Marmara depreminin üzerinden tam 10 yıl geçti. Hasar gören binalar onarıldı, yıkılanların yerine yeni yapılar dikildi. Ancak, 7.4 büyüklüğündeki depremin yüreklerde açtığı yaralar kapanmadı
Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 10 yıl geçti. Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı.
Marmara depreminden en çok etkilenen Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti.
Marmara depreminden en fazla etkilenen kentlerden biri olan Yalova'da resmi rakamlara göre 2 bin 504 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 505 kişi yaralandı. Yalova'nın toplam konut stokunun yüzde 45'inin etkilendiği depremin ardından, kentteki 33 bin 708 konut ve iş yeri, çeşitli derecelerde hasar gördü.
Depremde, yaklaşık 4 bin kişinin hayatını kaybettiği Adapazarı'nda ağır hasarlı ve yıkılan 25 bin 538 konut ve 5 bin 89 iş yeri tespit edildi. 19 bin 952 daire de orta hasarlı olarak nitelendirildi. Depremden bu yana her 6 ayda bir onarım süresi uzatılan orta hasarlı 19 bin 952 daireden bin 662'si halen onarılmayı bekliyor.
Derin yaralar açan Marmara depreminde Düzce'de en fazla can kaybı Merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarıldı, bin 157 kişi yaralandı. Korkunç depremde kentteki kamu binalarının önemli bir kısmı da ağır hasarlı hale geldi.
Nurcan Kurşun (48), 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de Sakarya'da hayatı tümden değişen birçok anneden biri. Kurşun, depremde yitirdiği 18 yaşındaki oğlu ile 15 yaşındaki kızının acısını hâlâ yüreğinde taşıyor. O zaman 3,5 yaşında olan oğlu ile yeniden hayata sarılmaya çalışan Kurşun, yeni bir çocuk doğurmaya karar verince, bir başka şok yaşadı. Kurşun, şimdi, kaybettiği çocuklarının acısıyla down sendromlu doğan kızını büyütüyor. Depremin üzerinden yıllar geçtiğini ancak evlat acısının ilk günkü gibi taze olduğunu ifade eden Kurşun, şunları söyledi: 'O gün kızım Özge'ye 'İçimde bir sıkıntı var 'dedim. Kızım bana 'Anne belki saçların enseni yakmıştır ondan olabilir saçlarını toplayayım' dedi. Aldı tokamı, saçlarımı topladı. Bu kızımın bana son dokunuşuydu.”
Kocaeli'nin Gölcük ilçesindeki evlerinde yakalandıkları 17 Ağustos depreminden yaralı kurtarılan Karamert ailesi, bu sırada kaybolan kızlarını aramayı sürdürüyor. Depreme Osman Karamert ile eşi Nilgün, evlerinin enkazından yaralı kurtarıldı ancak 7 yaşında olan kızları Gözde'den daha haber alınamadı. Görgü tanıklarının ifadesi üzerine kızının yaşadığına inanan Nilgün Karamert, “Kızımın bir aile tarafından evlat edinildiğine inanıyorum. Bir okulda görüldü, ardından 'Kaçırıldı' denildi. Çocuklarımın bir arada büyümesini istiyorum. Bu çağrımın duyulup kızımın geri getirileceğini umut ediyorum' dedi.
Karamürsel'de, enkazın altından 18 saat sonra çıkarılan Şükran Palas, felç olduğu için 10 yıldır hayatını yatağa bağımlı halde sürdürüyor. Depremin ardından gırtlak kanseri de olan Şükran Palas, kendisini istemeye gelecekleri için kız kardeşi ile evde temizlik yaptıklarını, depremin bu sırada meydana geldiğini belirtti. Palas, 'Deprem olmasaydı istemeye geleceklerdi, evlenecektim. Depremle birlikte hayallerim de yıkıldı' dedi.
Firdevs Akgül (46) de depremde üzerine yıkılan bitişikteki bina nedeniyle çöken evlerinde 12 yaşındaki kızını kaybeden bir başka anne. 10 yıldır psikolojik destek alarak yaşamını sürdürdüğünü belirten Akgül, “Enkazdan kızımın eşyalarını çıkardım. 10 yıldır bunları yıkamadım kızımın kokusu vardır diye. Sarılıp, koklayıp ağlıyorum' diye konuştu.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektör Yardımcısı ve İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya'da yeni binaların, depreme dayanıklı yapıldığını, yönetmeliğe göre yapılan bu binalarda bir sorun olmadığını ancak depremden önce yapılan binalarla ilgili sorunun devam ettiğini kaydetti. Marmara Depremi'nde en büyük hasarın yaşandığı Sakarya'da o dönemde 50 bin yapı stoku bulunan şehirde, depremden geriye çok bina kaldığını, yüzde 95'i ayakta olan bu binaların elden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Elmas, "Adapazarı'nda asıl vahim olan ve hiçbir şey yapılmamış olan deprem yaşamış diğer binalardır" dedi.
Başkanı Bill Clinton'un burnunu sıkmasıyla bir anda dünya medyasının göz bebeği olan 'Erkan bebek', Clinton'ı ve ailesini gelecek yıl yapılacak sünnet düğününe davet etmeyi planladığını söyledi. Clinton'ı çok sevdiğini ve dedesi gibi gördüğünü kaydeden Erkan Işık, 'Seneye kardeşimle sünnet olacağım, sünnetime Bill Clinton'u ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı davet edeceğim' dedi. Erkan Işık, Clinton'la tekrar görüşmeyi çok istediğini dile getirdi.
17 Ağustos Depremi'nin en ağır tahbirata uğrattığı illerin başında Sakarya geliyor. Depremin ardından başlayan imar hareketi ise tüm hızıyla sürüyor. Marmara depreminin ardından Yeni Yerleşim Bölgesi adıyla Camili, Karaman ve Korucuk mahellerinin sağlam zemininde depreme dayanıklı toplu konut alanları oluşturuldu. TOKİ ve yerel yönetimler tarafından bölgede yaptırılan yeni konutlarda yaklaşık 80 bin kişi yaşıyor.