Hece Dergisi'nin 'Yerlilik' özel sayısı, bu önemli konuyu, uzak geçmişten uzak geleceğe düşünce ve sanat bağlamında ele alıyor
Hece Dergisi, 20. özel sayısında, uzak geçmişten uzak geleceğe yerliliği, düşünce, edebiyat ve sanat bağlamında ele alıyor. 1940'lara damgasını vuran yerlilik konusu, bu özel sayıyla birlikte kişisel ve toplumsal sürekliğimizi sağlayan kalıplar çerçevesinde, siyaset, edebiyat, sanat, mimari, resim, sinema, tiyatro ve müzik üzerinden yeniden okunuyor. “Dil, din, mekân gibi birçok boyutuyla benliğimizi saran yerlilik dünümüzü nasıl kurmuştu? Bugünkü dünya algılarımıza etkileri nasıl? Hissiyat ve duyuşumuzu, tavır ve davranışlarımızı, siyaset ve yönetme biçimimizi hangi ilintilerle etkiliyor ya da neden etkilemiyor?” gibi temel soruların cevabını bulabileceğimiz sayı, farklı bakış açılarıyla donanmış zengin bir kaynak.
Murat Erol'un 'Yerlilik için Kavramsal ve Anlamsal bir Çerçeve' başlıklı yazısı, yeni bir kavram olarak bilinen yerliliğin nasıl ortaya çıktığına ve yerelliğin argümanı olan tarih, toprak ile zihniyete kısa bir açıklama getiriyor. Erol, yerliliğin, büyük unutma çağının ardından bir hatırlama imkânı olarak ortaya çıktığına vurgu yapıyor.
Dergide Türk düşüncesi içerisindeki yerlilik sorununun ele alındığı yazılar dikkat çekiyor. Ercan Yıldırım'ın yurt, millet, İslam ve batılılaşma ekseninde Türk düşüncesinin yerliliğini değerlendirdiği çalışması, meseleye genel bir izah getiriyor. Ona göre yerlilik, Türk düşüncesi içerisinde 'köklü' sayılmayacak kadar sönük bir tutum. Konuyu bu bağlamda ele alanlardan biri de Aydın Aktay. Ciddi bir eleştiri niteliği taşıyan yazısında Aktay, Türk solunun yerlilik konusunda yaşadığı dört temel sorundan bahsediyor. Bunlar; zihni donanım eksikliği, metin sorunu ve sağcılaşma korkusu, Sosyalizm takıntısı ve retorik sorunu ve sağa göre kendini konumlandırma sorunu.
Ali Ayçil yerlilik meselesine, her ikisi de farklı bilinçten oluşan “harita yurt” ve “coğrafi yurt” kavramlarıyla izah getiriyor. Bütün ideolojilerin insanı “coğrafi yurt”tan koparma eğiliminde olduğunu ifade eden Ayçil “Yerlilik, politik tasarımlara elverişli 'harita yurt' ile, bölgeden bölgeye değişebilen ve ancak bazı ortak başlıklara indirgenmeye müsait olan 'coğrafi yurt' arasında tutunmaya çalışan muğlak bir söylemdir. Bu muğlâklık, kullanılmaya başladığı yıllardan bu güne sözcüğü 'çok amaçlı' bir silaha da dönüştürmüştür.” diyor. Sayıda, Ahmet İnam, Necdet Subaşı, Cemal Şakar, Ertuğrul Günay, Ali Ural, Alev Erkilet, Köksal Alver, İsmail Kıllıoğlu, Necip Tosun, Bayram Bilge Tokel, Atasoy Müftüoğlu, Doğan Hızlan, Semih Gümüş, Ömer Erdem, Yalçın Çetinkaya'nın konuyu etraflı biçimde ele alan yazıları, ilgiyle okunacak nitelikte.