Yahudi yerleşimciler, Doğu Kudüs'ün Şeyh Cerrah mahallesinde Filistinli bir ailenin evine daha el koydu.
Şeyh Cerrah'ta bir süredir hızlanan ihlallere karşı Filistinlilerle birlikte mücadele veren İnsan Hakları için Hahamlar örgütünün verdiği bilgiye göre, 40 kadar yerleşimci, dün özel silahlı güvenlik muhafızları eşliğinde Rivka El-Kürd ailesinin evine girerek, aileye ait eşyaları sokağa attı, kendileri de eve yerleşti.
İsrail polisinin yerleşimcilere herhangi bir müdahalede bulunmadığı belirtilirken, yerleşimcilerin eve, El-Kürd ailesinin avukatının Bölge Mahkemesine yaptığı başvurunun reddedilmesinin sonrasında girdiği bildirildi. Polis de mahkeme kararının yerine getirilmesine yardımcı olmak için bölgeye geldiğini iddia etti.
İnsan Hakları için Hahamlar Örgütü ise mahkemenin yerleşimcilere eve girmeleri hakkını vermediğini belirtti.
El-Kürd ailesinin komşuları, insan hakları eylemcileri ve yerleşimciler arasında arbede olduğunu, polisin olaylar sırasında uluslararası eylemcilerden birini de tutukladığı bildirildi.
Şeyh Cerrah mahallesinde, El Kürd ailesi dahil olmak üzere Filistinli ailelerin oturduğu 28 evin sahipliğiyle ilgili, yaklaşık 30 yıllık geçmişi bulunan bir hukuk savaşı yürütülüyor.
Eski Kent'e yaklaşık 10 dakikalık mesafedeki Şeyh Cerrah mahallesindeki 28 ev, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı ile Ürdün hükümeti tarafından, İsrail'in kurulduğu 1948 yılında evlerini terk etmek zorunda kalan Filistinli aileler için yapılmıştı.
1967'daki 6 gün savaşlarından kısa süre sonra iki ayrı Yahudi yerleşimci grubu, 28 evin yapıldığı alanın kendi arazileri olduğunu öne sürdü ve 1972 yılında da söz konusu gruplar, İsrail tapu idaresinde burasını kendi üzerlerine kaydettirdi.
1982 yılında her iki Yahudi grup, 28 Filistinli aileye karşı dava açarak, arazi üzerinde hakları olduğunu öne sürdü. Ailelerin avukatı ise yerleşimcilerle hem arazi üzerindeki haklarını tanıyan, hem de Filistinli ailelerin yerleşimcilere kira ödeyerek burada oturmalarını öngören bir anlaşma yaptı. Ancak aileler bir İsrailli olan avukatlarının yaptığı bu anlaşmayı kabul etmedi ve avukatı kovup, kira ödemeyi de reddetti.
Ailelerin daha sonra tuttuğu avukat ise yaptığı incelemede, yerleşimci örgütlerinin evlerin bulunduğu arazinin sahibi olmadığını ortaya koydu. 2006 yılında tapu, arazi üzerindeki yerleşimcileri arazilerin sahibi gösteren kayıtları kaldırdı, ancak bu kez yerleşimciler itiraz etti.
Aileler bu kez de İsrail Yüksek Mahkemesi'ne başvurdu. Bu arada, yerleşimcilerin bağlı olduğu iki dernek, üzerinde hak iddia ettikleri araziyi bir yatırım şirketine sattı. Firma da burada 200 dolayında konut ve ticaret merkezinin bulunacağı bir proje ile Kudüs Belediyesi'ne başvurdu ve 28 evin yıkılmasını istedi.
Geçen yıl 16 Haziran'da İsrail Yüksek Mahkemesi, Muhammed ve Fevziye El Kürdi ailesinin Şeyh Cerrah'taki evlerinin boşaltılmasını öngören bir karar aldı. Aile üyeleri sokağa atılarak, evlerine bazı yerleşimciler girdi, El Kürdi ailesinin hasta olan babası bu olaydan kısa süre sonra hayatını kaybetti. Geçen ağustos ayında ise yine Şeyh Cerrah'ta Hanun ve El Gavi aileleri de evlerinden zorla çıkarıldı.
Son olayla geçen yıldan bu yana kısmen veya tamamen yerleşimciler tarafından evlerine el konulan ailelerin sayısı 4'ü buldu. Mahalledeki diğer ailelerin tümü de aynı korkuyu yaşıyor.
Şeyh Cerrah'ta Filistinlilerin evlerine el konulması, uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri tarafından da şiddetle eleştirilip kınanıyor ve bölgenin Yahudileştirilmesi, etnik temizlik olarak nitelendiriliyor.