Güney Deniz Saha Komutanlığı'nda görevli Kıdemli Kurmay Albay Berk Erdem'in cenazesine katılan Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, üst düzey komutanlara ve devlet görevlilerine her zaman bir suikast ihbarı olabileceğini söyledi. Yiğit, 'Beni en fazla üzen, böyle bir operasyonun, masum subaylarımın üzerine yıkılmasıdır. İsmi geçen iki albay, bana bir hücum olursa, bana bir mermi sıkılırsa, bana göğsünü siper edecek arkadaşlardır.' dedi. Yiğit, "Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne saygılıyız. İçimizde hata yapanları da hiyerarşik mekanizmamız içinde cezalandırırız. Hiçbir kurum bizdeki ceza sistemini bizim kadar sağlıklı uygulayamaz. O kadar tititiz." açıklamasında bulundu.
Levent Camii'nde Kıdemli Kurmay Albay Berk Erdem'in cenazesine katılan Eşref Uğur Yiğit, basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, 'Geçtiğimiz günlerde amirallere suikast girişimi iddianamesi açıklandı. Burada sizin ve Metin Ataç'ın ismi de geçiyor. Bununla ilgili görüşünüz nedir?' sorusunu Yiğit, "Burada cenazemiz var onun dışında bana bir şey sormayın. Ben üst düzey bir komutanım. Üst düzey isimlere her zaman suikast ihbarı olabilir. Fakat beni esas üzen bu iddiaların masum subaylarım üzerine yıkılmasıdır böyle bir operasyonun. Bana düzenleneceği söylenen suikast iddiasında ismi geçen 2 albayım, eğer bana bir mermi sıkılırsa, bana bir hücum olursa göğsünü siper edecekler arkadaşlardır." diye cevapladı.
Oramiral Yiğit, Albay Erdem'in ölümüyle ilgili de, "O resimler 5 sene önce Ankara'da çekilmiş fotoğraflar. Herkese söylüyorum. Eşinizi, kız kardeşiniz birinin evinin önünde olamaz mı? Bu arkadaşımızı tanıyoruz. Çok mümtaz vasıfları olan bir arkadaşımız. Bu günlerdir yayınlanıyor. Bunu ile alıp da ahlak dışı bir değerlendirme yapmayı sizin takdirinize bırakıyorum. Ama böyle ithamlar karşısında susmak mümkün değil. Avukata iletip tam bir girişimde bulunacakken günlerin getirdiği stresle intihar ediyor. Askeri savcılık araştırmalara başlamıştır. Bilgi kaynakları açısında da soruşturmalar devam ediyor. Kendisinin bir bayanla ilişkisi yüzünden olduğu daha önce söylendi tutmadı. Sonra bu yeni iddia çıktı. Yargılama yapmadan önce herkes kendine sorsun; 'aynı şey benim başıma gelsin ne yapardım' diye. Bu ithamlar karşısında susmak mümkün değil." şeklinde konuştu.
Cunta ile suçlanan personellerinden haberdar olamamalarının mümkün olmadığını söyleyen Yiğit, "55 bin kişiye kumanda eden bir kuvvetin komutanı olarak diğer kurumlarda olduğu gibi hata yapan personelim de mutlaka vardır. Biz hem bunları kendi içimizde ve gerekirse sivil yargı içinde gerekli cezaları almaları için de insiyatifimizi kullanırız. Deniz Kuvvetleri basının bildiği ya da bilmediği bir çok konuyu öne çıkarmıştır. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne saygılıyız. İçimizde hata yapanları da hiyerarşik mekanizmamız içinde cezalandırırız. Hiçbir kurum bizdeki ceza sistemini bizim kadar sağlıklı uygulayamaz. O kadar tititiz." açıklamasında bulundu.
"Personelimizin nefes alışını bile hissederiz." diyen Yiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuda yargı yapmadan önce masumiyet karinesini dikkate alarak, bu güzide subaylarımızı suçlamadan önce herkes aynı soruyu kendisine sorsun: Bu bana yapılsa ne yaparım ben personelimi tanıyan, bu personelimizin komutanları da büyük bir popülasyonu temsil etmiyoruz. Biz çok az bir mevcudu olan kuvvetiz. Bizim personelimiz teğmen çıktığı andan itibaren 20 sene içinde temayüz etmiş ise belirli görevlere gelir. Aynı gemi içinde 200 kişi yaşarız. Küçük gemilerde 40-50 kişi olur. Personelimizin nefes alışını dahi hissederiz."