Türkiye'nin tarihi rolü canlanıyor

George Friedman
00:0026/10/2007, Cuma
G: 26/10/2007, Cuma
Yeni Şafak
Türkiye'nin tarihi rolü canlanıyor
Türkiye'nin tarihi rolü canlanıyor

Bölgede mevcudiyetini hissettirecek tek ülke Türkiye. Türkiye tarihsel olarak bölgede etkin olmuş bir güç ve bölgede tekrar bu rolü canlanıyor. ABD ile Türkiye arasındaki ihtiyaç ilişkisi tersine dönmüş durumda.

Terör olaylarının ardından bugün Kuzey Irak'ta yaşananlar, Türkiye'nin artık bölgede geri planda kalmayacağını gösteriyor. Bu duruma bir anda gelinmedi elbette. 2003'te Amerikan askerlerinin Türk topraklarını kullanmasına karşılık olarak Türkiye'ye Kuzey Irak'ta manevra kabiliyeti tanınması fikri, Meclis'ten geçememiş ti ve karşılıklı işbirliği ortamı doğamamıştı. Bugün Türkiye mevcut durumdan memnun değil, Amerikan işgalinin olumsuz sonuçlarından çekiniyor ve Amerika'ın İslam dünyasındaki işlevsel dostu olarak görülmekten rahatsız.

Aynı zamanda, Türkler Amerika ile gerginlik de yaşamak istemiyor, zira İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Amerika, Türk dış siyasetinde çok önemli bir ülke. AB ile yaşanan belirsizlikler, Türkiye'nin Amerika ile olan ilişkilerini hep iyi tutmasına neden oluyor. Bugün Irak'ta gelinen nokta, Türkleri alarma geçirmiş durumda. Türkler Amerika'nın Irak'taki stratejilerine baktıklarında iki farklı sonuç çıkarıyorlar. İlki, Amerika bölgedeki Sünni-Şii çatışmasına odaklanırken, pro-Amerikan Kürt bölgesinin kontrolü konusunda çok pasif kalıyor. İkinci olarak ise, İran ve Irak'taki Şii'ler, Irak'ın üçe bölünmesini ve merkezi devletin sona ermesini arzuluyor. Bu sebeble, Türkiye'nin algısına göre Kürtler otonomlarını arttırabilmek için bir gerilla savaşına girişmiş durumdalar Türkiye ile. PKK'nın son haftalardaki saldırıları da esasında bu tezi doğruluyor. Ayrıca Türklere göre PKK'nın saldırılarına pasif kalarak yanıt vermek yeterli değil, acilen karşı saldırıya geçilmeli ve Irak'ta bir güvenlik bölgesi oluşturulmalı.

KÜRTLERİN RASYONEL RİSKİ

Kürtlerin açısından bakacak olursak, riskli bir oyun içinde olduklarını biliyorlar. Riskli zira Amerika'nın Amerika karşıtı herhangi bir harekete izin vermeyeceğini varsayıyorlar ve Türkiye'nin olası müdahalesinin sınırlı olacağını düşünüyorlar. Ayrıca İran ile Amerika arasındaki ilişkiler göz önüne alınırsa, Amerika İran'da bir ayaklanma çıkarmak istese, Kürtler hazırolda bekliyor olacak. Kısaca Kürtlerin eli kuvvetli ve aldıkları risk akıldışı değil.

Irak'taki Kürtler, Amerika'nın bölgedeki “Anti-Amerikan” olmayan bir kesiminde sorun çıkmasını istemediğini biliyor. Elbette bu fırsat onlara ancak bir kere gelir. Ve iddia ediyorlar ki, Türkler tehlikenin farkında değiller ve kendi çıkarlarını Amerika çıkarlarının ardına itiyorlar ve adeta bölgedeki istikrarın korunmasını Türkiye içindeki saldırıları bastırmanın önüne koyuyorlar. Evet, bu 10 sene önce Türkiye için geçerliydi, ancak bugün değil. Amerika-Türkiye ilişkileri bağlamında çok şey değişti. Amerika Türkiye'ye, Türkiye'nin Amerika'ya olduğundan daha muhtaç. Bugün Amerika'nın temel amacı bir “Anti-İran” bloğu oluşturabilmek. Bu nedenle Türkiye, Amerika için kilit önem taşıyor. Fakat Amerika Iraklı Kürtleri daha çok destekledikçe, Türkiye-İran dayanışması daha çok anlam kazanacak.

TÜRKİYE AMERİKİ'YA BOYUN EĞMEYECEK

Türkiye'nin bölgede kendi halinde bir ülke olmayacağı bir gerçek. Türkiye artık Amerika'yı yegane istikrar unsuru olarak görmüyor. AB ülkeleri ise kimi zaman yetersiz, kimi zaman düşmanca. Ruslar ise uzun vadeli bir tehlike. Osmanlılar zamanında olduğu gibi İran yine önemli bir dost Türkiye için. Türkiye, Suriye ve Irak'la son derece ilgili, İsrail'le sıcak ve Arap Yarımadası'nın geleceği adeta. Diğer bir deyişle, Türkiye hızlı yıldızı parlayan bir bölgesel güç olarak görülmeli. Türkiye askeri olarak Amerika'ya bağlılığının bittiğini 2003'de duyurdu dünyaya. Ve karşılıklı çıkar ilişkileri söz konusu olduğunda işbirliğine hazır ve Amerika'ya boyun eğmeyeceği aşikar. Bu yönelim esasında henüz çok yeni. Türkiye'nin ekonomisi ve siyaseti son beş senede önemli ölçüde dönüşürken, dış siyaseti de evrim geçirdi. Bir açıdan Irak'a müdahale, 1990'ların devamı olarak görülebilir, ancak bugünkü durumda daha çok şey ifade ediyor: Amerika'dan bağımsız olarak kendi doğal çıkarlarını iddia edebilmek!

Genel olarak bakılırsa, Avrupa ve Amerika'nın Türkiye'nin manevra alanını daralttığı bir zamanda Türkiye, bu iki gücün yetersiz kaldığı ve Türkiye'nin çıkarlarına ters gelen süreçlerin yaşanmakta olduğu bir bölgeye Türkiye, düzen getirmeye çalışıyor. Gelecek için, tutarlı olarak bölgede mevcudiyetini hissettirecek tek ülke Türkiye olacak gibi görünüyor. Komşusu İran ise Türkiye ile bir yarış içinde değil. Türkiye tarihsel olarak bölgede etkin olmuş bir güç ve bu bölgede dağılan parçaları toparlamak için tekrar bu tarihsel rol canlanıyor.

Kürt sorunu üzerine Türkiye'nin takındığı tavır ilk basamak olarak görülmeli. Burada kritik olan konu, Türkiye'nin çıkarlarını Amerika ve Avrupa'dan bağımsız olarak korumaya çalışıyor olması ve Amerika ve Türkiye arasındaki bağımlılık ilişkisinin tersine dönüyor olması, kanımca Türkiye'nin Irak'a girmesinden çok daha önemli. Amerika'nın Irak'ı işgali dünyada pekçok süreci tetikledi. Önümüzdeke süreçte Türkiye'nin adımlarını atarken gittiği yönü değil, hırsının sınırlarını daha çok merak ediyor olacağız.

Çev: Evren Tok

24 Ekim 2007

*Stratfor Strateji Merkezi Jeopolitik Analisti