Türkiye'nin en küçük sinemacılarından gazetemize ziyaret

Ali Murat Güven
00:0027/10/2007, Cumartesi
G: 26/10/2007, Cuma
Yeni Şafak
Türkiye'nin en küçük sinemacılarından  gazetemize
Türkiye'nin en küçük sinemacılarından gazetemize

Bundan yaklaşık iki ay önce, İstanbul-Bağcılar'da faaliyet gösteren Ensar Koleji öğrencilerinden hem son derece şaşırtıcı, hem de o oranda sevindirici bir mektup almıştım. Gelen zarfı açtıktan sonra iki farklı duyguyu aynı anda yaşadım; çünkü anılan kolejin ilköğretim bölümünde okuyan bir grup minik öğrenci, bütünüyle kendilerine ait bir senaryoyu okulun imkânlarıyla sinemaya uyarlamışlar ve akranları yaz tatilinde denize girerken onlar aynı dönemde 100 dakikayı aşkın uzunlukta, konulu bir video film yapmışlardı. Zarfın içinde, mektuplarına ekli olarak, çektikleri filmin bir de DVD kopyası vardı.

Yaşları en fazla 10-12 dolayındaki bu genç sinemacıların büyük bir maharetle hazırladıkları “Kakula'nın Şifresi” adlı bilim-kurgu/fantazi türündeki yapıta ilişkin gözlemlerimi, Yeni Şafak internet sitesinin 22 Eylül Cumartesi tarihli “
” bölümünde uzun uzadıya aktarmıştım. Dileyenler, sitemizin arşivine girerek ayrıntıları oradan okuyabilirler.

Şu kadarını söylemeliyim ki, Türkiye'deki bir ilköğretim okulunda örneğine ilk defa tanık olduğum bu özgün çalışma karşısında, hem olayın kahramanı konumundaki öğrencilerin yetenekleri, hem de bir “sinema kulübü” kurarak onlara böyle bir fırsatı tanıyan okul yönetiminin vizyonu karşısında şapka çıkardım. Hele de öyküde yer alan bazı erişkin karakterlere ilişkin rolleri okulda görevli öğretmenlerin üstlenmesi ve çekim mekânı olarak da okul tesislerinin kullanılması tek kelimeyle müthişti.

Velhasıl, “Kakula'nın Şifresi”ne ilişkin o eleştiri yazımızı, söz konusu filmi çeken genç dostlarımız da okumuş ve kendilerine yönelik övgü cümlelerimizden dolayı çok mutlu olmuşlar. Onlar adına sözcülüğü üstlenen ilköğretim bölümü müdürü sayın Mithat Tekçam geçtiğimiz günlerde teşekkür etmek üzere beni aradı. Eh, henüz daha ilkokulda sinemayla uğraşmaya başlayan bir düzine dolayında afacanı bulmuşken, kaçırır mıyım ben de böyle bir fırsatı! Tekçam'ı ve öğrencilerini daha yakından tanımak üzere hemen gazetemize davet ettim. Geçtiğimiz çarşamba günü de bu ziyaret gerçekleşti. Her biri birbirinden zeki, sempatik ve de yetenekli bir grup öğrenci ve onlara eşlik eden iki öğretmenleriyle birlikte son derece keyifli saatler geçirdik. Konuklarımız, gazetemizin çeşitli servislerini dolaşıp günlük çalışma düzenimizi en ince ayrıntısına kadar gözlemlemelerinin yanısıra, bizlerle birlikte yemekhanede öğle mönümüzden de tattılar. Gazetedeki gezimiz bitince, yönetim binamızın en üst katında konuşlanmış olan TV Net stüdyolarına geçtik ve gençlere bir süre de televizyon yayıncılığı üzerine brifing verdik. Bu arada, Yeni Şafak Pazar Eki'nin üretken habercilerinden Ertan Altan böylesine sıradışı maharetlere sahip bir topluluğu görünce geleneksel habercilik refleksleriyle ânında renkli bir hafta sonu haberinin temellerini attı ve bizim sinemacı ufaklıklarla bir söyleşi gerçekleştirdi. Kardeş yayın kuruluşumuz TV Net'in koordinatörü, sevgili Metin Mutanoğlu dostumuz da “Madem ki bu küçük hanımefendi ve beyefendiler daha bu yaşta böyle bir başarıya imza atmışlar. O halde, biz de TV Net yönetimi olarak bunu mutlaka Türkiye kamuoyuyla paylaşmalıyız” diyerek, onları 26 Ekim Cuma günü öğleden sonra haber kuşağına davet edince, gezi daha da tadından yenmez bir hâle geldi.

Dün öğleden sonra TV Net'te canlı yayına konuk olarak “Kakula'nın Şifresi”nin çekim öyküsünü anlatan bu küçük kardeşlerimizin, her dönemi göz kamaştırıcı başarılarla bezeli, uzun ve mutlu birer bir hayat sürmelerini diliyoruz. Umarım, aralarından -en azından- bir kaç tanesini, gelecekte Türkiye'nin kültür ve sanat dünyasına damgasını vuran büyük ustalar arasında görürüz.