Dünya Azerbaycan ve Türk Diasporası Teşkilatları 1. Forumu'unda konuşan Erdoğan, olmamış şeylerin varmış gibi gösterildiği, oldu bittiye varan kapkaç anlayışına izin verilmeyeceğini belirtti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sözde Ermeni soykırımı iddialarına değinerek, “Bunlar ta Osmanlı dönemini önümüze getirmeye çalışıyorlar. Olmamış şeyleri varmış gibi göstermeye gayret ediyorlar ve bunun belgelerini bize sunamıyorlar ve sunamayacaklardır da. . . Yalan üzerine hakikati, doğruyu inşa edemezsiniz” dedi.
Erdoğan, Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'deki Haydar Aliyev Sarayı'nda düzenlenen Dünya Azerbaycan ve Türk Diasporası Teşkilatları 1. Forumu'nun açılışında konuştu.
Başbakan Erdoğan, Haydar Aliyev Sarayı'na, KKTC Cumhurbaşkanı Talat ve eşleriyle birlikte girdi.
Başbakan Erdoğan sık sık alkışlanan konuşmasında, Dağlık Karabağ sorununa değinerek, Azerbaycan topraklarının hala işgal altında tutulmasının, bir milyona yakın vatandaşının topraklarından “uzak, kaçkın ve göçkün” konumda yaşamasının Türk halkının kanayan bir yarası olduğunu söyledi.
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Ermenistan'ın kendine göre bir referandum düzenlediğini anımsatarak, şöyle devam etti: “Ondan sonra da 'biz yaptık oldu' dediler. Dünya kabul etti mi? Etmedi. Çünkü yapılan iş sahte, yanlış, yalan, uydurma. . . Er geç hak yerini bulacaktır.
Biz buna inanıyoruz. Ermenistan'ın özelliği ve maalesef Ermeni halkının da ciddi bir kısmının diasporasının özelliği budur. Şu anda dünyada Ermeni soykırımı kampanyaları var.
Nerelerde yapıyorlar? İlgisiz, alakasız ülkelerde lobiler oluşturuyorlar. Oralardaki parlamentolardan kaçarak, kapkaç hemen bir karar çıkarıyorlar. Sözde Ermeni soykırımı. . . Bunu kimse yutmaz. Türkiye ve Türkler hiç yutmaz.”
Erdoğan, Ermenistan'ın uluslararası hukukun en temel ilkeleri olan toprak bütünlüğüne saygının sınırlarını zor kullanarak ihlal ettiğini ifade etti.
Bu tavra, dünyanın verdiği kayıtsızlığın üzüntü verici olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye ve Azerbaycan'ın bugüne kadar nasıl birbirinin yanında olduysa, bundan sonra da yanında olacağını söyledi. Türkiye'nin bir milyonu aşkın belgenin olduğu arşivleri açtığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ermenistan'a dedik ki siz de açın. Üçüncü ülkelere çağrı yaptık, siz de açın. Bu iş birinci dereceden siyasilerin işi değil. Tarihçiler, siyaset bilimciler, arkeologlar, hukukçular, sanat tarihçiler çalışsın. Eğer burada bir haksızlık varsa biz gereğini yaparız. Hala cevap yok. Çünkü önlerine Hocalı katliamı sunulacak. Ne diyecekler? Bunlar ta Osmanlı dönemini önümüze getirmeye çalışıyorlar. Olmamış şeyleri varmış gibi göstermeye gayret ediyorlar ve bunun belgelerini bize sunamıyorlar ve sunamayacaklardır da. . . Yalan üzerine hakikati, doğruyu inşa edemezsiniz.”
Erdoğan konuşmasında, “Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'in ev sahibi olarak KKTC Cumhurbaşkanı Talat'ı bu toplantıya davet etmesi bizim için çok ama çok anlamlı. Bundan dolayı çok teşekkür ederiz” dedi.
Başbakan Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan'daki Türk Büyükelçiliğinin yeni binasını açtı. Büyükelçiliğin 18 dönümlük bir arazi üzerine kurulduğunu, 7 bin 900 metre kare kapalı alana sahip olduğunu kaydeden Erdoğan, büyükelçiliğin bu vasfıyla dünyadaki en büyük büyükelçiliklerden biri olma özelliğini taşıdığını belirtti. Konuşmaların ardından Erdoğan, Aliyev ve Talat, Türk bayrağını, kurulan makara sistemini elleriyle çevirerek, göndere çektiler. Erdoğan, Aliyev ve Talat bayrak göndere çekilirken, bir ara el değiştirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı'nın başlangıç noktası olan Sangaçal Terminali'nde incelemelerde bulundu. Erdoğan, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi'nin başlangıç noktası olan Sangaçal Terminali İdare Binası'nda terminalin kuruluş aşamalarını gösteren resimlerin
bulunduğu sergiyi gezdi. Erdoğan da petrolün kalitesiyle ilgili yetkililere sorular yöneltti. Burada Erdoğan'a ayrıca, çeşitli hediyeler de verildi. Başbakan Erdoğan ile Devlet Bakanları Beşir Atalay, Mehmet Aydın ve beraberlerindekiler, daha sonra minibüslerle terminali gezdiler.