Şarkıcı Tarkan'ın uyuşturucudan gözaltına alınmasının ardından 'denetimli' olarak serbest bırakılması, Türkiye'de uyuşturucu kullanmanın cezaî yaptırımını gündeme taşıdı.
Basına yansıyan bilgilerin aksine, uyuşturucu kullanmak ve bulundurmaktan savcı karşısına çıkan bağımlılar 'ben sadece kullanıcıyım' dese bile cezadan kurtulamıyor. Sanatçılar da dahil bu suçla gözaltına alınıp adaletin karşısına çıkan binlerce kişiye tedavi amaçlı önleyici cezalar veriliyor. Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız, Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesine göre, uyuşturucu bulundurma ve satın almanın suç olduğuna dikkat çekiyor.
Zaman Gazetesi'nin haberine göre, uyuşturucu kullananlar suçu tekrar işlememek, yani bağımlılığa karşı tedavi olacağı sözünü vererek uyuşturucudan uzaklaşmak kaydıyla hukukun 'denetimli serbestlik' ilkesinden yararlanıyor. Bu nedenle gerek sanatçıların gerekse uyuşturucu kullanma suçuyla yakalanan vatandaşların tamamı adli takip altında bulunuyor. Bağımlılık uzmanı Jale Kerimov Janhnson ise madde bağımlısı olarak suçlanan kişilere ilk önce tedavi olmaya ikna edilmesinin önemine vurgu yapıyor. Kerimov, bu yönde bir hukuki işlemin yürütülmesinin en doğru uygulama olacağını söylüyor.
Şöhretlerin uyuşturucu sınavında sınıfta kalmalarının son örneği Tarkan olsa da aslında bu tablo ülkemizde ilk kez yaşanmıyor. Daha önce de birçok ünlü uyuşturucu yüzünden karakol ve adliye koridorlarında istenmeyen görüntüler verdi. Son birkaç yıl içerisinde ünlüler dünyasından şarkıcı Deniz Seki, şarkıcı Yıldız Tilbe, rockçı Özlem Tekin, şarkıcı Metin Şentürk, oyuncu Caner Kurtaran, oyuncu Seda Akman, oyuncu Yalçın Dümer, eski manken Funda Öncü ve şovmen Okan Karacan gibi isimler uyuşturucu kullandığı ve bulundurduğu için yargılanıp ceza aldı. Diğer yandan bugüne kadar güvenlik güçlerinin yaptığı uyuşturucu operasyonlarında 70'e yakın ünlü ismin gözaltına alınması, şöhret dünyasının görünmeyen yüzünü de göstermiş oldu. Her yönden topluma iyi örnek olmaları gereken sanatçıların düştüğü bu durum çoğu kez 'şöhreti kaldıramadı' şeklinde yorumlansa da, ortaya çıkan tablo özellikle sanatçıların, hayranlarına ve gençlere kötü örnek olması bakımından eleştirildi. Tarkan da polisteki ifadesinde söylediği "Hayranlarım sakın beni örnek almasınlar" sözüyle bu eleştirilerin haklılığını gösterdi.
Uyuşturucu satmak ve kullanmak suçundan yargılanan Deniz Seki, 24 Şubat 2009 tarihinde Kedi Operasyonu kapsamında gözaltına alındı. Seki'nin, savcıya verdiği ifadede "ben sadece içiciyim" sözü onu ceza almadan kurtaramadı. Tutuklanarak Bakırköy Kadın ve Çocuk Tutukevi'ne konulan Seki, sekiz ay sonra serbest bırakıldı ve adliye çıkışında çok pişman olduğunu ve hayranlarından özür dilediğini söyledi. Tutuksuz olarak 8,5 ile 24,5 yıl arasında değişen hapis cezası istemiyle yargılanan Deniz Seki'nin davası devam ediyor.
Ünlü dizi oyuncusu Seda Akman ve Durul Bazan, 2007 yılında gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda örgüt üyesi olmak ve uyuşturucu kullanmaktan gözaltına alındı. Ünlü oyuncular örgüt üyeliğinden beraat etseler de "uyuşturucu kullanmak" ve "uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırmak" suçlarından 4 ile 10'ar yıl arasında hapis cezası istemiyle yargılandı. Uzman tarafından denetime tabi tutulan oyuncular hakkında mahkeme, Akman ve Bazan'ın tedavilerinin tamamlanmasının ardından da denetimli serbestlik uygulamasının 1 yıl daha devam etmesini hükme bağladı.
Bir dönem Yaprak Dökümü dizisinde "Şevket" karakterini canlandıran ünlü oyuncu Caner Kurtaran, uyuşturucu kullanmaktan 2007 yılında fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve hakkında hapis cezası istemiyle dava açıldı. Kurtaran, davada 1 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezayı 10 ay hapse indiren hâkim, hapis cezasını da 6 bin lira para cezasına çevirdi. Denetimli serbestlik cezası alan Kurtaran'ın AMATEM'de hâlâ tedavisi sürüyor. Oyuncu Kurtaran'ın son beş yıl içerisinde tekrar uyuşturucu kullandığı anlaşıldığı takdirde hapis cezası işleme konulacak.
Türkiye'de son zamanlarda uyuşturucu kullanan insanların sayısının artması iç pazarın genişlediğinin göstergesidir. Madde bağımlılığı bir hastalıktır ve düzenli tedavi gerektiren bir durumdur. Tedaviden yana olamayan ve madde kullanımında ısrar edene mutlaka cezai yaptırım uygulanmalıdır. Ünlülerin uyuşturucu kullanmaları ile gündeme gelmeleri toplumda ön planda olmalarından kaynaklanmakta. Ünlülerin bu tarz yaşamlarıyla medyada yer almaları haber değeri taşımalarındandır. Normalde sıradan birçok insan da bu tarz madde bağımlılığı içerisinde ama medyada haber değeri taşımaz. Ünlü kişiler bu konuda kötü örnek olmamalı. Uyuşturucu kullandığı için medyada ön plana çıkan ünlülerin hastalığın tedavisinde çaba gösterdiğini ve iyileşme yolunda olduğunu göstermeleri toplumda olumlu mesajlara sebep olacaktır.
Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi gereğince uyuşturucu madde bulundurmak ve kullanmak için satın almak suçtur. Aslında kanunun içeriğinde kişi uyuşturucu madde kullandığı için ceza almıyor. Yargıtay'a göre kanunda uyuşturucu madde bulunan birisi kullanmak için kendi rızasıyla satın almış veya bulundurmuştur hükmüne varıyor ve kullanıcı kişiye cezaî yaptırım getiriyor. 191. maddeye göre, asıl amaç uyuşturucu kullanan kişiyi tedaviye ikna etmek. Bu madde de uyuşturucu bulundurmak ve satın almak suç teşkil ediyor ve kullanmak suç değil, diyor. Fakat dolaylı yönlerden kullanmak suç kapsamına giriyor. Kullanan kişi satın almadan ya da bulundurmadan zaten suç işliyor. Kullanıcı 191. maddeden yargılandığında pişman olduğunu mahkemeye belirtir ve tedavi olacağını söylerse cezaî yaptırım ertelenir. Kişi uyuşturucu madde kullanmaktan mahkemeye çıktığında "denetimli serbestlik" kapsamında yargılanıyor. Sadece uyuşturucu merkezlerinde tedavi olmak şartıyla serbest bırakılıyor. Fakat mahkemede pişman olduğunu söyleyip daha sonra tekrar uyuşturucu bulundurmaktan yargılanırsa bu sefer cezası iki katına çıkartılarak yargılanır. ZAMAN