Almanya Başbakanı Merkel, “Özellikle iş adamları, öğrenciler ve sanatçılar için uzun süreli vizelerin verilmesi düzenlemesi tabii ki düşünülebilir. Hepimizin menfaati bu yönde” dedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 'Özellikle iş adamları, öğrenciler ve sanatçılar için uzun süreli vizelerin verilmesi düzenlemesi tabii ki düşünülebilir. Hepimizin menfaati bu yönde' dedi.
Merkel, Türk-Alman Ekonomi Forumunda yaptığı konuşmada, ekonomik gelişmeler açsından var olan engelleri ortadan kaldırmak gerektiğini söyledi.
Angela Merkel, 'Aynı zamanda çifte vergilendirme anlaşmasının yenilenmesi gerekiyor. Sayın Başbakan Erdoğan ile birlikte biz bu konuyu görüştük. Çok teknik bir konu bir taraftan baktığımızda, ama bu tabii ki olmadığı takdirde çok sayıda dezavantajı da var. Maliye bakanlarımızdan rica edeceğiz bu konudaki maddeleri ele almalarını, müzakere etmelerini. Tabii ki zorluk teşkil eden noktalar varsa, bunları tekrar birlikte ele almak gibi görüş birliğine vardık ki en geç önümüzdeki yıl itibariyle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması sağlanabilsin' diye konuştu.
Diğer bir konunun da vize konusu olduğuna işaret eden Merkel, şunları kaydetti:
'AB ile ilgili tabii Türkiye'nin müzakere süreci çerçevesinde çok önemli olan bir konu, Türkiye'nin dış sınırları itibariyle güvenliği çok daha iyi bir şekilde temin edebilmesi. Çünkü Türkiye'nin birçok ülkeyle dış sınırı var. Burada göçmenler, mülteciler var. Önemli çabalar da tabii Türkiye tarafından sağlandı. Bunu da ben takdir ediyorum. Öbür taraftan tabii geri iade anlaşması çerçevesinde de bir düzenlemeye gitmemiz gerekiyor. Bunlar aslında pratikte hızlandırmamız gereken, yani ekonomi o kadar hızlı dinamik bir şekilde gelişiyor ki bunları da çözmemiz gerekiyor.
Müzakerenin ilerlemesiyle birlikte ikili olarak da neleri hızlandırabiliriz diye bakmamız lazım. Geri iade anlaşmasını sağladığımız takdirde İspanya ve İtalya'nın yapmış olduğunu da yapabiliriz. Yani vize konusundaki şartları özellikle iş adamları, öğrenciler ve sanatçılar için, ki burada İstanbul Kültür Başkenti tabii ki aynı zamanda, uzun süreli vizelerin verilmesi düzenlemesi tabii ki düşünülebilir. Hepimizin menfaati bu yönde.'
Almanya Başbakanı Angela Merkel, 'Birbirimize güvenmek istiyoruz. Güvene dayalı ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz' dedi.
Merkel, Türk-Alman Ekonomi Forumunda yaptığı konuşmada, bugün öğleden sonra ortak programları olduğunu, Essen Kültür Başkenti'nin temsilcileri ile İstanbul Kültür Başkenti temsilcilerinin katıldığı toplantıda, kültürel ilişkilerdeki ortak yönlerin ortaya konduğunu söyledi.
Merkel, 'Birileri için kültürel zenginlik, diğerleri için ekonomik ilişkiler ön planda. Özellikle kültür başkenti olan Essen, klasik sanayileşme döneminde kömür ve çelikle birlikte büyüdü' dedi.
Kültür başkentini kendilerine tanıtan, 'Alman bir Türk' diyebilecekleri bayanın çok güzel bir şey söylediğini, 'Birlikte çalıştığınız zaman Türkler ve Almanlar 1960'lı, 1970'li yıllarda bir arada çalışırken, maden ocaklarında veya yüksek fırınlarda çelik sektöründe kimin nereden geldiği konuşulmazdı, önemli olan burada birbirine güvenip güvenemediğiydi insanların' dediğini ifade eden Merkel, 'Ve benim de bu son iki günde Başbakan'la yaptığım görüşmelerde üzerinde durduğum husus buydu. Birbirimize güvenmek istiyoruz. Güvene dayalı ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz ve Türkiye ile Almanya'nın, iki halkın yararına yapabildiklerimizi geliştirmek istiyoruz. Ortak bir yolda ilerliyoruz. Daha fazla şey yapabiliriz' diye konuştu.
İstanbul'da refah içinde, hareketli bir şehir gözlemlediklerini, burada Almanya'nın aksine nüfusun çoğaldığını gördüklerini belirten Merkel, genç insanların eğitim görmek istediğini, Türkiye ile Almanya olarak ortaklaşa yaşama geçirmek istedikleri projenin İstanbul'da Türk-Alman Üniversitesi olduğunu, bu üniversitenin iki ülkenin eğitim alanındaki faaliyetlerinin nasıl birbirine yaklaşabileceğinin, işbirliğini nasıl geliştirebileceğinin bir örneği olduğunu ifade etti.
Merkel, Türk-Alman ekonomik ilişkilerinde sağlam bir temel bulunduğunu, geçen yılki ticaret hacminin yaklaşık 20 milyar dolar olduğunu, ekonomik kriz döneminde bu rakamın biraz azaldığını, fakat gelecek dönemde yeniden artmasını istediklerini söyledi.
Angela Merkel, 'Türkiye ile Almanya arasındaki ticaret, Türkiye'nin 27 AB üyesi ülkeyle olan toplam ticaretinin çeyreğini oluşturmaktadır. Bu, gerçekten çok özel bir ortaklık, bir stratejik model olacak bir partnerlik, Türkiye'nin AB'ye daha da yakınlaşması yolunda' dedi.
İki ülkenin ekonomik sektörlerinin birbirini çok iyi şekilde tamamladığına işaret eden Merkel, 'Biz Alman şirketlerinden önemli bir talep ve istek olduğunu görüyoruz' diye konuştu.
Biraz önceki yuvarlak masa toplantısında bazı projeleri ele aldıklarını, Nabucco gibi doğal gaz boru hattı projesinin gerçekten Türkiye'nin önemli bir yarar sağlayabileceği proje olduğunu ifade eden Merkel, bunun aynı zamanda Orta Asya'dan Türkiye'ye kadar farklı bölgeleri Batı Avrupa ile bağlayan bir proje olduğunu kaydetti.
Angela Merkel, 'Başbakan bana biraz önce demir yolu ve kara yolu inşaatının olduğu yeri gösterdi. Bu alanda çok büyük kapsamlı projeler var. Bunun ötesinde içme suyu ve atık suyu projeleri var. Türkiye'nin sadece büyük kentleri yok, orta ölçekli kentlerinde de modernleşme çabaları büyük bir önem taşımakta. Savunma sektörünün de temsilcileri aramızda bulunuyor. Burada çağdaş bir güvenlik yapısına ihtiyacımız var' diye konuştu.
Türk tarafında orta ölçekli işletmelerin de Almanya ile iş yapmak üzere örgütlendiğini duyduğunu söyleyen Merkel, bu alanda da işbirliği imkanlarının artabileceğini belirtti.
Angela Merkel, 'Almanya'da yaşayan Türk kökenli vatandaşlara bakınca, bunların ikinci, üçüncü nesili itibariyle işletmecilik yapanları, başarılı olanları var. Özellikle Türkiye ile bağlantılı işlerde de çok uygun partnerler olduğunu da ifade etmek istiyorum' dedi.
Bundan sonra da var olan engellerin ortadan kaldırılması için birlikte çalışılması gerektiğini ifade eden Merkel, Almanya'nın global ekonomik krizden dolayı yüzde 5 oranında daralma yaşadığını söyleyerek, '60 yıllık Almanya federasyonu tarihinde böyle bir şey görmemiştik biz. Eksi 5 gibi rakamla şu anda bir nevi mücadele etmemiz gerekiyor, ihracatımızı artırmamız gerekiyor, aynı zamanda kaliteli ürünlerin de bir nevi satın alınabilmesi, ithalatın mümkün olması gerekiyor. Tabii Türk iş adamlarının Almanya'da üretim yapabilmesi gerekiyor' diye konuştu.
Enerjiyle ilgili olarak da Merkel, şunları kaydetti:
'Enerji alanındaki işbirliği çok daha kapsamlı olabilir. Almanya yenilenebilir enerji konusunda çok önemli deneyime sahip. Hukuki dayanağımız da var. Bu konudaki düzenlemeden dolayı Almanya'daki talep çok artmıştır. Buradaki orana, toplam enerji içerisindeki yenilenebilir enerjilere baktığımız zaman artışın olduğunu görüyoruz. Türkiye'ye baktığımız zaman Türkiye güneşi bol bir ülke, burada çok daha iyi teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ama güneş enerjisinin önemli derecede sübvansiyona ihtiyacı var. İlk etapta belki Türkiye'nin güney bölgeleri ön planda gelebilir. Rüzgar enerjisinde belki henüz daha olması gereken seviyede değil. Bilgi paylaşımında bulunabiliriz. Rüzgar enerjisi konusunda Almanya lider bir ülke, teknoloji bakımından ve Türkiye ile birlikte geliştirmek ister.'
Türkiye'nin toplam enerji altyapısını da yeniden inşa ettiğini söyleyen Merkel, 'Ama enerji alanı Türkiye'de önümüzdeki yıllarda, Türkiye'nin ekonomik büyümesiyle birlikte önemli bir konu olacaktır. Bundan dolayı da Almanya bu alanda hem fikirleriyle hem fiilen de Türkiye'ye yardımcı, destek olmak ister' dedi.
Angela Merkel, 'Dünya genelinde de birlikte hareket etme önerimiz var. Türkiye ile birlikte G20 süreci çerçevesinde AB konusunda, Türkiye ile daha yakın işbirliği konusunda, daha fazla finans regülasyonları konusunda tabii ki bir motor olarak da işbirliği yapılabilir' dedi.
Türkiye'nin ekonomik krizden belki çok fazla etkilenmediğini söyleyen Merkel, daha önceki yıllarda yaşanan olaylardan dolayı dersler çıkarıldığını, önlemler alındığını belirtti.
Merkel, 'Tabii korumacılık belki burada tam istediğimiz hedeflere ulaşılmasında her zaman belki çok doğru reçete de olmayabilir. Bu alanda da işbirliğine gidebiliriz' dedi.
AB katılımıyla ilgili olarak da Merkel, 'Burada pratik düşünmek gerekiyor. Yani müzakerelerin devam ettirilmesi ve bu aşamada Ankara protokolünün şu anda en büyük engeli teşkil ettiğini ifade etmiştik. Ankara protokolünün bazı fasılların açılmamasına neden olması ki, burada ekonomi için önemli olan fasıllar, bu durumda Almanya'nın, bizim şöyle bir önerimiz de olmuştu; Kıbrıs ile müzakerelerin iyileştirilmesi ki limanların, havaalanların, bunların serbest dolaşımının sağlanması gerekiyor. Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile de konuşulması gerekiyor. Tabii ki ben de konuşacağım, konuşurum. Hindistan'ı, Çin'i, oradaki rekabeti düşündüğümüz zaman bizim bu sorunları çözmemiz gerekiyor ki bu alanda da ilerleme kaydedebilelim.'
Almanya'da yaşayan Türk kökenli 3 milyon insanın toplum yaşamına katılabilmesi için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Merkel, 'Bu insanların çocuklarının kültürümüzü ne kadar zenginleştirdiğini görüyoruz. Bunun için entegrasyon da gerekiyor. Ben 'asimilasyon' demiyorum. Dilin de bu entegrasyon için ihtiyaç duyduğumuz anahtar olduğunu, ki bunu da anlayacağınızı düşünüyorum. Türkiye'de herhalde Türkçe konuşmayan bir kimsenin de başarılı olamayacağını bildiğimiz gibi Almanya'da da Almanca bilmeyen bir kimse de zorluk çekecektir' diye konuştu.
Birçok ortak proje olduğunu belirten Merkel, 'Sayın Başbakan Erdoğan'a, görüştüğümüz bütün bakanlara teşekkür etmek istiyorum. Türkiye'nin konuk severliği için de. Bu mükemmel, harikulade şehri, İstanbul'u ziyaret edebildiğim için çok memnunum. Türkiye ile birlikte daha yapmamız gereken, yapacağımız çok iş var. Bu potansiyeli kullanmamız gerekiyor. Üstelik de ekonomide. Bunun için de ben çalışmaya devam edeceğim' dedi.