Oynatalım Uğur'cuğum” döneminin bitişidir bu!..

00:0021/01/2010, Perşembe
G: 21/01/2010, Perşembe
Yeni Şafak
Oynatalım Uğur'cuğum” döneminin bitişidir bu
Oynatalım Uğur'cuğum” döneminin bitişidir bu

Vatan Gazetesi Yazarı Reha Muhtar, Erman Toroğlu'nun artık Lig TV'de program yapmayacağı üzerine bir yazı kaleme aldı.



İŞTE REHA MUHTAR'IN YAZISI:

Oynatalım Uğur'cuğum” döneminin bitişidir bu!..

Show TV'ye önce Metin Uca sonra, Beyaz, Hülya (Avşar), Demet (Akbağ) ile Pişti programı yapacaktım...


“Yönetmeni belirlediniz mi” diye sordum...


Cevap verdiler:


“Evet abi, 'Oynatalım Uğur' yönetmenimiz...”


Yirmi yıllık yönetmen çocuğun adı Erman Toroğlu'nun ağzındaki değişmez replikten 'Oynatalım Uğur' olarak kalmıştı...


“Oynatalım Uğur'cuğum... Geri al bakayım Uğur'cuğum... Yok yok ileri al... Burada değil daha ileri... Tamam... Bir daha alalım Uğur'cuğum...”


Yıllarca benim yayın yönetmenliği yaptığım televizyonda çalışmıştı çocuk...


Spor servisinin kaç yıllık yönetmeniydi...


Ama adı üstüne yapışıp kalmıştı:


“Oynatalım Uğur'cuğum...”




***



Uzun zaman var ki görmedim Uğur'u...


Ama ona söylemeliyim ki Türk futbolunda “Oynatalım Uğur'cuğum” dönemi dün itibariyle sona erdi...


Herkes 'mavra' yapıyor...


Yiyen yiyor, yemeyen bakınıyor...


Ben size Erman Toroğlu olayının gerçek perde arkasını anlatayım, mavraya göre değil, hakikatlere göre kendi yorumunuzu yapın...


ERMAN TOROĞLU KARARI HAKEM CAMİASINI KORUMAK AMACIYLA ALINDI

Yaratılan mavraya ve palavraya bakarsanız, “Yok Erman Toroğlu şöyle demiş, yok Erman Toroğlu böyle demiş”, peynir peşinde labirent duvarlarına toslayan fareye benzersiniz...


Şimdi dikkat edin...


Lig maçlarının görüntüleri kimde?..


Lig TV'de...


3 dakikalık görüntüleri başka kanallara ne zaman veriyorlar...


Ancak pazartesi günü...


Kaç paradan?..


Dakikası 10 bin dolardan...


Cuma, cumartesi oynanmış maçları 3 gün sonra pazartesi gecesi 3 dakika ancak yayınlayabileceksin, ona da dakikası 10 bin dolardan haftada 90 bin dolar ödeyeceksin...


Bunu ödeyecek aklı evvel bir kanal bulunur mu?..


Bulunmaz...



***



Bir kere bu karar sadece Erman Toroğlu için alınmadı...


Türkiye'deki futbol rejimini baştan aşağı değiştirmek için alındı...


Lig TV'de Erman Toroğlu “Oynatalım Uğur'cuğum” demeyecek...


Hakem hataları, Avrupa'da yapıldığı gibi bir iki dakika ile sınırlı tutularak geçilecek...


Öyle her pozisyon üstüne, “Kol gibi girmiş arkadan, grekoromen yapıyorlar, hakem de üçüncü uykusunda seyrediyor, hakemin kafasında hangi tilkiler dolaşıyor, yuh olsun!” gibi veciz, her hakeme pazar gecesi, ikinci üçüncü dördüncü doksan dakikaları ve kâbusları yaşatacak canlı yayınlara paydos anlamındadır bu karar...


Lig TV'de Erman Toroğlu istenmiyor...


Yeni ve sadece futbola dayalı, hakem hatalarının az ve öz geçildiği bir format çıkartılıyor...


Diğer kanallarda, saatlerce “aldı verdi, geriye al, ileri git” türü bilimum hakem kararları üzerinde saatlerce tam tam dansı yapılan yorumlar “görüntüler pahalılaştırılarak ve iş işten geçtikten sonra verilerek” yok ediliyor...


Dikkatli gözler fark edeceklerdir...


Özet görüntüler Lig TV'nin dışında hangi kanalda yayınlanacak?..


Sadece TRT...


TRT kamu televizyonculuğu yapıyor...


Bu konuda en rahat kontrole alınacak kanal...



***



İş bununla bitmiyor...


Olayın bir de kulüpleri ilgilendiren yönü var...


Başta Aziz Yıldırım olmak üzere kulüp başkanları, yöneticileri, sabah akşam bir sürü kanalda, bir Fenerli, bir Beşiktaşlı bir Galatasaraylı yorumcuyla, bir hakem emeklisinden oluşan moderatör eşliğindeki korodan, diz boyu laf yemek istemiyorlar...


Kulüp başkanları ve yönetimleri, seyircinin tetiklenmesini bu programlardaki manipülasyona bağlıyorlar...



Düşünüyorlar ki;



“Erman Toroğlu Lig TV'de bunları yapmaya başlayınca, her kanal kendisini ona göre pozisyonlandırıyor ve işin cılkı çıkıyor...”


Konu bir Erman Toroğlu konusu değil...


Konu, Türk futbolunun “ratinge dayalı olduğu düşünülen sonu gelmez mavra muhabbetlerini sonlandırma” konusu...


Gelenin geçenin birisine salladığı, manipülasyona açık, eleştiri dozajı öldürücü düzeyde, kime çarparsa onu gömen “spor medya düzeninin” çanına ot tıkamak...


Bunu söyleyenler İtalya'da, İspanya'da, İngiltere'de “böyle bir futbol televizyonu düzeninin olmadığını” bu düzenle yılda 321 milyon dolar verilen futbolun Türkiye'de kalkınamayacağını düşünüyorlar...



***



Bir de şu var tabii...


Bu markalar bu kadar para yapıyorsa...


Markanın yönetici konumundaki sahipleri ile Federasyon, “Bu değerdeki malımı sizlere eleştiri adı altında çiğ çiğ yedirtmem” diyor...


Bu bir güç oyunu...


Siz yaratılan mavraya ve palavraya inanmayın...


Gerçek yukarıda anlattığım gibidir...



*****



FUTBOL YAYINLARI BUNDAN SONRA NE OLACAK?..

Futbol; televizyonların, cuma, cumartesi, pazar, pazartesi gecelerinin uzun geyik muhabbetleriyle, “kendi çapında ratingleri heybelerine koydukları” bir sektör olmaktan çıkacak...


Futbol programı yapacak olanlar, öncelikle ve sadece gazeteci olacaklar...


Gazetecilik yapacaklar...


Dosyalar hazırlayacaklar...


Gazeteci gibi çalışacaklar, geyik muhabbetine rağbet edemeyecekler...



***



Sektörde ancak “iyi gazetecilik yapabilenler ve dosya hazırlayabilenler” kalabilecek...


Her kanalda, 3 büyük kulüpten taraftar eski futbolcu, yorumcu, geyikçi dönemi sona erecek...


Her düdük çalan emeklinin, “Geriye al Uğur'cuğum... Bir daha al Uğur'cuğum...” lafları sona erecek...


Görüntü yok ki zavallı Uğur ileri geri alsın...



***



Bir gerçek var...


321 milyon dolar çıplak para veriliyor


futbola...


360 milyon dolar bunun vergilendirilmiş hali...


Bu rakam İngiltere, İtalya, Almanya, Fransa liglerinin fiyatlarının arkasından geliyor...


Türkiye'de futbola yayıncıların ödediği para, son rakamda bir değişiklik olmadıysa Avrupa'da 5. sırada...


Bu kadar büyük paranın ödendiği bir yerde, “başka bir futbol kültürü” gelişmek zorunda...


Cumartesi gecesi Barcelona-Sevilla maçı için Nou Camp'daydım...


Kısa bir süre önce de Manchester'da Old Trafford'da, Almanya'da Wolfsburg'da...


Söylemeliyim ki “futbol başka bir kültür” oralarda...


Son 20 dakikada doluyor koskoca statlar...


Millet sosisini yiyor, birasını içiyor, formasını giyiyor, şarkılar söyleyerek maçını izliyor...


Erkek çoğunlukta ama kadın seyirci de çok...


Esasen kendileri de söylüyorlar: “Gerçek anlamda bir eğlence futbol” oralarda...


Bir tür Fiesta, yani şenlik...


Mağlup takımın futbolcusu oyundan çıkarken, seyirci onu alkışlıyor, o futbolcu da seyirciyi...



***



Açık söyleyeyim, yöneticilerin anasına avradına küfür edilen, hiçbir stat görmedim Avrupa'da ben...


Hayat değişecek Türkiye'de...


Futbol kültürü de değişecek...


Çok karşı çıkan olacak ama...


Yine de değişecek...


Hayatın değişimini görmeyenler, mavra yapmaya devam edebilirler...


Ama futbol mavradan başka bir yöne doğru kaymak üzere...