Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Semiz, devletin bütün kurumlarının, bulunduğu durum veya konum ne olursa olsun, yürürlükte bulunan kanunlara ve kurallara bağlı olduğunu söyledi.
Yaşanan sürecin iyi izlenmesi gerektiğini belirten Semiz, suçun tespit yerinin önemli olmadığını, suçun suç olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
Yaşar Semiz, CİHAN'a yaptığı açıklamada, karargâhtaki aramalarla ilgili yaşanan hukuki sürecin, savcı ve hakimlerin görevi olduğunu dile getirdi. Yaşanan süreçte, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de olumlu bir tavır sergilemesinin, ülke demokrasisi ve hukuk devleti adına olumlu bir gelişme olduğunun altını çizen Semiz, demokrasilerde ve hukuk devletinde hiç kimsenin hukukun üstünde olmadığını kaydetti.
Devletin bütün kurum ve kuruluşlarının; sivil olsun askeri olsun, içinde bulunduğu durum veya konum ne olursa olsun, yürürlükte bulunan kanunlara ve kurallara bağlı olduğunu vurgulayan Semiz, "Suç nerede tespit ediliyorsa edilsin; bunun askeri bir karargah içinde tespit ediliyor olmasıyla, bir hastanede tespit ediliyor olması ya da bir pazar yerinde tespit ediliyor olması arasında bir fark yoktur. Suç, suçtur ve bulunduğu yerde devletin yargısı, bağımsız savcı ve hakimleri gerektiğinde arama da yapar, ifade de alır. Bu konuda alınması gereken her türlü tedbiri de alır." dedi.
Yaşanan sürecin hukuka ters olmadığını belirten Semiz, devletin kurum ve kuruluşları başta olmak üzere, sürecin saygıyla ve sabırla takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Semiz, "Zira yaşanan sürecin akıbeti, neticesi, bir beraat da olabilir, mahkumiyet de olabilir. Önemli olan netice değil, yaşanan süreçtir. Bu sürecin yaşanıyor olması, artık Türkiye'de bazı şeylerin özellikle demokrasinin içselleştirildiğini ve sindirildiğini gösteriyor. Bu belirtiler hukuk devleti açısından sevindiricidir, yaşananlar ümit vericidir. Ümit ediyoruz ki; süreç adaletli bir şekilde neticelendirilecek. Elde edilecek bilgiler işe yarar ya da yaramaz, bir suç unsuru bulunur yada bulunmaz önemli değildir. Önemli olan, sürecin sağlıklı bir şekilde neticelendirilmesidir." diye konuştu.
Yaşar Semiz, yargılama sürecinin; kovuşturma veya yargılama sürecinin sağlıklı bir şekilde, baskı oluşturmadan tamamen objektif bir şekilde neticeye kavuşturulması gerektiğini dile getirdi. Yaşanan sürecin bugüne kadar olumlu gittiğini anlatan Semiz; bundan sonra, sivil toplum kuruluşlarına, devletin bütün kurumlarına, toplumda sözü geçen şahıslara ve her şeyden önce basına büyük görevler düştüğünün altını çizdi. Bu noktadaki sağduyunun ülkeyi selamete götüreceğine dikkati çeken Semiz, bu sürecin, demokrasi ve hukuku güçlendireceğini kaydetti. Halktaki şüphelerin giderileceğini, halkın devletin kurumlarına karşı bakışının değişeceğini söyleyen Semiz, devletin kendisine ait olduğu bilincine varacağını aktardı.
Müdafaa Demokrasi ve Hukuk Derneği Başkan Yardımcısı Yaşar Semiz, şöyle dedi: "Zira bugüne kadar, devlet içinde devlet mantığının yürütüldü, halka rağmen ve halka karşı halkı koruduğunu ve devleti koruduğunu iddia edenlerin kol gezdiği bir yapı hakimdi. Ama bundan sonra gerçek demokrasi, devlet kadrolarında ve devlet içinde kendini göstermeye başlayacak. Halk devleti gerçekten idare eder hale gelecek. Bununda hiçbir şekilde sakıncası yoktur. Buna herkesin saygı göstermesi ve saygı ile karşılaması gerekir. Bu noktada hukuka, hukuk sürecine ve her şeyden önce bu ülkenin bağımsız savcısı ve yargısına saygı göstermek herkesin görevidir."