumhurbaşkanı seçiyor. Şimdi bizim getirdiğimiz 21 üye olsun diyoruz Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu. 4 tanesini Cumhurbaşkanı seçsin diyoruz. 1 tanesi Anayasa Mahkemesi tarafından, 3 tanesi Yargıtay, 1 tanesi Danıştay, 7 üyeyi de adli yargı hakimleri seçsin Türkiye'deki. 3 üyeyi de Türkiye'deki idari yargı hakimleri seçsin, HSYK'nın kararları da kısmen, yargı denetimine açılsın diyoruz. TBMM kimin adına yasama faaliyeti yapıyor? Millet adına. Şimdi diyebilir misiniz ki millet olmadan millet meclisi olsun. Böyle bir şey olabilir mi?

Aynı şekilde HSYK bir anlamda idari bir mekanizmadır. Bir karar alacak, ama hakimler olmadan. Neden hakimlere, idari ve yargı hakimlerine açılmış, oradan da üyelerin olduğu bir HSYK oluşturulmasını hazmedemiyoruz. Bunu da anlamakta zorlanıyoruz. Anayasa Mahkemesi üye sayısı 11. Bunların 2'si Yargıtay, 2'si Danıştay, 1 Askeri Yargıtay'dan, 1 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden, 1'i Sayıştay'dan 1'i öğretim üyelerinden ve 3 de üst kademe yöneticilerden oluşmaktadır. Biz bu 11, 19 olsun dedik. 19 olunca 16'sını Cumhurbaşkanı atasın, 3'ünü de TBMM atasın diyoruz. TBMM'de kendi üyelerinden değil, 2'sini Sayıştay'dan 1'i de baro başkanlarından.'


-BAYKAL'A YANIT-

Bakan Çelik, bu toplantıya gelmeden önce CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı bir televizyon programında izlediğini, Baykal'ın 'Hukuka saygı öncelikle Anayasa'ya saygıyla mümkündür' dediğini ifade ederek, 'Biz de Bursa'dan sesleniyoruz; hukuka saygı, Anayasa'ya saygıdan geçer, ama tümüne saygı millete saygıdan geçer' dedi.

AK Parti'nin yapılan anketlerde oy oranının yüzde 40'larda olduğunu belirten Çelik, şunları söyledi:

'Yüzde 40 olmasının sebebi ne biliyor musunuz? Bu milleti hiçe sayan davranışlarınız. Bakın milleti hiçe saymaya devam ederseniz, bu 40 katlanarak gidiyor, bakın yukarıya gidiyor. Bunu 22 Temmuzdan önce yaptınız. Bu millet bunları gördü. Yüzde 34 oy almışken, AK Parti'yi yüzde 47'ye taşıdı bu millet. Şimdi yine yanlış bir yoldasınız ey muhalefet. Şu anda AK Parti'nin oyu yüzde 40. Bu yanlışa devam eder, milletin önünü tıkamaya devam edersiniz yüzde 60'ı bekleyin diyorum.'