Siz çekin o muhteşem dizinizi... İçine yirmi tane reklâm kuşağı gömerek, binbir tantana eşliğinde de yayımlamaya devam edin... Fakat, bilin ki bizler de gırtlağımız parçalanırcasına bağırmaya devam edeceğiz... Çünkü, doğma büyüme bir İstanbullu olarak, Kanunî'nin büyük usta Sinan'a yaptırdığı Süleymaniye Camii'nin önünden geçip Haliç'i seyretmeye giderken, en azından kendi adıma, böyle bir vefâsızlık gösterisi karşısında yüzümün utançtan artık daha fazla kızarmasını istemiyorum!
Ki ben de özel hayatımda eleştiri mekanizmasına aynen böyle bakan biriyim. Bu yaklaşımımın kaynağı ise yine kendi ailemin ahlâkî geleneklerine uzanıyor.
Velhasıl, biz Müslümanlar, kendisinden iyilikler gördüğümüz hiç bir insanı ucuz dedikoduya meze etmeyiz.
Ve yine bundan dolayıdır ki söz konusu dizinin yapımcılarının böylesi filmler ve dizilere gösterilen tepkiyi lâyıkıyla anlamaları çok zor…
Ancak, Çar ve müttefiklerinin ince hesapları tam olarak tutmadı ve elimizdeki toprağın miktarı kuşa dönmekle birlikte bugün hâlâ Avrupa'dayız. Hem de uzun bir fetret döneminin ardından, aynı coğrafyada gerek siyasal, gerek ekonomik, gerekse askerî açıdan yeniden yükselişe geçerek…
Bu örtbas edilemez vefâ borcu da bazı durumlarda ağzından çıkanı kulağının duymasını, kameranla kaydettiğin görüntüleri asgari düzeyde bir ahlâkî süzgeçten geçirmeni gerektirir.
O yüzden de tartışmaların kaynağı, hitâb ettiğin toplumun bu gibi noktalarda kara cahil ya da aşılmaz tabulara sahip olması değildir.
İşte, bizde olup da sizde olmayan, ya da en azından eksik olan temel erdem bu… Tarihinizi yazanlara karşı bir dirhem vefâ ve duygusallığınız yok.
Bu basit gerçeğin sokaktaki ayakkabı boyacısı ihtiyar adam bile farkında; fakat kocaman kocaman film yapımcıları olarak sizler henüz farkında değilsiniz. Ya da daha doğrusu farkındasınız da işi saflığa vuruyorsunuz.
Çünkü, hayatınız boyunca böyle vicdanî ve entelektüel tasalarınız olmadı ki…
Emin olun, yanılıyorsunuz. Daha fazla popüler olduğunuz yok, sadece insanlar sizden her geçen gün biraz daha nefret ediyor.
Siz çekin o muhteşem dizinizi… İçine yirmi tane reklâm kuşağı gömerek, binbir tantana eşliğinde yayımlamaya devam edin.
Fakat, bilin ki bizler de gırtlağımız parçalanırcasına bağırmaya devam edeceğiz. Artık, her kim diğerinin bileğini bükerse!