Hem başörtülü, hem de şık nasıl olunur

Saadet Berrin Üstüner
00:0028/11/2010, Pazar
G: 27/11/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Hem başörtülü, hem de şık nasıl olunur
Hem başörtülü, hem de şık nasıl olunur

Dünyanın neresinde ve hangi şartlarda yaşıyor olursa olsun kadın kadındır. Hangi dinden, hangi renkten, hangi yaşta ve hangi statüye sahip olursa olsun. Her biri ayrı ayrı güzel giyinmenin, beğenilmenin uğruna ayna başında saatler geçirebilen insanlar grubu. İş kadınları, ev kadınları, mankenler, aktristler, siyasetçiler. Hangi işle iştigal ediyor olursa olsunlar moda olanı giymeye çalışmak, şık olmak daima öncelikler arasında yerini alıyor.

Her kadın tabi ki bakımlı, temiz, düzgün olmalı; lakin hayatın tüm önceliğini giyinmeye, süslenmeye ayırmak, diğer tarafta bazı hasletleri yitirmeye sebep olabiliyor. Hangi gruba mensup olursa olsun, nasıl giyinirse giyinsin, başörtülü ya da başı açık olsun; önemli olan sade, şık ve kaliteli olanı giyebilmektir. İyi bir kumaşla hazırlanmış, günün trendine uygun tasarlanmış bir kostümü, kadının vücut tipine ve hayat tarzına uyguladığınızda ortaya zarif bir şıklık çıkacaktır. Kısıtlaması olmayan her moda olanı kullanabilen kadınların işi daha kolay; çünkü piyasa koşulları ve tasarımcılar o kadar çok çeşidi arz ediyorlar ki aralarından kendinize uygun olanı seçebilme şansı çok fazla. Oysa başörtülü kadınlar için aynı durun söz konusu değil. Onlara sunulan tasarımlar, değişik olması adına öyle acayip kıyafetler olabiliyor ki, evlere şenlik. Tesettür markaları dediğimiz bazı firmalar muhafazakar hanımlara yönelik tasarımlarını yaparken, sanki hiç kafa yormadan şöyle bir dokunarak hazırlıyor gibiler. Halbuki bu kıyafetleri tasarlamak iki katı emek ister. Yaptım, oldu demekle olmuyor.

Tasarımlarını yaptığım markamızın koleksiyonunu hazırlarken harcadığım mesaiyle iki üç katı ürünü reyona indirebilirim. Modaya uygun basit bir eteği dahi üretime sokana kadar haftalar geçebiliyor. Hayalini kurup tasarladığım şık bir etek modelinin boyunu, giyilebilir ölçüye uzattığımızda çok rüküş olabiliyor. Böyle bazı modelleri hazırlayıp, beğenmeden kenara attığımız çok olmuştur. Zaman kaybı yaşarken bir sürü emeği de çöpe atmış oluyoruz. O kadar çok detay var ki her birini ayrı ayrı düşünüp hazırlamak kullanıcının işini kolaylaştırırken, hazırlayan için bir o kadar zorluk anlamına geliyor. Her işin zor bir yanı vardır deriz ya bu da bizim işimizin zor yanı.

Modadan çokça bahsedelim desek kimilerini şık kimilerini rüküşler sınıfına koymak kolay olmuyor. genelde çoğunluk rüküş çünkü. Pahalı markaları alıyor olabilmek, onu iyi taşıyacağınız ya da kıyafetinizin diğer parçalarına uydurabileceğiniz anlamına gelmiyor. Muhafazakar kadının sınırları bellidir. Bu sınırları fazlaca zorlamaya kalkışmak, aykırılıkları kitabına uydurmaya çalışmak, başörtümüzle tezat, uyumsuz, yarım kalmış bir şıklık olur.

Başörtülü kadın inanç tercihini dışarıya baştan deklare etmiş demektir. Dinimiz kadına zarafeti, kibarlığı, temizliği önerir. Bütün bu hasletleri özümseyip sade bir şıklığı tercih edeceğimiz dış görüntümüzle örnek bir hanımefendi olabiliriz.

Karma karışık rengarenk kıyafetler, alaca bulaca parlayan başörtülerle kimse kendisini şık olmuş zannetmesin. Artık imkanlar daha fazla. Eşleriniz, kardeşleriniz bu imkanları değerlendirip şık birer erkek olmayı başarmışlarsa, siz de yapabilirsiniz. Olduğunuz yerde saymak, bildiğiniz doğruda inat etmek dışarıdan bakıldığında tezat giyim şekillerinin tercih edildiği karmaşık aile görüntüleri veriyor. Sakın ola ki anlatmaya çalıştığım, İslami ölçülerden taviz verelim anlamında algılanmasın. Pardösüleriyle ya da çarşaflarının içinde son derece şık ve zarif giyinebilen o kadar çok kadın tanıdım ki. . .