İslam'ı 'şiddet' olarak algılamaya başlayan çevrelerin ön yargısına karşı yapılacak en etkin mücadelenin Mevlana'nın fikirlerini anlatmak olduğu bildirildi.
Konya'da 2005 yılında, Selçuk Üniversitesi bünyesinde, Mevlana araştırmaları yapmak, yayınlar çıkarmak ve organizasyonlar düzenlemek için Mevlana Araştırma ve Uygulama Merkezi (SÜMAM) kuruldu.
Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler'in müdürlüğünü yaptığı bu akademik araştırma kuruluşu, yayımladığı bilimsel kitap ve dergiler, düzenlediği organizasyonlarla, büyük bir değer olan Mevlana'yı, sadece Türkiye'ye değil tüm dünyaya anlatmayı amaçlıyor.
Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 'İslamfobi'nin 'İslam korkusu' anlamına geldiğini, kendilerini İslam'ın savunucuları gibi gösteren bazı terör örgütlerinin saldırılarıyla Batı'da tırmanışa geçen bu yersiz korkunun, İslam dinine karşı olanların işlerini kolaylaştırdığını söyledi.
Bu korkunun yersiz olduğunun somut kanıtı olarak UNESCO'nun 2007'yi 'Mevlana Yılı' ilan etmesi, Batı'da Mevlana araştırmacı ve okuyucularının gün geçtikçe çoğalmasını gösteren Şimşekler, tüm dünyanın olumlu bir kişilik olarak tanıdığı Mevlana'yı kullanarak gerçek İslam'ın anlatabileceğini belirtti.
Şimşekler, şunları kaydetti:
'Mevlana'nın İslam anlayışı Hz. Muhammed'in anlayışıdır, İslamiyet'in özüdür. O'nun 'Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız; sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz' hadisinin hayata geçiriliş tarzıdır. Bugün Anadolu'nun tamamına, Balkanlar, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu'nun önemli bir kısmına hakim olan İslam anlayışıdır. Bu anlayış aslında sadece Mevlana'nın değil, Ahmed-i Yesevi'nin, Yunus Emre'nin, Hacı Bektaş-ı Veli'nin anlayışıdır.'
Mevlana ile 'Ilımlı İslam' gibi bir tabirin yan yana kullanılmaması gerektiğinin de altını çizen Şimşekler 'İslam, İslam'dır. Ilımlısı ılımsızı olmaz. Kitabı bellidir, Peygamberi bellidir. Kuralları bellidir, yaşam tarzı bellidir. Mevlana'nın İslam'ı Peygamberin yaşadığı İslam'ın ta kendisidir' dedi.
Şimşekler, Mevlana'nın fikirlerinin Türkiye'nin büyük bir bölümünce özümsenmesine karşın; Batı'nın, radikal gruplar ile samimi, birleştirici ve barışçıl kesimi ayırt etmeden Doğu'yu bir bütün olarak görmeye çalıştığını vurguladı.
Şimşekler, sözlerine şöyle devam etti:
'11 Eylül 2001 tarihinde New York'taki İkiz Kuleler'e düzenlenen saldırının ardından, zaten Doğu'ya karşı kuvvetli bir ön yargısı olan ve kökleri 900 yıl önceki Haçlı seferleri anlayışına dayanan Batı'yı, İslam'ı, şiddeti ön planda tutan, ancak İslam ülkelerinden kayda değer bir destek de göremeyen radikal gruplara indirgeme eğilimine girmesine sebep oldu. Batı'daki yaygın (İslam eşittir şiddet) yanlış anlayışını kırabilmek için Mevlana'yı sadece Batı'ya değil Doğu'ya da anlatmamız gerekiyor. Çünkü, kaynağı Kur'an-ı Kerim ve Hz. Muhammed olan, yerli yerinde hoşgörüye dayalı Mevlana merkezli İslam anlayışı, hiçbir şekilde şiddete, adaletsizliğe, bölgesindeki zayıf halka zulmetmeye geçit vermez.'
Mevlana'nın, 'Delinin elinden silahı al da adalet ve barış senden razı olsun. Cahilin elinde silah olursa bağla elini, yoksa yüzlerce zarara yol açar' dizelerini de anımsatan Şimşekler, yine Mevlana'nın 'Bedende bir uzuv incinse bütün beden ağrır' deyişine de dikkati çekerek, dünyanın hangi bölgesinde olursa olsun savaşların ve rahatsızlıkların bütün insanlığı maddi-manevi olumsuz yönde etkilediğini söyledi.
Dünyanın barışı ve huzuru için Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli gibi Anadolu'nun öz değerlerinin ve öğretilerinin hem Batı'ya hem de Doğu'ya ihraç edilmesi gerektiğini vurgulayan Şimşekler, 'Bu misyon, dünya barışı için önemlidir ve gereklidir. Batı'da yaygın bilinen adıyla Rumi, bölgesel ve küresel barış için bir şanstır. Eğer Mevlana'yı, dolayısıyla tüm Müslümanların bazı radikal gruplar gibi düşünmediğini anlatabilirsek, dünya barışına büyük katkı sağlarız. Zaten dikkat edilirse Türkiye'nin devlet ve hükümet anlayışı olarak bölgesinde üstlendiği misyon da Mevlana anlayışını yansıtıyor' diye konuştu.
Barış, sevgi, kardeşlik ve tüm inançlara aynı düzeyde hoşgörüyle yaklaşan Mevlana'nın asırlar önce kaleme aldığı çeşitli eserlerinden bazı sözleri şöyle:
-Hiçbir gayrimüslime hor gözle bakmayın. Çünkü Müslüman olarak ölmesi umulur.
-Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasıflarıdır.
-Böbürlenerek başlar kıran kişiye ne Allah'ın merhameti nasip olur, ne de halkın!
-İnsanların savaşı, çocukların kavgasına benzer. Hepsi de anlamsız ve saçmadır.
-Sopa, mademki savaş ve kavga aletidir; ey kör, o sopayı kır, param parça et!
-Ben iyiyle, kötüyle kavga edemem; kavga ile işim yok! Savaşmak şöyle dursun, gönlüm barışlardan bile ürkmekte.
-Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgi de (Allah'ı) bilmekten ileri gelir.
-Dünyaya demir atmış Karun'u yer çekti, yuttu. Ulular ulusu Hz. İsa'yı gökyüzü çekti, yüceltti.
-Hacca gideceksen, bir hac yoldaşı ara. İster Hintli olsun, ister Türk, ister Arap. Şekline, rengine bakma, maksadı ne, ona bak.'