Başbakan Erdoğan, teröre karşı mücadelede ulusal birlik mesajını daha güçlü vermek için önümüzdeki hafta siyasi parti liderlerine görüşme talebinde bulunacağını söyledi. Daveti Başbakan sıfatıyla yapacağını belirten Erdoğan, 'Hiç bir önyargım yok. Bakalım kimler gelecek? Ne gibi katkıları olur, katılımları olur bunları bizzat dinlemek isterim' dedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerine en kısa zamanda Başbakan sıfatıyla davette bulunacağını bildirerek, 'Bakalım kimler gelecek? Gelenlerle de bu konuları görüşelim. Ne gibi katkıları olur, katılımları olur bunları bizzat dinlemek isterim' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, herkes elinden gelen hangi tür engeli çıkarırsa, her türlü sabotajı yapsa da sözlerini yere düşürmeyeceklerini söyledi. Erdoğan, 'Bize daha önce 'Olağanüstü Hal kalksın, yeter' diyenlere sesleniyorum; Olağanüstü Hal'i AK Parti iktidarı kaldırmadı mı? Söyleyin bakalım. Çekiç Güç'ü v.s kim çıkardı bu topraklardan? AK Parti iktidarı bunları yaptı teşekkür ediyoruz' dediler mi? Görevinizi yaptınız diyorlar. Tamam da bizden önce gelenler niye yapmadı bu görevi? Yapınca, görevi yaptı, yaparsanız her şey bitti teşekkür ederim. Yaptık hadi bakalım' diye konuştu.
Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu ile MHP lideri Bahçeli'nin, terörle mücadele konusunda görüşme yapılabileceğine ilişkin davete verdiği cevapları değerlendirirken, 'Ben şu anda Cumhurbaşkanlığı makamında olduğumu söylemedim ama ben Başbakanım ve şu anda yürütmenin başıyım. Yürütmenin başı olarak da şu anda bu konuda atılması gereken adımları atmak durumundayım' dedi. Başbakan Erdoğan, bu randevu taleplerinin ne zaman yapılacağı ilişkin soruya da 'Herhalde önümüzdeki hafta yapılabilir' dedi.
Başbakan Erdoğan, 'görüşmelerin parlamento içi partilerle mi yapılacağı?' sorusu üzerine de 'Fark etmez. Hepsine birden göndeririz' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan AK Parti grubunda yaptığı konuşmada, terörle mücadeleye değindi. Erdoğan, projenin 'hız kestiği, yavaşladığı, heyecanın kaybolduğu, hatta açılımın kapandığı' gibi tamamen 'haksız ve bilgi eksikliğinden kaynaklandığına inandığı bir yaklaşımın sergilendiğini' söyledi. ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını anlatan Erdoğan, "Teröre karşı mücadeleye desteğin somut olarak desteklenmesi gerektiğini vurguladım. Obama BM'deki İran oylamasını değerlendirme şansımız oldu, gerekçelerimizi anlattık. Üçlü mekanizmanın istihbarat paylaşımının ötesine geçecek adımlar atmasını Obama'ya aktardım. Medyanın bazen kimden yana olduğunu anlayamıyorum, Obama görüşmesiyle ilgili attıkları manşetlerin gerçekle hiçbir ilgisi yok. Belli bir gruba ait gazetelerin bu tür başlıkları atması sadece teröre yataklık eder. Bunları söylemek gerilimden yana olmaktansa, evet ben gerilimden yanayım" diye konuştu.
Milli birlik ve kardeşlik projesi ile ilgili eleştirilere cevap veren Erdoğan, yıllarca Kürtlerin, Abaza'nın, Gürcülerin, farklı etnik kökenden gelenlerin, azınlıkların, Sunni ve Alevilerin sorunlarının, ekonomik sorunların görmezden gelindiğini ifade etti. Bu sorunlara projeyle çözüm getireceklerini kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar olduğunu anlatan Erdoğan, “Bu sorunların çözümüne ilişkin olarak en hayati adımı attık. İnkar politikalarına son verdik. Bu ülkede bu vatandaşlarımızın sorunu olduğunu kabul ettik. Bunu kabul bile açılımın yüzde 80 başarıyla tamamlanması anlamına gelir. Açık söylüyorum Demokratik açılım bir zihniyet devrimidir. Zihniyet değişmeden uygulama değişmez. Açılımın içi boş ise niye kıyamet koparıyorsunuz? Demokratik açılımla statikosu baskıcı zihniyet tarih oluyor. Onun için eleştiriyorlar” dedi.
"Terörle mücadele milli bir meseledir" diyen Başbakan Erdoğan, terörle mücadelede yegane sorumluluğun sadece hükümete veya güvenlik güçlerinde olmadığını belirterek, en az onlar kadar muhalefetin, tüm siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerin ve medyanın bu alanda sorumluluğunun bulunduğunu kaydetti. Bu sorumluluk varken, terörden beslenen siyasi çevrelerin bulunduğunun altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü, "Terör saldırılarını, terör örgütünün faaliyetlerini, hükümeti ya da kurumları yıpratmak için bir fırsat olarak görmek, terörle mücadele azmine vurulacak en ağır darbedir. Böyle zamanlarda birlik ruhu gerekirken, 'buradan nasıl bir siyasi fayda elde edebilirim' mücadelesi başlatıldı. Terör taşeronluğu sözcüğünden rahatsız olanlar var. Taşeron polemiği PKK'yı temize çıkamaya kadar götürüldü. Terör örgütünün yurt içindeki çetelerle işbirliği içinde olduğunu Ergenekon iddianamesi ortaya koyuyor."
CHP lideri Kemal KIlıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'a kişilik haklarına hakeret ettiği gerekçesiyle 4 bin lira manevi tazminat ödeyecek. Mugla'daki bir konuşması sırasında Başbakan Erdoğan için 'İhanet tezgahlamakla, hırsızlık ve yolsuzluk yaparak mal varlığı edinmekle' suçlayan Kılıçdaroğlu, mahkemede sözleri nedeniyle suçlu bulundu.
Dünya Aile Örgütü, Başbakan Erdoğan'a 2010 yılı "Dünya Aile Ödülü" verdi. BM'de düzenlenen ödül töreninde örgütün Başkanı Dr. Deisi Kusztra, Erdoğan'a verilen ödülü, Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Ertuğrul Apakan'a teslim etti. Dr. Kusztra ödülü verirken Erdoğan'a aile meselelerine karşı gösterdiği hassasiyet ve liderliği dolayısıyla teşekkür etti.