İkinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından Mustafa Balbay, “Benden ele geçirilen belgeler, değil bir bavula, küçük bir çantaya bile sığacak kadar az. Gazeteciler, ne tutuklanacaklar ne de yararlanılacaklar arasında olamaz” dedi.
İkinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, 'Benden ele geçirilen belgeler, değil bir bavula, küçük bir çantaya bile sığacak kadar az' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, sanık ve avukatların taleplerinin alınmasına geçildi.
Duruşmada söz alan Balbay, kendisinde olduğu iddia edilen belgelerin hiçbirinde plan bulunmadığını, belgelerde bazı görüşler ile gazeteci olarak tuttuğu notların yer aldığını söyledi.
'Balyoz Planının Taraf gazetesine bavulla getirildiğini' ifade eden Balbay, bunların çok tartışmalı belgeler olduğunu ancak bunu bir gazetecilik başarısı olarak gördüğünü kaydetti.
Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın askeri savcılık tarafından tanık olarak ifadesinin alındığını anımsatan Balbay, kendisinin de yargılandığı bu davanın ancak tanığı olabileceğini dile getirdi.
Kendisinden ele geçirilen notlarda Mustafa Balbay'a ait bir tek kelime olmadığını anlatan Balbay, 'Bunlar hep başka insanların ne dediğiyle ilgili. Ahmet Altan, 'Selimiye'de' başlıklı bir yazı yazdı. Altan, 'Bu belgeleri herkesle paylaşabiliriz' diyor. Benden ele geçirilen belgeler, değil bir bavula, küçük bir çantaya bile sığacak kadar az' diye konuştu.
Bu plana ait olduğu belirtilen 5 bin sayfalık belgede gazetecilere ilişkin bölümlerin bulunduğunu dile getiren Balbay, 'Bir gazeteci bu şekilde kategorize edilemez. Gazeteci olarak bu belgenin tümünü reddediyorum. Gazeteciler ne tutuklanacaklar ne de yararlanılacaklar arasında olamaz. Gazeteci tarafsızdır. Balbay'ın adı da 300 gazetecinin arasında geçmiş' diye konuştu.
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit'in, intihar eden Albay Berk Erden'in cenazesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladığını hatırlatan Balbay, 'Bir meslektaşım Yiğit'e, 'Albayın intiharı ile ilgili Deniz Kuvvetleri'nde bir rahatsızlık var mı, genç subaylar rahatsız mı?' diye sormuş. Takdiri mahkemenize bırakıyorum. Gazeteci merak eder...' şeklinde konuştu.
Balbay, 'Ergenekon' belgelerinde ve şemasında isminin bulunmadığını ifade ederek, tahliye talebinde bulundu.
Tutuklu sanıklardan Levent Göktaş da Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmata ilişkin açılan davanın iddianamesinde adının geçtiğini anımsattı.
Poyrazköy'ün yerini, aynı koğuşta kaldığı birinci davanın sanığı Hayrettin Ertekin'den öğrendiğini belirten Göktaş, Poyrazköy'ü görmediğini kaydetti.
Göktaş, adli emanete alındıktan sonra kırıldığı iddia edilen 51 no'lu DVD'ye ilişkin mahkemenin daha önceki oturumda '51 no'lu DVD'yi kıranlar hakkında işlem yapılması' yönünde karar aldığını hatırlatarak, 'Böyle bir karar alarak mahkemeniz de bu DVD'nin kırıldığını kabul etmiş oluyor. Ben de zaten bunu iddia ediyorum. Delil niteliği kalmayan bir DVD nedeniyle tutuklu yargılanıyorum. Ömrümde hiç görmediğim İlhan Selçuk ile irtibatlandırılıyorum. İlhan Selçuk'u keşke tanısaydım. Kendisinin çok saygıdeğer bir insan olduğunu düşünüyorum. İlhan Selçuk'un da arasında olduğu 5 kişi ile irtibatlı olduğum iddia ediliyor. TİB'den gelen telefon kayıtlarında kimseyle irtibatım çıkmadı' şeklinde konuştu.
Hasan Ataman Yıldırım da kendisinden porno film ele geçirildiğinin iddia edildiğini, hiç porno film seyretmediğini kaydetti.
Tutuklu sanık Kenan Temur da Adil Serdar Saçan'ın tahliye olduğu duruşmanın ardından koğuşuna gidince bir rahatsızlık geçirdiğini belirterek, 'O koğuştaki ortamın verdiği etkiden dolayı rahatsızlık geçirdim. O anı ben hatırlamıyorum. Doktorlar Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine sevk ettiler. Bakırköy'de tedavi olmayı hak ettiğimi düşünmüyorum. Bir hafta kaldıktan sonra cezaevine döndüm. Doktorlar herhangi bir rahatsızlığımın olmadığını, tedaviye ihtiyacım olmadığını belirttiler. Cezaevine dönünce tek kişilik koğuşa geçtim. Ben artık evime gitmek istiyorum' diye konuştu.
Tutuksuz yargılanan sanık Adil Serdar Saçan da tahliye olduktan sonra kendisi hakkında yerel mahkemede ifadesi alınmadan porno CD bulundurduğu iddiasıyla dava açıldığını öğrendiğini söyledi.
Saçan, porno CD'ler bulundurulduğu iddiasıyla başka sanıklar hakkında da yerel mahkemelere suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, kaç kişi hakkında böyle bir işlem yapıldığını öğrenmek istediğini kaydetti.
Bu şekilde kendilerinin karalanmaya çalışıldığını ifade eden Saçan, 'Porno CD koyarak ne amaçlandığını öğrenmek istiyorum' dedi.
Tutuksuz sanık Yalçın Küçük de tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu'nun 'Ecevit iktidarının darbeyle uzaklaştırıldığını' söylediğini hatırlatarak, 'Bir darbe var. Türkiye'de ilk defa görevdeki bir genelkurmay başkanı meşru bir başbakanı görevden tart etmeye çalıştı. O meşru başbakan, 'Zehirlenmemek için hastaneden kaçtım' diyor. Ecevit, 'Ateş Paşa çekilmemi istedi' diyor. Ecevit'i devirmek isteyen Hilmi Özkök'tür. Murat Yetkin kitabında ima etti ama ben açıklıyorum adını' diye konuştu.
Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.