Yunanistan'la başlayan sarsıntı domino etkisini göstermeye başladı. Piyasalar, şimdi dikkatlerini İspanya ve Portekiz'e kaydırdı. Her iki ülkenin giderek büyüyen borçlarını nasıl çevirebileceklerine ilişkin endişeler piyasalara cehennemi yaşattı. Avrupa borsaları yüzde 2, Asya borsaları yüzde 3 gerilerken, Dow Jones kritik 10 bin puan seviyesinin üzerinde son anda tutunabildi. İMKB ise yüzde 4'ü aşan kayıplar yaşadı. Dolar ise zirveye uçtu
Avrupa tarafından 2009 sonunda Yunanistan ile patlak veren sorunlar bölge geneline yayılmaya başladı. AB ülkelerinden Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın borçluluğuna ilişkin endişelerin avro/dolar paritesinde sert düşüşe neden olması ve global olarak artan riskten kaçış eğilimi dolar/TL'nin yükselmesine, borsaların düşmesine neden oldu.
Yatırımcılar Portekiz ve diğer avro bölgesi ülkelerin borçluluğu hakkındaki endişelerle güvenli limanlar sayılan araçlara yönelmek zorunda kalırken, borç seviyesi yüksek avro ülkelerinin borçlanma senetleri, borsaları ve avro para birimi değer kaybetti. Yunanistan ve Portekiz borsaları yüzde 3,4 ile 3,6 arasında kayıp verdi. İspanya borsası ise yüzde 2,4 geriledi. Yunanistan, Portekiz ve İspanya devlet tahvillerini temerrüde karşı sigortalamanın bedeli rekor seviyelere yükselirken, söz konusu tahvillerle gösterge Almanya devlet tahvilleri arasındaki getiri farkı keskin yükseliş kaydetti. Tahvil getirilerindeki artış yatırımcıların avro bölgesi içerisindeki finsansal zıtlıklardan kaynaklanan endişelere işaret ediyor.
Yurtdışı piyasalardaki olumsuz havanın etkisiyle İMKB haftanın son işlem gününe yüzde 2 kayıpla başladı. Yurtdışına bağlı olarak İMKB'deki kayıp da hızlandı ve ilk seansta yüzde 3.9'luk düşüş yaşandı. Borsa ikinci seansta da sert düşüşünü sürdürdü ve haftayı yüzde 3.76 kayıpla 51 bin 454 puandan tamamladı. Borsa böylece yılın en düşük seviyesine gerilerken, seans içinde 51 bin 89 puana kadar geriledi.Avro/dolar paritesindeki düşüşle içeride dolar 1,52'nin üzerine çıktı.
Asya'da borsalar, Avrupa'da bazı ülkelerin borç sorunu ve ABD'de işsizlik maaşı başvurularının artmasının küresel toparlanmanın resesyona dönüşebileceği endişeleri nedeniyle geriledi. Japonya'da Tokyo Borsası haftanın son işlem gününü düşüşle kapadı. Borsanın temel göstergesi Nikkei 225 endeksi yüzde 2,89 (298,89 puan) değer kaybederek, 10.057,09 puana indi. Asya'da ayrıca Çin'de Şanghay Borsası yüzde 1,8, Hong Kong Borsası yüzde 2,9, Güney Kore Borsası yüzde 3,1, Tayvan Borsası yüzde 4 ve Avustralya Borsası yüzde 2,5 düştü.
Endişelerle ABD borsaları dokuz aydan uzun bir sürenin en kötü kayıplarıyla düşerken, Dow Jones sanayi endeksi kısa bir süre için kritik 10 bin puan seviyesinin altına indi. Dow Jones 10 bin puanda günü kapatırken, düşüş yüzde 2,61 oldu. S&P 500'de de düşüş yüzde 3'ü aştı. Yunanistan, Portekiz ve İspanya'nın borç ödeyebilme yeteneklerine ilişkin kaygılar yatırımcıların hisse senetlerinden güvenli liman olarak gördükleri dolara kaçmalarına neden olurken bu durum değeri dolarla ifade edilen emtia fiyatlarına olumsuz olarak yansıdı. Petrol, temmuz ayından bu yana yaşadığı en büyük günlük düşüşün ardından, doların avro karşısında son sekiz ayın en yüksek değerine ulaşmasıyla yatay seyir izliyor. Petrolün varili, 71 dolar seviyesinden işlem gördü. Altın fiyatları, bazı Avrupa ülkelerinin borçlarıyla ilgili artan kaygılar nedeniyle yatırımcıların risk alma konusunda ihtiyatlı davranmalarıyla üç ayın en düşük seviyesinin biraz üzerinde seyrediyor. Dün 2008'den bu yana görülen en büyük günlük düşüşü gören altının ons fiyatı 1,056 dolar seviyesinde işlem gördü. Borç yükü konusundaki endişeler, ABD ve Asya'daki yatırımcıların da riskli varlıkları elden çıkarmasına ve güvenli liman olarak görülen ABD Hazine tahvilleri ile yen almasına neden oldu. Piyasalar öğleden sonra ABD'den gelen istihdam verisine odaklandı. ABD Çalışma Bakanlığı, Ocak ayında tarım dışı istihdamın 20 bin düşüş ile beklentilerin tersine azaldığını açıkladı. Ekonomistler tarım dışı istihdamın Ocak'ta 5 bin kişi artmasını bekliyorlardı. Aralık'ta 85 bin düşüş olarak açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi 150 bin düşüşe revize edildi. ABD'den gelen veri de kötü olunca borsalardaki sert düşüşler sürdü.
Yaşadığı borç sorunlarıyla Yunanistan ve Portekiz ile birlikte avro bölgesinin en riskli ülkeleri arasında gösterilen İspanya'da sendikalar protesto eylemlerine hazırlanırken, muhalefet de finansal yapıyı düzenlemek isteyen Başbakan Jose Luis Rodriguez Zapatero'yu güvensizlik oyuyla düşürme yolunda. Piyasalar, işsizliğin yüzde 20'ye yaklaştığı bir dönemde hükümetin harcamaları kısmasının zor olduğu görüşündeler.
Ülkenin en büyük işçi sendikaları konfederasyonu Comisiones Obreras (CCOO) bu ayın son haftasında hükümetin emeklilik yaşının 65'ten 67'ye çıkarılması tasarısına karşı protesto yürüyüşleri düzenleyeceğini açıkladı. CCOO lideri Ignacio Fernandez Toxo bir basın toplantısı düzenleyerek, "Eğer Başbakan tutumunu değiştirmiyor ve harakiri yapmak istiyorsa, bu onun kendi kararıdır" dedi. Hükümet ise istihdam piyasasında yapmayı planladığı düzenlemeler için sendikaların desteğini almayı umuyor. Muhalefetteki muhafazakar Halk Partisi'nin başkan yardımcısı Maria Dolores de Cospedal, hükümet için güven oylaması isteyeceklerini açıklayarak Zapatero üzerindeki baskıyı artırdı. Cospedal, hükümetin güvenoyu almasını engelleyecek oy sayısına sahip olmadıklarını kabul ettiyse de, açıklamaları hükümetin kriz planları için parlamentoda geniş tabanlı destek sağlama umutları için iyi haber sayılmaz.
Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, bütçe açığına yönelik daha önce açıklanan önlemlerin yeterince güven verici olduğunu söyledi. Papandreu yeni önlem planlarının bulunmadığını belirtti. Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, ülkesinin bütçe açığı konusunda yatırımcıların endişelerini gidermeye çabalıyor. Ancak önceki gün 'Yunanistan'a yardım ederiz' diyen IMF Başkanı'nın açıklamasının hemen ardından IMF heyeti Atina'ya gitti. IMF Dış İlişkiler Bölümü Direktörü Caroline Atkinson, Yunanistan'ın uygulamaya koyduğu mali plana ilişkin teknik yardım almak için Uluslararası Para Fonu'ndan yardım istediğini, kurumdan bir heyetin şu anda Atina'da olduğunu bildirdi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Trichet de Yunanistan'ın bütçe açığını düşürme hedefini "hayati" olarak nitelendirerek, "Vergi artırımları, maaşların dondurulması ve emeklilik reformu doğru adımlar ve bunlar ülke için hayati önem taşıyor" dedi.
İş Yatırım Yurtiçi Piyasalar Müdür Yardımcısı Yasin Demir, hisse senetleri piyasasındaki düşüşün yurt dışındaki gelişmelere, özellikle de Güney Avrupa ülkeleri İspanya ve Portekiz piyasalarındaki gelişmelere paralel olarak geldiğini bildirdi. Avrupa Merkez Bankası'nın faize ilişkin açıklamalarının da bir miktar gerginlik yarattığını belirten Demir, bunların risk iştahını azaltan ve avronun değerini diğer para birimleri karşısında zayıflatan gelişmeler olduğunu bildirdi. Demir, paritede dolar yönünde de çok sert bir hareket görüldüğüne dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Zaten geriliyorduk. IMF ile ilgili olası bir olumsuzluk en çok faiz piyasasını etkilerdi. Dolayısıyla biz bu hareketin tamamen yurt dışı kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.' Yasin Demir, büyüme trendinin değişmediğini düşündüklerini, 2010 senesi için bu düşüşlerin çok büyük bir düzeltme olarak görülebileceğini belirterek, 'Kısa ve orta vadede buradan daha kötüye oynamamak lazım' dedi.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean Claude Trichet'nin faiz kararı sonrasında yaptığı konuşmada, bölgede yaşanan hareketlenmenin nedenlari arasında sayılıyor. Trichet bölgede hiç bir ülkeye bütçe kuralları konusunda iltimas geçilmeyeceğini belirterek "Bütçe kuralları konusunda hiç esnek olmadığımızı biliyorsunuz. Bu konuda alarmdayız" şeklinde konuştu. Kurdaki hareket için ABank Hazine Pazarlama Müdürü Ebru Balkan Koçak şunları söyledi: "Avro Bölgesi'ne ilişkin kötümserlikle risk algılaması değişti. Riskten kaçınma şeklinde tavır aldılar. Borsalarda ciddi düşüşler oldu, dolar arttı. Parite etkisiyle bizdeki hareket hızlı oldu. En belirleyici faktör parite olacak. Dolarda 1,5250 tepe noktası olabilir. Aşağıda da ilk etapta 1,5050 seviyesine kadar gevşeme olabilir. Avro/dolar paritesi 1,36-1,37 arasında dinlenmeye geçecektir." Ayrıca uzmanlar, Türkiye'de ise son günlerdeki en olumsuz konunun IMF ile ilgili beklentilerin gittikçe zayıflaması ya da anlaşmanın zaman olarak ötelenmesi olduğunu da bildirdi.