Yönetmen Todd Phillips'in batı ülkelerinde sürpriz bir gişe başarısına imza atan çılgın komedisi 'Felekten Bir Gece'nin, zaman zaman 'kitsch' sınırlarına doğru kaysa da izleyiciye hoşça vakit geçirttiğini ve böyle bir filmden en çok beklenilecek şey olan 'kahkaha'yı fazlasıyla sunduğunu itiraf etmek gerek...
Önceki gece ne olup bittiği hakkında en ufak bir fikirleri dahi bulunmayan ve -damatla birlikte- geriye dönüş için zamanları son derece kısıtlı olan adamlarımız, Vegas'a ulaştıktan sonraki bütün kötü kararlarının izini sürerek neyin nerede yanlış gittiğini çözmeye çalışırlar. Doug'ı bulup Los Angeles'taki düğüne yetiştirmek için çırpınan üç kafadar, tek tek ortaya çıkardıkları ipuçlarına paralel olarak gerçekte kendi başlarının da ne kadar büyük bir belada olduğunu fark edeceklerdir.
“Felekten Bir Gece”, başta ABD olmak üzere, izleyiciyle buluştuğu bütün batı ülkelerinde, bizdeki “Recep İvedik” fenomenine benzer bir sosyolojik etki doğurmuş görünüyor. Çünkü insanlar, özellikle de son 40-50 yıldır belli bir standartta yaşamaya alışmış olan batı kamuoyu, dünyayı son bir yıldır kasıp kavuran ağır ekonomik krizden dolayı “kolektif bir depresyon”un pençesinde kıvranmaya başladı. Sırtını “Ne pahasına olursa olsun, güldür!” düsturuna dayamış böylesi eğlenceli filmler de önce çalıştıkları işleri, sonra da buna bağlı olarak hayat standartlarını ve umutlarını yitirmiş durumdaki geniş kitleler için ucuz yollu birer ağrı kesici işlevi görmekteler. Nitekim, benzer bir ruhsal kaçış süreci, İkinci Dünya Savaşı yıllarında (bizde “Üç Ahbap Çavuşlar” olarak tanınan) Marx Kardeşler'in, Laurel-Hardy ya da Abbott-Castello ikilisinin filmleri gösterime sunulduğunda da yaşanmıştı.
Zaman zaman (tıpkı Türkiyeli türdeşi “Recep” gibi) “kitsch komedi” havasına bürünüp banallik sınırlarına doğru kaysa da buna tahammül edebilecek olanlar için parlak Nevada güneşini çok iyi kullanan usta işi çekimleri, izleyicideki merak duygusunu sonuna dek diri tutan senaryosu ve (“kaplan”lı bölüm gibi) güldürü dozunun tavan yaptığı bazı sahnelerde insanı gerçekten koltuğundan düşüren oyunculuklarıyla sevimli bir film “Felekten Bir Gece”…
“Sinema eğlenmek için değildir” diye düşünenler sıkıldıkça dönüp dönüp izlesin diye, Tarkovski'nin “Solaris” ve “Stalker”i DVD satıcılarının raflarında müşterilerini bekliyor!