Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TEKEL işçileriyle ilgili olarak, 'Yani bizim hükümetimizin varsa bir hatası, özelleştirme sonucu açıkta kalan işçilerimize karşı merhamet beslemesi... Eğer bir hata varsa o da merhametli olduğumuzdan kaynaklanıyor' dedi.
Şimşek, Maliye Bakanlığının toplantı salonunda, 'KDV İadesi ve Risk Analizi Projesi' ile ilgili düzenlediği basın toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Şimşek, TEKEL işçilerine ilişkin bir soru üzerine, TEKEL'in özelleştirme sürecinin aslında kendi hükümetleri öncesinde 2001 yılında başladığını ifade ederek, AK Parti hükümetlerinin de bu reformlara inandığı için süreci hızlandırdığını söyledi.
Hükümetlerinden önce yapılan özelleştirmelerde açıkta kalan işçilerin yasa gereği kıdem ve ihbar tazminatları ödendikten sonra bir kısmının yeni işletmede çalışmaya devam ettiğini bir kısmının ise o dönem ki hükümetler tarafından 'kapı önüne bırakıldığını' belirten Şimşek, kendilerinin ise yeni bir uygulama getirerek özelleştirme sonucu kimsenin mağdur olmayacağı bir model oluşturduklarını kaydetti.
Buna göre, işçilerin hem kıdem hem de ihbar tazminatlarının ödendiğini ayrıca 4C kapsamında istihdam ve gelir imkanı sağlandığını anlatan Şimşek, şöyle konuştu:
'Yani bizim hükümetimizin varsa bir hatası, özelleştirme sonucu açıkta kalan işçilerimize karşı merhamet beslemesi... Eğer bir hata varsa o da merhametli olduğumuzdan kaynaklanıyor. TEKEL'in özelleştirme konusu 2001 yılında başlandı ve bizim hükümetimiz döneminde tamamlandı. Tekel sigara fabrikalarının özelleştirilmeleri sonucu açığa çıkan yaklaşık 4 bin çalışanı aslında 2007 yılında 4C kapsamına almamız gerekiyordu ama o dönemin sendikaları geldiler, (şunu biraz geciktirin) dediler. Nitekim bir miktar geciktirdik ama şöyle bir husus var. Şu anda TEKEL çalışanlarının kamuya aylık maliyeti yaklaşık 40 milyon lira. 12 ay bazında bakarsanız eski parayla 480 trilyon demek. Ve şu anda TEKEL faaliyetleri minimal düzeye inmiş durumda. Yani bu çalışanların büyük kısmının yapacağı herhangi bir iş yok.
Hükümet olarak ya açıktan 480 milyon liralık yıllık maliyeti vatandaşın üzerinden tabii ki bunlar vatandaşın parası. Vatandaşın ödediği vergileri şu anda aslında iş alanı daralmış, herhangi bir faaliyeti kalmamış bir kaç bin işçiye bu kadar büyük bir meblağda para vermeye devam edersiniz ya da zaten bu işçilerimiz ortalama 41 bin lira kıdem-ihbar tazminatı alacak. Bir çok iş adamı biliyorum o iş adamları iş hayatlarına 10 bin lira ile başlamış. Biz bu işçilerimize bir defada ortalama 41 bin lira ödeyeceğiz. Ondan sonra da 4C kapsamında kamu sektöründe işe alıyoruz.'
Bütün bunların dışında ayrıca 4C kapsamında olanların maaşlarını yüzde 26 ile 29 arasında artırdıklarını ifade eden Şimşek, hükümet olarak kaynakları imkanları zorlayarak bu işçilerin durumlarını iyileştirdiklerini söyledi.
Bütün bunlara rağmen TEKEL işçilerinin mevcut durumlarının halen devam ediyor olmasının üzüntü verici olduğunu anlatan Şimşek, 'TEKEL işçilerinin bir tek derdi var o da (Biz eski maaşımızla devam edelim) ama ortada TEKEL'in eskisi gibi bir faaliyeti yok. TEKEL faaliyetleri itibariyle kapanma noktasında. Vatandaştan aldığımız paraları TEKEL işçilerine bu şekilde vermemiz ne hakka ne de hakkaniyete uygundur. Hiç bir şekilde bunun yapılması doğru olmaz' diye konuştu.
TEKEL işçilerinin geleceklerini garantiye alacak istihdam imkanı sağladıklarını belirten Şimşek, 'Kamuda işe alıyoruz, maaşlarını yüzde 30'a yakın artırmışız. Her türlü sosyal güvenlik, emeklilik imkanları kendilerine tanınıyor, kapı önüne bırakılmıyor ve kamuda işe alınmada öncelik tanınıyor. Bütün bunlara rağmen bu gösteriler aslında bu işin mahiyetini göstermesi açısından bence önemlidir' dedi.
Hükümet olarak şimdiye kadar ne gerekiyorsa yaptıklarını ifade eden Şimşek, vatandaşın parasını çarçur etme gibi bir lükslerinin olmadığını, vatandaştan aldıkları vergileri yerinde kullanmaları gerektiğini belirtti.
Şimşek, 'Şu anda faaliyet alanı tamamen daralmış, yapacağı işi olmayanı eski statüde hiç bir iş yapmadan bol keseden maaş verme dönemini bence ne vatandaşımız doğru bulur ne de Tekel işçilerimiz' şeklinde konuştu.
Şimşek, 'KDV İadesi ve Risk Analizi Projesi' kapsamında sahte fatura potansiyeli olan firmalara ilişkin bir soru üzerine de derinlemesine inceleme yapabileceklerini, ellerindeki veri ambarıyla yetinmeyeceklerini söyledi.
Bir başka soruyu yanıtlarken de söz konusu proje kapsamında pilot uygulama gerçekleştirdiklerini belirten Şimşek, uygulamanın son derece başarılı olduğunu, ihracatçıların da projeden memnun kaldığını çünkü KDV iadelerinin hızlandırıldığını kaydetti.
Yeni modelde herkesin bir risk kapsamında görülmediğini sadece riskli mükelleflerin incelenmesinin söz konusu olduğunu anlatan Şimşek, dolayısıyla yeni sistemden memnun olmamak için kendisinin bir sebep göremediğini vurguladı.
Şimşek, yeni sistemin, sahte fatura veya yanıltıcı belgelerle mücadeleyi çok daha güçlendirdiğini belirterek, 'Bugün diyelim ki biz el yordamıyla yaptığımız incelemelerde tedarikçilerin sunduğu faturaların en fazla 2 kademe aşağısına inebiliyoruz. Şimdi istersek 16 katman aşağıya inebiliriz, istersek tedarikçinin tedarikçisinin tedarikçisi... Yani bir çok aşama aşağı inebiliriz. Yanıltıcı ve sahte belgeleri inceleme imkanımız var. Biz bu sistemi geliştirirken hiçbir şekilde vergi güvenliğini tehlikeye atmıyoruz' dedi.
İnşaat sektöründe KDV uygulamasıyla ilgili bir sorusuna da Şimşek, Maliye Bakanlığını ilgilendiren alanlarda sürekli çalışmalar yaptıklarını belirterek, 'Ama (KDV iadesinin kaldırılması diye bir çalışma söz konusu değil, sadece o iş ve süreçler gözden geçiriliyor) dedim. Dolayısıyla yani verilmiş bir karar o karardan geri adım atma gibi bir şey söz konusu değildir. Mevzuatımızı, uygulamalarımızı gözden geçiriyoruz' dedi.