Halkın isyan başlattığı Tunus'ta devlet başkanının adını taşıyan tabelalar dahi söküldü ama köklü bir rejim değişikliği isteyen Tunuslular 60 gün içinde yapılacak seçimlere kadar diken üstünde. Bir yandan sevinç gösterileri yapılırken bir yandan cezaevlerinde mahkumlar öldürülüyor. Fitili ateşleyen Tunus'tan sonra Mısır, Cezayir, Fas, Ürdün ve Yemen'de elinde ekmek tutan yüzlerce insan otoriter rejimlere karşı sokaklara dökülüyor
Katı bir laikliğin uygulandığı diktatör bir rejimle 23 yıldır baskı altında tutulan Tunusluların isyanıyla Devlet Başkanı Zeynelabidin bin-Ali arkasına bile bakmadan kaçarak Suudi Arabistan'a sığındı. Halk isyanıyla devrilen ilk ve tek lider olan bin-Ali, yerine Başbakanı vekil olarak atadığını açıkladı. Ancak Tunuslular bunu kabul etmedi. Muhalefet grupları ve halk bunun yeni bir diktatörlük modeli olduğunu söylerken sokaklarda eylemler ve büyük yağmalama olayları devam etti. Cezaevlerinde, en az 42 kişinin öldüğü isyanlar yaşandı. Devlet cezaevi kapılarını açmak zorunda kaldı. Devrik liderin adı tabelalardan dahi silindi. Ardından meclis başkanı Fuad Mebaza geçici devlet başkanı olarak atandı.
Mebaza, Başbakan'dan bir koalisyon hükümeti kurmasını istedi. Anayasanın ise 60 gün içinde seçim yapılmasını öngördüğünü belirtti. Ancak o zamana kadar Tunus'ta muhalefetin sesini duyurma çabalarının çatışmalı geçmesi bekleniyor. Ülkede muhafazakar kesim bugüne dek baskı altında tutulmuştu. Gösterilerde çok sayıda başörtülü kadının da yer alması bunu kanıtlar nitelikte oldu. Londra'da sürgünde yaşayan, ülkenin İslami muhalefet lideri Raşid el-Gannuşi, Bin Ali'nin Çavuşesku gibi devrildiğini söyledi. “İntifada ateşi bütün ülkeyi sardı. Tunus için beklenen mehdi değişimdir” tespitinde bulundu. Gannuşi bugün ülkesine dönüp milli birlik hükümetinde yer alacağını da açıkladı.
"Yasemin Devrimi" olarak nitelendirilen ayaklanmaya Batılı ülkelerin tepkisi ise şüphesiz olumlu oldu. ABD, Fransa ve İtalya isyanı övdü. Olayların bir benzeri de Cezayir'de yaşanırken Ürdün'de yüzlerce kişi yoksulluk ve işsizliği gerekçe göstererek sokaklara döküldü. Batılı ülkelerin öngördüğü şekilde, buradaki otoriter rejimlerin ömürlerinin sonuna geldiği yorumları yapılıyor. ABD "Tunus'taki isyanın otoriter Arap rejimlerine bir mesaj olduğu" belirtti. Tunus'ta yaşayan Mısırlılar ise "Sıra Mübarek'te. Bin Ali'nin uçağı Mübarek'i bekliyor" sloganları eşliğinde gösteriler düzenlediler. Fas ve Yemen'de de benzer gösteriler giderek yayılmaya başlıyor.
Bin-Ali iktidarının devrildiği gün halk sokaklarda sevinç gösterileri yaparken Tunus'un Mehdiye cezaevinde ayaklanma çıktı. 42 kişinin öldüğü Manastır ceazevininin yanısıra başkent Tunus'un 140 km güneyindeki Mehdiye cezaevinde de askerler, ayaklanan mahkumlara ateş açtı, çok sayıda mahkum ve tutuklu öldü. Mehdiye cezaevinde toplam 1200 mahkum ve tutuklu bulunuyor. Tunus'ta devlet binaları askerler tarafından korunuyor.
Tunus'ta bulunan 8'i bebek 333 Türk vatandaşı THY'ye ait özel uçakla dün İstanbul'a getirildi. Yolculardan eşi Türk olan Tunuslu Sonya İlyas, "Polisler artık evlere saldırıyor, yağma yapıyorlar. Kimse saat 17.00'den sonra sokağa çıkamıyor. Erkek kardeşlerim, ellerinde sopalar ile evi bekliyor" dedi. Tunus'ta eşini bırakarak Türkiye'ye dönen Silvia Güney de “Orada olmak kötü, Türkiye de olmak güzel” dedi. Türkiye'de bulunan Tunuslular ise uçuşlar iptal edildiği için Atatürk Hava Limanındaki bekleyişini sürdürüyor.
Tunus'un devrik lideri Zeynelabidin bin-Ali'nin ülkeden kaçışı ilginç oldu. Ayaklanmanın had safhaya ulaştığı gece, Tunus'tan Paris'e gittiği sırada Sardinya adasına acil iniş yapan Tunus uçağında bin-Ali'nin olduğu düşünüldü. Havaalanında uzun süre bekleyen uçak için İtalyan yetkililer havaalanını terket çağrısı yaptı, bunun üzerine uçak İtalya'dan ayrıldı. Ancak uzun süre Zeynel Abidin'in İtalya'ya sığındığı düşünüldüyse de haber İtalyan makamlarca yalanlandı. Fransa ise bin-Abidin'i topraklarında istemediğini resmen açıkladı. Ertesi sabah bin-Ali'ye Suudi Arabistan'ın kucak açtığı anlaşıldı. Suudi Arabistan resmi haber ajansı, Bin Ali'nin ailesiyle birlikte Cidde kentine geldiğini duyurdu.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da hayat pahalılığına karşı yapılan protesto gösterileri Ürdün'e de sıçradı. Karak kentinde yüzlerce kişi hayat pahalılığını protesto etti. Cezayir'in ise patlamaya hazır bir volkanın üzerinde bulunduğuna dikkat çekillirken ülke günlerdir kanlı çatışmalara sahne oluyor.
Mısır'da 30 yıldır iktidarda bulunan Hüsnü Mübarek liderliğindeki rejime karşı onlarca Mısırlı eylemci dans ederek, "bin Ali, Mübarek'e, onun için de bir uçak beklediğini söyle" sloganları attı.