Mehmet Altan 'Sarayı Yıkalım'da 80'den bugüne değişen ekonomik yapıyı, Hasan Köni 'Dev Türkiye Cüce Türkiye'de uluslararası ilişkilerdeki dengeleri irdeliyor. Metin Sever imzalı 'Devlet Dersinden Çakıyoruz Abiler' ise yazarın köşe yazılarından bir derleme
Hayy Kitap'ın Bize Söylenmeyenler serisinden çıkan Sarayı Yıkalım, Defne Asal'ın Mehmet Altan'la gerçekleştirdiği söyleşiler bütünü. Nehir söyleşi türünde kaleme alınan kitapta Altan, fetihlerle genişleyen ve ekonomik kalkınmasını üretime değil topladığı vergilere bağlayan Osmanlı ile 'üretimden nasıl daha çok verim alınır' diye kafa yoran Batı'yı karşılaştırarak başlıyor düzeni değerlendirmeye. Aldığı yenilgilerden sonra zorunlu olarak giriştiği reform sürecindeki değişimi analiz ederek devam ediyor ve sarayın yerini devletin aldığı Cumhuriyet döneminde benimsenen kapalı ekonomi modelinin çıkmazlarına değiniyor. Hititlerden, Bizans'a Bizans'tan Osmanlı'ya ve oradan da Türkiye'ye miras kalan tüketim endeksli yaşam modelinin neden olduğu sonuçlar üzerinde duruluyor. Ve ardından kitapta geniş yer verilen 24 Ocak kararlarına geliyor yazar. Öncesinde, dövizin değerinden, neyin ithal edileceğine kadar pek çok kararın Ankara tarafından verildiğini hatırlatan ekonomist, Süleyman Demirel'in Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirdiği Turgut Özal'ın hazırladığı 24 Ocak kararlarıyla, Türkiye'nin geçirdiği ekonomik süreci değişik yönleriyle okuyucuya sunuyor.
Altan, ekonominin liberalleşmesi yönünde 24 Ocak 1980'de verilen kararların, bu topraklarda Bizans'tan beri değişmeyen atıl, durağan, yeknesak yapıyı sarsmaya yönelik ilk adım olduğunu söylüyor. Dış ticaret serbestleşiyor, kur ve teşvik politikaları ile ihracat destekleniyor, reel faiz artırılıyor ve bu sayede yurtiçi tasarrufların yükselmesi, yatırımların çoğalması hedefleniyor. 24 Ocak kararlarını olumlu olarak değerlendirmesine rağmen kararlar için güncel söylem ile 'Yetmez Ama Evet' diyen yazar, hala burjuvazisi olmadığı için büyümesini sürekli kılamayan Türkiye'nin önümüzdeki dönemde neler yapması gerektiğine dair önerilerini sıralıyor. Kitabın devamında, ekonomiden, siyasete, AB sürecinden yargıya kadar birçok konuda Türkiye'nin değişimini istatistiki verilerle ele alan Mehmet Altan, teknolojik, sosyolojik, siyasal kırılmaların temelinde fizikteki gelişmeler olduğunu, Newton fiziği ile kuantum fiziği arasındaki büyük kırılmayı görmeden aslında neyin değiştiğini göremeyeceğimizi söylüyor.
Mahallenin asi çocuğu da burada kabadayısı da Prof. Hasan Köni, Dev Türkiye Cüce Türkiye'de, ülkeler arasındaki derin ilişkileri yerel, bölgesel ve küresel değerlendirmeleri ile daha anlaşılır kılmayı hedefliyor. Kitabı okumak, izlerken pek de fazla anlaşılmayan bir filmi, işin ehliyle tekrar izlemek gibi. Son yıllarda gözümüzün önünde cereyan eden, geniş bir oyuncu kadrosu ile türlü entrikaların sahneye konulduğu bu filmi Hasan Köni'den tekrar dinliyoruz. Üstelik filmde yok yok. Mahallenin asi çoğundan, astığı astık kestiği kestik kabadayısına, geçimsiz komşulardan, uzak akrabalara kadar herkes burada; İran, İsrail, Vietnam, Nijerya, ABD, Rusya… Köni kitabına en güncel meselelerden biri olan Füze Kalkanı projesiyle başlıyor. Füze Kalkanı'na verilen onayı, dünyanın Obama'ya duyduğu ihtiyaçla açıklıyor. PKK'ya verilen uluslar arası desteğe bakarken, Vietnam Savaşı'nı hatırlatıyor. Afrika kıtasına da göz atan yazar, buradaki yer altı kaynakları için Amerika ve Avrupa ülkelerinin yaptığı hesapları, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde bölge ile daha iyi ilişkiler kurabilmek adına attığı adamları değerlendiriyor.
Metin Sever'in kitabı ise, yazarın Sabah Gazetesi hafta sonu ekindeki Darbeder başlıklı köşesinde yazdığı yazılardan oluşan; Devlet Dersinden Çakıyoruz Abiler...
Sever'in, irademiz dışında edindiğimiz etnik kimlikle övünmenin garipliğini vurgulayarak, 'Bir Papua Yeni Gineli dünyaya bedeldir' sözünün pek gülünç olabileceğini hatırlattığı, Türkiye'yi muz olmasa da ananas cumhuriyetine benzettiği, kadın-erkek ilişkilerini kriminal ilişki olarak ele aldığı, hayatanı yırtma kültürü üzerine kuranların, yırtamayınca nasıl da yırtıldığını irdelediği, Karl Marx'a yazdığı açık mektuba yer verdiği, Baykal ve Aşk-ı Memnu dizisindeki Firdevs Hanım karakteri arasında benzerlikler kurduğu yazıları bu kitapta bir araya getirilmiş. Kitap, Metin Sever'i okumayanlar için bir tanışma imkanı, okuyup kimi yazılarını kaçıranlar içinse telafi fırsatı...