Türkiye'de karanlık odalar kalmayacak

Haber Merkezi
00:0016/01/2010, Cumartesi
G: 16/01/2010, Cumartesi
Yeni Şafak
Türkiye'de karanlık  odalar kalmayacak
Türkiye'de karanlık odalar kalmayacak

Demokratik açılım sürecinde yapılan çalışmalar ve bundan sonra atılacak adımlar konusunda bilgi veren Atalay: İki temel hedefimiz var. Birincisi terörü kesin olarak sonlandırmak, ikincisi de demokratik standartları yükseltmek. Türkiye'de artık karanlık odaların kalmayacağını belirten içişleri Bakanı Atalay, atılan adımların tüm bireylerin kişi hak ve özgürlüklerini sağlayacağını ama daha güçlü bir Türkiye için yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.


Adım adım açılım süreci
  • Cezaevlerindeki hükümlülerin yakınlarıyla farklı lehçelerde konuşmasını sağlayan yönetmelik yürürlüğe girdi.
  • TRT 6 yayına başlamıştı. Özel televizyon ve radyolarda farklı dil ve lehçelerde 24 saat yayın yapılabilir.
  • Üniversiteler bünyesinde farklı dil ve lehçelerde enstitü kurulması yönünde YÖK'ün hazırlıkları var.
  • Yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asgari seviyeye indirilmesi amacıyla genelgeler yayınlandı.
  • 18 yaş altındaki tüm çocukların çocuk mahkemesinde yargılanmasına yönelik kanun tasarısı Meclis'e gönderildi.
  • Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu: Ayrımcılığa tabi tutulduğunu düşünen bütün vatandaşlar başvurabilecek.
  • Kolluk Gözetim Komisyonu: Komisyon soruşturmaları izleyecek, idari soruşturmanın başlatılmasını isteyebilecek.

    İçişleri Bakanı Beşir Atalay, son günlerin tartışma konusu olan “sivil vesayet”i bir “temcit pilavı”na benzeterek, “Sivil darbe, faşizm, sivil vesayet gibi özünde çelişkili, hiçbir mantıklı tutarlılığı olmayan ifadeler gündeme getirilmeye başladı. Bunların hepsi sahte, düşünce ve analiz asaletinden yoksun, manipülasyon ve sosyal mühendislik icatlarıdır” dedi.

    Atalay, dün bir basın toplantısı düzenleyerek “Demokratik Açılım”la ilgili hazırlanan projeler ve gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin milleti layıkıyla temsil etmek için çalışmalarına bütün gücüyle devam ettiğini kaydeden Atalay, son yedi yıl içinde hayata geçirilen projelerle Türkiye'nin hem bölgesinde büyük bir güç hem de küresel aktör haline geldiğini beldirdi. Atalay, hükümet olarak Türkiye'nin sorunlarını cesaretle çözmeye çalıştıklarını vurgulayarak, “Hükümetimiz sorunlardan kaçan değil çözen bir hükümettir. Biz bunu baştan beri ilke edindik ve özenle sürdürüyoruz. Risk almaktan kaçmıyoruz” diye konuştu.

    HEDEF DAHA İYİ BİR YAŞAM

    Geçmiş hükümetlerin aksine sorunları çözmekten kaçınmadıklarını ifade eden Atalay, şunları söyledi: “Gündemimizin birinci sırasına aldığımız bu sorunları elimizden geldiğince çözmeye çalışıyoruz. Biz çözümü ne kadar büyütürsek soruların o derece küçüleceğine inanan bir iktidarız. Geçmiş iktidarlar gibi ülkemizin bu kanayan yaralarına dokunmayabilirdik. Ama biz farklı bir iktidarız. Sorunları iyi analiz ve teşhis eden bir iktidarız. Daha fazla bu kanın akmasına seyirci kalmadık, kalmayacağız. Aynı zamanda demokratik standartlarımızı yükseltececeğiz. Demokratik Açılım ve Milli Birlik Projemizin iki temel amacı vardır. Bunlardan birincisi terörün sona erdirilmesi, ikincisi de demokratik standartlarımızın yükseltilmesi, hak ve özgürlüklerimizin genişletilmesidir. Bu iki hedefin gerçekleşmesi halinde, tarih boyunca kader birliği yapmış olan milletimizin tüm fertleri daha huzurlu, güvenli ve özgür bir ülkede yaşayacaktır. Bu hedeflerin gerçekleşmesi halinde hepimiz bu ülkede çok daha iyi şartlarda yaşayacağız. Refah ve korkusuzca yaşayacağız.”

    DİLLERE ÖZGÜRLÜK SAĞLADIK

    Atalay, Demokratik Açılım'la ilgili kısa, orta ve uzun vadede yapılan çalışmalar hakkında bilgi verirken, kısa vadeli olanların büyük ölçüde hayata geçirildiğini anımsattı. Cezaevlerinde hükümlü ve tutukların farklı dil ve lehçelerle yakınları ile görüşmesine imkan sağlayan yönetmeliğin yürürlüğe girdiğini, yine farklı dil ve lehçelerdeki TRT yayınlarının yapıldığına dikkat çeken Atalay, üniversiteler bünyesinde farklı dil ve lehçelerde enstitü ve araştırma merkezleri kurulmasının ise YÖK'ün tasarrufunda bulunduğunu bildirdi.

    Atalay, terörle mücadelenin vatandaşın günlük yaşantısını aksatmayacak şekilde yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Yol kontrollerinin azaltılması ve yayla yasaklarının asrgari düzeye indirilmesi için bakanlık tarafından genelgeler yayınlanmıştır. Bunlar hayatı kolaylaştıran çok idari tedbirlerdir. Biz bakanlık olarak bunları önemsiyoruz. Vali ve kaymakamlarımızın bu konuda çok ileri adımları vardır. Orta vadeli adımlara ise yasal değişiklik gerektiren adımlardır. 18 yaş altındaki tüm çocukların çoçuk mahkemelerinde yargılanması ile ilgili kanun tasarısı Meclis'e gönderildi. İnsan hakları ile yeni mekanizmaların kurulması en önemli projedir.”

    İNSAN HAKLARINDA DEVRİM

    İnsan hakları ile ilgili bir çok proje hazırladıklarını anlatan Atalay, “Türkiye İnsan Hakları Kurulu'nun kurulması, Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kurulu'nun kurulması, Bağımsız Kolluk ve Gözetim Komisyonu'nun kurulması, İşkenceye Karşı BM Sözleşmesi'nin Onaylanması ve Ulusal Mekanizmanın kurulması gibi. Bunların dördünü de insan hakları ile ilgili bir paket halinde hazırladık. Hepsi birbiri ile irtibatlı durumda” dedi.

    Atalay, yapılan bu değişiklikler ile kurulan mekanizmaların etnik kökeni, dini inancı, cinsiyeti, siyasi tercihleri ne olursa olsun Türkiye sınırları içinde yaşayan herkesin temel hak ve özgürlüklerini korumayı amaçladığını ifade etti.


    Akıl ve vicdan sahibi projeye karşı çıkmaz

    İçişleri Bakanı Beşir Atalay, akıl ve vicdan sahibi olan kimsenin kardeşliği perçinleyecek bu projeye karşı çıkmayacağını vurgularken, zaten bu nedenle projeye Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adını verdiklerini söyledi.

    Projeyi “devlet projesi” olarak yürüttüklerini anımsatan Atalay, şöyle devam etti: “Bu projeyi kararlı bir şekilde sürdürüyoruz. Bunun birinci boyutu terörün sonlandırılmasıdır. Bunun için ulusal ve uluslararası düzeyde sonuç alınacak çok kapsamlı çalışmalar yürüttük. Terörün sona erdirilmesi için gereken ne varsa onu yapıyoruz. En ileri adımları atıyoruz. Bu ince ince dokunarak devam ediyor. Bunun pek çok boyutu var. Proje bütün boyutları ile yürüyor. Şu anda Türkiye eski Türkiye değil. Türkiye güçlü bir ülke ve uluslararası alanda bu gücünü sonuna kadar kullanmaktadır. Türkiye bu terörü artık taşıyamıyor. Milletimizden bu konuda müsterih olmasını ve desteğini sürdürmesini istiyoruz. Milletimizin bize güven ve desteği, bu mücadelede önemli avantajımızdır.”

    İçişleri Bakanı Beşir Atalay, demokratikleşme sürecinin aslında bir ülkenin, bir yönetimin normalleşmesi olduğunu vurgulayarak, “Getirdiğimiz dört mekanizma demokratikleşme alanında çok rafine tedbirlerdir. Çok ince ayarlardır. Bireyi koruyacak, bireyin hakkını aramasına imkan verecek çok ileri gelişmelerdir. Bunun çok iyi algılanması lazım” diye konuştu.


    Sivil vesayet iddiası saçma

    Bakan Atalay, son günlerde tartışılan “sivil vesayet” konusuna da değinirken, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ülkemizin tek parti diktatörlüğüne gittiğini ve polis devleti iddiaları var. Bir yandan az önce anlattığım demokratik adımlar var, diğer yandan bu tartışmalar gündeme sokulmaya çalışılıyor. Aslında bunlar bazı siyasetçilerin ve partilerin klasiğidir. Geçmişte de bu tip şeyler oldu. Bunlar, yapaylığı sırıtan, manipülatif, sosyal mühendislik ürünleridir. Sığ ve yapay olduğu için de zaten ömrü birkaç haftayı geçmiyor. Demokratik açılım projemiz bile bu iddiaların ne kadar saçma olduğunu gösteriyor. Türkiye artık herşeyi düşünüyor ve konuşuyor. Türkiye açık bir toplum. Karanlık odalar ve karanlık kapıların arkasında bir şeyler kalmasın.”


    Çözüm için cesaret gerekiyor

    Atalay, Türkiye'nin demokratikleşmesi için büyük çaba sarfettiklerini anlatırken, “Biz pozitif siyaset yapıyoruz. İktidar sorumluluğu ile hareket ediyoruz. Yapıcı ve inşa edici bir dil kullanıyoruz. Kardeşlik birlik ve beraberlik diyoruz. Çünkü bunlara ihtiyaç var. Yapıcı ve pozitifliğe ihtiyaç var. Biz topluma umut ve iyimserlik mesajları verirken, birileri negatif bir söylem geliştiriyor” dedi. En önemli sloganlarının “Hep Birlikte Türkiye'yiz” olduğunu anımsatan ancak bazı çevrelerin yıkım siyaseti güttüğünü belirten Atalay, “Vatandaşımızın kadim kardeşlik hukuku ve engin ön görüsü bu söylemleri boşa çıkarıyor. Çözümün karşısında durmak, çözümü baltalamak, kitleleri galeyana getirme çabası anlaşılır değildir. Birileri bunu yapıyor. Milletimiz basiret sahibidir. Ben özellikle bir toplum araştırmacısı olarak, bizim milletimizin, Türk milletinin bu özelliğine karakterine çok güveniyorum. Oynanan oyunları dönen dolapları çok iyi biliyor. Bu sorunları, siyasi rüştünü ispatlayamamış siyasi partiler, marjinal gruplar çözemez. Bu konular geniş ufuk vizyon ister. Bu sorunlar ancak öyle çözülür. Bugün mikro boyutta boğulanlar var. Özden uzaklaşmamak lazım. Bu süreçler kolay süreçler değildir” diye konuştu.