Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çoğu ülke ekonomide ciddi sıkıntılar yaşarken Türkiye'nin küresel krizi gündeminden çıkararak emin adımlarla yürüdüğünü belirtti ve, "Biz sabun köpüğü gibi geçip giden başarılarla övünmek istemiyoruz. Adımımızı sağlam atıyoruz ve kalıcı seviyelere ulaşıp o seviyelerden yukarı çıkmak istiyoruz" dedi.
Partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuşan Erdoğan, konuşmasına 2011 yılının bereket ve huzur dolu bir yıl olmasını temennisinde bulanarak başladı. Türkiye'nin geçen seneyi tarihin en büyük küresel ekonomik krizinin gölgesinde karşıladığını belirten Erdoğan, buna rağmen 2011 yılına umutla ve büyük beklentilerle girdiklerini söyledi.
Büyüme rakamlarına ilişkin bilgi veren Erdoğan, "2009 yılının son çeyreğinden itibaren Türkiye ekonomisi tekrar yüksek büyüme sürecine girdi. Ekonomimiz 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11,8, ikinci çeyreğinde 10,2 ve üçüncü çeyreğinde 5,5 büyüyerek ilk 9 ayda 8,9 büyüme kaydetti. 2010 yılın son çeyreğine ilişkin büyüme oranları açıklandığında, ki mart ayında açıklanacak, Türkiye Orta Vadeli Program'daki hedef olan yüzde 6,8'in üzerinde bir büyümeyi yakalayacak. Bizim resmi tahminimiz 2010 yılı için GSYİH 730 milyar dolar, ancak bu seviyeyi aşacağımıza, kriz öncesi seviyesine yani 2008 seviyesi olan 742 milyar dolara yaklaşacağımızı veya aşacağımızı şimdiden tahmin ediyoruz. Biz 2009 yılını 953 milyar TL GSYİH ile kapatmıştık. 2010 yılında psikolojik eşik olan 1 trilyon TL GSİYH'yi aştığımızı burada büyük bir gururla ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, bu ayın sonunda ekonomiyi değerlendirmeye yönelik ekonomiden sorumlu bakanlarla bir basın toplantısı düzenleyeceğini bildirdi.
Erdoğan, "Aralık ayı yüzde endeksi -0,30 olarak gerçekleşti. Bizim 2010 beklentimiz ise orta vadede yüzde 7,5'tu. Türkiye'ye bir kez daha tek haneli enflasyon sevincini yaşatmış oluyoruz. 2009 yıllık TÜFE son yılların en düşük oranı idi. 2010 TÜFE oranı ise son 40 yılın en düşük enflasyon oranıdır. İnşallah enflasyonu daha düşük seviyelere, AB ortalamasının altına kadar çekeceğiz. Bir başka sevindirici haber ihracattan geldi, son açıklanan rakamlara göre burada da hedefimizi aştık, 113 milyar 686 dolara ulaştık. Aralık ayında ihracatımız kasım ayına göre yüzde 20'nin üzerinde bir artış kaydetti. Yine aralık ayında bazı ülkelere olan ihracatımızda Cumhuriyet tarihimizin rekorlarını elde ettik. Irak'a ihracatımız 732 milyar 600 milyon dolar, burada da rekor kırdık. Tanzanya, Arjantin, Madagaskar gibi uzak ülkelere ihracatımızda da rekora ulaştık.
2002 yılında ihracatta birinci sırada giyim eşyası ve aksesuarları yer alıyordu, 2002'de toplam ihracat içinde AB'nin payı 2010'da yüzde 46,3 oldu. Yani ihracatta Avrupa bağımlılığımız azalarak önemli oranda gelişti. Yakın ve Ortadoğu ülkelerinin bizden ihracı 2002'de yüzde 9,6 iken 2010'da bu oran yüzde 20 oldu. Şu anda 14 ilimiz 1 milyar doların üstünde ihracat gerçekleştiriyor. Gaziantep, Manisa, Denizli ve Trabzon'da artık 1 milyar doların üzerinde ihracat yapan illerimiz arasında yer alıyor. Bu yıl hedefimiz ihracatta 127 milyar dolarına ulaşmak. Bildiğiniz gibi daha önce de söyledim, artık hedefimiz 4 yılın programı değil. Biz şimdi 12 yıl sonrasının programını yapıyoruz. Yani Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde nerede olacağız, oradaki rakam da 500 milyar dolarlık bir seviyeye ulaşmak. Ben bu vesile ile ilgili iş adamları, bakanlar, sivil toplum kuruluşlarını tebrik ediyorum. Ülkem ve milletim adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.
2011 yılına ekonomi cephesinden sevindirici haberlerle girdiklerini söyleyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çoğu ülke ekonomide ciddi sıkıntılar yaşarken biz Türkiye olarak küresel krizi gündemimizden çıkararak emin adımlarla yürüyoruz. 2011 yılı ve sonrasında hedeflerimizden taviz vermeden, tedbirleri elden bırakmadan yolumuza devam edecek ve 2023 hedeflerimize adım adım yaklaşmış olacağız. Biz bu millete hayal kırıklığı yaşatmadık, yaşatmak istemiyoruz. Biz sabun köpüğü gibi geçip giden başarılarla övünmek istemiyoruz. Adımımızı sağlam atıyoruz ve
kalıcı seviyelere ulaşıp o seviyelerden yukarı çıkmak istiyoruz. Sadece kendi iktidar zamanlarını hesaplayan kişiler bu millete çok ağır faturalar ödettiler. Türkiye'nin taşıyacağından çok daha ağır vaatlerle milletin önüne gelip siyaset sahnesinden çekilip gittiler. Karşılıksız paralar bastılar ve bunları yaparken hiçbir şey düşünmediler. İşte onun için 1 rakamının yanındaki 6 sıfır macerası kolay bir macera değildir. Bunu sorması lazım herkesin. Yıllarca bununla aldandık, onun için 3 haneli enflasyonlar
gördü bu ülke. Bunlar bizim cebimizde ne var ne yok götürüyorlar. Onun için çarşıda satın alabileceğin hiçbir şey kalmamıştı. İşte AK Parti iktidarının farkı bu, asla bir seçim ekonomisi yapmayan partiyiz biz. 2016 seçimlerine yönelik 4 yıllık bir partide değiliz 2023'te ne yapabiliriz, bunu düşünen bir partiyiz. Bunları sizlere inşallah peyderpey açıklayacağız."