AIG'i ipten alan FED, bu yıl içinde şu ana kadar 17 mali kuruluşa el koydu. FDIC'in bünyesine katılacak çok sayıda kuruluş bulunduğuna dikkat çekilirken, “İşleyiş açısından Amerika'ya da bizdeki gibi bir TMSF lazım” yorumları yapılmaya başlandı. Avrupa'yı etkisi altına alan küresel fırtına olanca kudretiyle piyasaları sallamayı sürdürüyor. Bu süreçte Avrupa'daki gelişmeleri yakından takip etmek gerek. İhracatımızın önemli bölümünü gerçekleştirdiğimiz AB ülkelerindeki karışıklık Türkiye'yi de derinden sarsabilir
FED elindeki tek atımlık kurşunu American International Group'tan (AIG) yana kullandı. Alınan bilgiye göre FED, bankalara 'Lehman mı, AIG mi?' sorusunu yöneltti. Aldığı cevaplar ışığında Lehman'ın batışına izin veren Amerikan Merkez Bankası, AIG'e 85 milyar dolar aktararak sigorta devini ipten aldı. AIG'i kurtaran ABD hükümeti batışın oluşturacağı dev kriz dalgasının da önüne geçmiş oldu. Hükümet, aktaracağı 85 milyar dolar karşılığında dev sigorta şirketinin yüzde 80'inin denetimini alacak. Amerika'nın TMSF'si konumunda olan FDIC, 2008 yılında toplam 17 şirkete el koydu. 100'e yakın bankanın daha zora gireceği tahmin ediliyor. FDIC'in bünyesine katılacak daha onlarca kuruluş olduğuna dikkat çekilirken, en renkli açıklama Turkish Yatırım Analisti Gökhan Uskuay'dan geldi. 'Amerika'nın bizim TMSF'mize ihtiyacı var' diyen Uskuay, FDIC'in el koyduğu banka ve sigorta şirketlerinin yönetiminde TMSF'nin deneyimine ihtiyaç duyabileceklerine dikkat çekiyor.
TMSF yetkilileri ise Amerika'daki işleyişle Türkiye'deki işleyişin aynı kefeye konamayacağı görüşünde. Amerikan ekonomisindeki büyüklüğe dikkat çeken yetkililere göre Türkiye'de batan fona devredilen 22 bankanın toplam maliyeti 20 milyar dolar. Öte yandan FED, sadece AIG için 85 milyar dolarlık bir kurtarma planını hayata geçiriyor. Öte yandan ABD hükümeti, kurtarma kredisi çerçevesinde verilen krediye karşılık AIG'in yüzde 80'inin denetimini alacağını açıkladı. Türkiye'de TMSF ise sorunlu şirketlerin denetimini değil, yönetiminini aldığı biliniyor.
Öte yandan piyasalardaki kan kaybı dün de sürdü. Başta Rusya olmak üzere yurtdışı borsalarda hava çok kötü” diyen Alan Yatırım Yurtiçi Pazarlama Bölüm Yönetmeni Onur Güleç'in verdiği bilgiye göre Rusya'ya şu an Gürcistan'a girmesinin bedeli ödetiliyor. Rusya'da borsanın büyük düşüşler nedeniyle iki gün üst üste kapatılmasının endişelere neden olduğunu söyleyen Güleç sözlerini şöyle sürdürüyor; “Yurtdışındaki tedirginlikler yüzünden dolar 1.28'e yükseldi. 1.30'a ulaşması hayal değil. Borsada ise tabanın nerede olduğunu kimse bilmiyor. ABD'de düzelme olmazsa 28 binleri görmemiz mümkün. Alım için piyasanın nerede duracağını görmek lazım.”
FED faizleri düşürmedi, AIG 85 milyar dolarlık kredi ile hayata döndü. Bu iki gelişmeyle beraber krizin soğuyacağı düşünülüyordu fakat olmadı. Şu an için kimse krizin etkilerinin ortadan kalkacağını düşünmüyor. Lehman gibi riskli türev araçlarına yatırım yapmış bir çok finans kuruluşu olduğunu söyleyen Euro Trend Yatırım Ortaklığı Genel Müdürü İsmail Güner'e göre krizin yüzde 70'i yaşandı. Geriye ise yüzde 30'u kaldı. Kriz etkilerini yavaş yavaş Avrupa ülkelerinde de göstermeye başladı. Bu konunun Türkiye'yi ilgilendiren bölümü, toplam ihracatımızın önemli bölümünün AB ülkelerine yapılıyor olması. Krizin başından bu yana ABD'deki batık maliyetinin 1 trilyon doları bulabileceği yorumları yapılıyordu. Şu andaki tabloya göre Amerika'da 600 milyar dolarlık bir batık oluştu. Arada kalan 400 milyar dolarlık açığın yeni batışlarla beraber yıl sonuna kadar kapanacağı yorumları yapılıyor. Küresel dalgalanmalara İstanbul Borsası'nın verdiği tepkilerin önemli olduğunu belirten Güler, ilk günler Türkiye krizde bir ayrıştırmaya sahne olur mu? Göreceli olarak bu krizin dışında kalabilir mi? yorumları yapılıyordu. Fakat gelişmeler karşısında İMKB, yurtdışından çok daha fazla düştü.
Krizin Türk mali sistemini etkileyip etkilemeyeceğine yönelik tartışmalar süre dursun, en önemli etki petrol piyasasında gözlendi. Geçen hafta 100 doların üzerinde işlem gören petrol fiyatları, krizle beraber petrol talebinin düşeceği kaygısıyla 90 dolara kadar düştü. Bu arada Goldman Sachs, müşterilerine gönderdiği notta, gelecek yıl için daha önce 148 dolar olarak açıkladığı petrol fiyatı tahminini 123 dolara indirdi. En çok ithal ettiğimiz ürünlerin başında gelen petrol 90 dolar seviyesine indi. Petroldeki bu düşüş Türkiye'nin yükünü hafifletiyor. Çünkü petrol ithalatı, harcamalar içerisinde en önemli kalem. Uzun süredir yukarı eğilimini sürdüren petrol fiyatları son 3 ay içerisinde tam yüzde 38 geriledi. Petrol fiyatındaki her 10 dolarlık artışın Türk ekonomisine 4,5 milyar dolardan fazla cari açık getirdiği belirtiliyordu. Bu hesabı tersten yapmaya kalktığımızda son 3 aydaki 57 dolarlık düşüş cari açığı 26 milyar dolardan fazla azaltmış durumda. Fiyatların düşmesi kendisini makroekonomik açıdan bazı sonuçlar doğuruyor. Bilindiği gibi enflasyon rakamlarında yükselme eğilimi beklentisi hakim. Fiyatların düşmesi bu beklentileri biraz daha yumuşatmış olacak.
Rusya'nın Gürcistan'a girmesiyle birlikte ülkenin risk primi arttı. Rus borsasındaki düşüşe değinen uzmanlara göre Rusya'yaya Gürcistan'a girmesinin cezası kesiliyor. Rusya'da piyasaya sağlanan 44 milyar dolarlık girdiye rağmen borsada düşüş devam ediyor. Dün yüzde 17'lik düşüşle şok yaşayan ruble bazlı Micex indeksi, sabah saatlerinde yüzde 7'lik kazanca rağmen yeniden düşüşe geçti. Yüzde 10'lara varan kaybın yaşanmasının ardından öğlen saatlerinde işlemler yine durduruldu. Dolar bazlı RTS indeksinde de 6,4'lük düşüşün ardından işlemler durduruldu. RTS indeksi 1058 puana gerilerken, Micex indeksi de 853 puana düştü.